GÜNEŞ YOLCULUĞUNU TAMAMLARKEN

26 3 1
                                    

  Rikardo bu acı düşünceleri kafasından kovmak için bir tutam tütün attı ağzına. Uzaktan dağ köylerin yönünden bir eşek ve sahibi göründü. Bir süre sonra Rikardo'nun önünde durdular. Köylü alnındaki teri silerek:

– Selam yaşlı dostum.

Rikardo zorlukla yerinden doğrularak:

– Hoş geldin Alejandro.

Yaşlı köylü esmer yüzünü kızgın bakışlarla daha da çirkinleştirerek:

– Hiç hoş gelmedik. Bu benim sadık dostumun nalı düşmüş.

Usta gözleri daha uzaktan fark etmişti nalın düştüğünü. Ama alışkanlıktan eşeğin yanına eğilip bir ayağını kaldırıp baktı:

– Hallederiz.

Köylü eşeğin sırtındaki heybeyi alarak:

– Kusura bakma param yok. Sana biraz buğday getirdim.

Rikardo'nun da paraya ihtiyacı vardı ancak hiç bozuntuya vermeden:

– İyi etmişsin, teşekkür ederim.

Rikardo ağzındaki tütünü tükürdü, elinin tersiyle ağzını sildikten sonra eşeği yularından tutup su yalağının başına götürdü. Eşeğin su içtiği yalaktan iki eliyle su aldı, yüzüne çırptı. Kendine gelmişti artık, önlüğüne ellerini sildi ve eşeğin yularını eline aldı. Aksayan bacağıyla el aletlerinin durduğu yere bağladı eşeği.

– Gel dostum kaldır şu eşeğin ayağını dedi.

Önce toynağı temizledi sonra bir yana doğru büyümüş tırnağı kesti. Özenerek tırnağın ölü kısmını Maya bıçağıyla kesti, sonra törpüyle düzeltti. İşini öyle severek yapıyordu ki yandan bakan onun bir sanat eseri şekillendirdiğini zannederdi. Nasırlaşmış eliyle törpünün bıraktığı tırnak parçacıklarını temizledi. Sonra bir kez daha tırnağın düzlüğünden emin olmak için inceledi. Gözüne çarpan yerleri biraz daha törpüledi. Torbasının içinden dört beş nal çıkarttı. Eşeğin diğer ayağında düz nal vardı. Bunun için Rikardo mahmuzlu ve kapalı nal seçeneklerini hemen ayırdı. Yılların verdiği tecrübeyle bir nal seçip eşeğin toynağında denedi. Yerli yerine oturduğunu görünce torbasından çekiç ve mıh aldı üç tane mıhı dudaklarının arasına sıkıştırdı. Bir tanesini de nalın ilk deliğine çaktı. Sırayla mıhları çakınca tekrar aynı sırayı takip ederek mıhların uçlarını gerekli uzunlukta kesip başlarını şişirdi. Son bir kez daha törpüyü eline alıp iki kere daha törpüyü salladı. Alejandro işin bittiğini anlayınca:

– İşini bunca severek yapmana imreniyorum.

Yaptığı işi incelerken adamın yüzüne bakmadan:

– Bu konuşamayan dostlarımızın ömrünü uzatıyorum, eğer yanlış iş yaparsam tırnağın kırılmasına çatlamasına sebep olurum. Bu da eşeğin ayağının intihap olmasına ve sakatlanmasına sebep olur.

– Haklısın ölüme kadar götürür. Çok teşekkür ederim.

Rikardo boşaltmış olduğu heybeyi köylüye uzatarak:

– Hadi güle güle. Komşularına selamımı söyle.

Alejandro eşeğin sırtına binip yola koyuldu. Rikardo ise yaptığı işin memnuniyetiyle arkalarından uzun süre baktı. Verimsiz, çorak topraklar üstünde güneş şaşmayan yolculuğunu bugün de tamamlamak üzereydi.


                                                                                  -  SON  -

NALBANTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin