Soy ağacının son dalı, kasabalının diline yerleşmiş bir tabirdir. Eskiden bu kasabaya çok sayıda tüccar yerleşirmiş, yaz aylarında. İki farklı şehir arasındaki tek kasaba bizimkiymiş. Rivayete göre, gelip geçen her tüccar gölün kenarına otağını kurarmış. Bir sonraki sene geleceğinde aynı yere yerleşebilmesi içinde bir fidan dikip etrafına çit örermiş. Çitlerinde üzerine namını yazıp, kasabalıdan fidanı devamlı sulamasını isterlermiş. Bir sonraki sene geldiğinde de fidanı sulayanları bulup hediyeler verirmiş.
Zamanla bu sistem kasabaya özgü bir özellik halini almış.Her tüccarın gölün kenarında bir otağı ve ağacı olmuş. Tabi şimdi gölün kenarı koca bir orman. Tüccarların bize bıraktığı miras da budur. Soy ağacının son dalı da burdan gelir. Köye her yeni gelene 'soy ağacının son dalı' yakıştırılır ve hediyeler gönderilir, şükran niyetine.
Ferit ve ailesi, soy ağacının son dalıydı şimdilik ama bu böyle kalamazdı. Buraya yerleşmelerini bir yere kadar kabullenebilirdim ama hazmetmek, sindirmek, bunlar tanımlayamadığım duygulardı.
Bu kasabanın yüzyıllardır yaşanan bir hikayesi var. Bu hikaye sabrın sırlarıyla, sessizlerin çığlığıyla, acının susamlarıyla yazıldı.
Benim öfkemle unutulacak...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dandik Adamların Şiiri
Ficção AdolescenteAdaleti arayan Zagros'un dramatik başarı öyküsü. Zagros, idealist ve sıradan bir vatandaştır. İş dünyasına küçük zamazingolarla başlar ve zamanla kasabada bilinen bir tüccar olur. İşinde büyümek isteyen herkesin başına gelen zorluklar Zagros'un da...