Frezya ' Fresia

153 25 57
                                    


Yasmin uyandığında baş ucunda en yakın arkadaşı Isabelle oturuyordu. "Günaydın!"

Sabah mıydı? O kadar olmuş muydu ya?

"Günaydın." dedi Yasmin. Birbirine yapışmış kirpiklerini aralaması zor olmuştu.

"Kalk hadi! Hayde!" Belle Yasmin'in yorganını açıverdi. Vücuduna hücum eden soğukluk ile irkildi Yasmin. "Neden ya? Nereye?" diye sızlandı ağzını bir tarafa gözlerini bir tarafa yamultarak. Yataktan sarkıttığı bacaklarını çaprazladı ve çıplak ayaklarına önleri domuzlu panduflarını giydi. Domuzlar şirin hayvanlardı.

Belle arkadaşlık görevini yerine getirip Yasmin'in sırtına bir hırka attı ve onu kolundan tutarak banyoya götürdü.

"Bugün büyük gün kızım! Cennete gidiyoruz, cenneteee!"

Yasmin kafasını lavaboya eğmiş yüzüne su çarparken arkadaşına kötü kötü bakmakla yetindi. Yavaş yavaş açılıyordu bilinci. "Cennet neresi ya?"

Belle arkadaşının yüzünü kurularken bir yandan gülerek konuştu. "Kamp, Yasmin. Bugün kampa yapmaya gidiyoruz. Hatırlasana.. Matematik Kampı... Çağlayan Ormanları... yeşil çadırlar... sabah koşuları... antrenman koçları... " Havluyu yerine astı. Yasmin'i odaya sürükledi. "Zeka patlaması yaşanan kamp ateşleri... ormanda oynanan macera dolu oyunlar... zorlu parkurlar... sınavsız bir tatil Yasmin! Kamp içinde bulunan hem zeki hem yakışıklı oğlanlardan bahsetmiyorum bile!..anla.." Gözlerini büyük bir sakinlikle kapatarak kafasını yana eğdi Belle. -sen anlarsın-

Tekrar yatağına oturan Yasmin uzunca bir süre bunu düşündü. İlgisini çeken şey tabi ki de ilk oğlanlardı fakat o dürtüsü şeytanın ona bir fısıltısıydı ve Yasmin bunu bilecek, karşı çıkacak kadar olgundu. İlgi odağı hemen matematik olmuştu. Vee, tabi ki de seneye gireceği üniversite maratonu.

Oturduğu yataktan kalktı hemen. Önemliydi bu! Şimşekler çaktı beyninde, kafatasının iç çeperlerinden sekti ve geri döndü. Dönenler de boşlukta tekrar çakışınca gözlerini iyice araladı. Malum daha gözleri bile yeni açılıyordu.

Aniden ayaklandı. "Kızım kalk! ..." Ne yapacağını bilemez hâlde odada dolandı. Kâh dolaba gidiyor kapakları açıp kapatıyor kâh çekmecelere gidiyor altını üstüne getiriyordu. En son kucağında biriken kıyafetleri yatağına fırlattı. "Bak hala oturuyor, kalksana!"

Arkadaşının ayakta olduğunu ve elinde bir bavul, bir spor çantası bir tane de sırt çantası tuttuğunu ya bilmiyor ya da fark etmemişti Yasmin. Pekaalaaa. 

Arkadaşı yataktaki kıyafetleri katlayarak bavula koymaya başlamıştı. Yasmin ise hala konuşuyordu ve tabii ki yatağa gerekli eşyalarını-kıyafetleri- fırlatıyordu. Aklından yakında yataktan taşan kıyafetlerin yeri boylayacağı geçmedi değil. Ama süper orantılı fırlattığını ve bu yüzden düşmediklerini düşünmek daha cazipti herhalde.

Elindeki diş fırçasını da başlığını takıp yatağa attığında yatakta daha yeni attığı fırça harici hiç bir şey olmadığını fark etti. Sonra da onları özenle yerde açık vaziyette duran bavula koyan arkadaşını. "Ah, tabi."

Banyoyu da odası gibi karıştırdıktan sonra özel eşyalarını almış olmanın sevinciyle bir rahat nefes aldı. "Ne kaldı başka, Bel?"

"Sana kaç kere bana şöyle seslenme demedim mi ben? Ve hayır, başka bir şey kalmadı."

Belle sinirli bir şekilde yatağa oturup açık bavulu seyretti. "Belki birkaç makyaj malzemesi istersin?" Asosyal arkadaşını bu sefer yeni bir kulvara taşıyarak kandırmak istiyordu.

IRK 1. 1 : KontaktHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin