4.bölüm

521 21 0
                                    

Sabah

Miraydan

Güneş yüzüme vuruyordu, her yerde kuş cıvıltısı vardı. Ağacın yapraklarının birbirine çarpma sesi kulağıma kadar geliyordu. Huzurluydum, ta ki kapı çalana kadar.

''Gir'' dedim, içeri ağabeyim girdi.

''Fıstık bugün cumartesi akşam bir şeyler yapalım mı?''

''Şey ağabey , bugün benim için özel birinin doğum günü partisi var , ben ona gideceğim.''

''Hımm. O özel kişi kim? Sakın! Bartu deme!''

''Hayır o pislik değil. Yağız. Bizim komşu var ya, kaç senelik arkadaşım olan.''

''Ha. Yağız tamam Miray. Ben de gelebilir miyim peki?''

''Ağabey , benle sonra dalga geçerler sen gelme, ''

''Neden dalga geçsinler.''

''Ağabey , ben çocuk muyum? Seni getirirsem cidden dalga geçerler.''

''Tamam , anladım. Ben aşağı gideyim o zaman. Kahvaltıyı hazırladım, annem bugün eve gelmicekmiş.''

''Neden?''

''Babamızın yanına gitti. Anlarsın ya.''

''Iy, midem bulandı sabah sabah.''

''Napalım babamız asker ve karısını bedensel çok özlemiş. 1 senedir yok ortalıkta.''

''Tamam Boran , çık artık ya midem kalktı. Kahvaltıya inecem şimdi .''

''Tamam kızma ya, gel.'' dedi , sırıtarak aşağı indi. Midem bulanmıştı, ben hala bekaretimi kaybetmedim. Ay tamam midem bulandı , üstüme sarı gömleğimi giydim. Altıma beyaz bir pantolon , bir de makyaj yapıp aşağı indim.

Boran yemeğini yiyordu.

''İnsan bekler demi kardeşini.''

''Napayım, açım''

''Öf tamam.''

''Böyle mi gidiceksin?''

''Hayır tabi ki de . Şuan biri ile bulaşmaya gidicem akşam geçicem o zaman elbise giyeceğim.''

''Tamam'' dedi , sofraya oturdum bir kaç şey yedikten sonra. Ağabeyimi öpüp evden çıktım.

Bartu'nun evine gidiyordum, ona hesap sormam gerekiyordu.

Taksi ile evinin önüne geldim. Parayı ödedikten sonra , evin kapısına doğru gittim. Güzel bir evleri vardı. Kapıyı çaldım, açan görevliydi.

İçeri hızlı adımlarla girdim ve bağırmaya başladım.

''Bartu!!''

''İn aşağı Bartu!!''

Hızlıca merdivenlerden inerek yanıma geldi, ağlıyordu. Yanıma gelip sarıldı bana . Hıçkırıkları kulağımda çınlıyordu. İttim onu sinirlice.

''Neden ağlıyorsun ha? Pişman mı oldun köpek! Ağla çok ağla! ''

''Mir-ay''

''Ağla köpek, ne var be! Sana koca yıllarımı verdim ben!''

''Miray! Annem - Annem öldü.'' dediğinde beynimden vurulmuşa döndüm. Fidan Hanım ölmüştü, kadın zaten kanserdi.

''Ben - Ben üzgünüm.''

''Miray , annem yok artık, miray yalnızım çok.''

''Baban?''

''Annem öldükten sonra. Kafasına sıktı , o da öldü Miray!'' şuan çok üzülmüştü , koşarak sarıldım ona.

''Şşş Bartu tamam , geçecek, ben yanında olacağım bundan sonra.''

''Sahiden mi?''

''Evet Bartu , tamam, şimdi ağlama lütfen. Ben de üzgünüm sana kırıcı laflar söyledim.''

''Lafların benim için bir hiçti zaten , ama Miray sen de beni bırakma '' dedi ve daha çok ağlamaya başladı.

Başını okşadım, salona geçtik. Oturdum o da kucağıma yattı.

Saçlarını okşadım, yanaklarını sevdim. Gözyaşlarını sildim.

''Tamam artık lütfen ağlama güçlü olmalısın!''

''Miray!''

''Bartu, hadi ama bak , eğer şimdi ağlarsan annen ve baban çok üzülür.''

''Gerçekten mi?'' bir çocuk gibi sordu bu soruyu.

''Evet , onlar şuan seni görüyor. Bak ağlama , gül , onlar senin gülmeni isterdi.''

''İyi ki yanımdasın Miray, ben seni hiç aldatmadım.''

''Neden o zaman kızı öptün.''

''Ağabeyin , o istedi. Tehdit etti beni.''  ağabeyim mi? nasıl olur bu?

''Tamam, tamam, özür dilerim seni dinlemedim.''

''Önemli değil.'' beraber koltukta öyle uyuduk.

**********************************************************

Telefonumun çalması ile gözlerimi açtım. Yavaşça Bartu'nun kafasını yastığa koydum. Telefonumu aldım ve balkona çıktım. Arayan Yağızdı , açtım.

''Ne oldu Yağız?''

''Gelmicek misin?''

''Şuan Bartu'nun yanındayım.''

''Neden?''

''Annesi ve Babası ölmüş.''

''Oha! peki gelecek misin?''

''Bugün gelemem , ama söz senle ikimiz ayrı bir doğum günü partisi yapalım. Hem sana hediye mi daha vermedim.''

''Tamam hayatım.''

''Öptüm seni canımın içi.''

Kapattım telefonu, Bartu uyanmıştı. Hemen yanına gittim. 

''Aa sen neden uyandın?''

''Boşver kim aradı seni?''

''Yağız.''

''Neden aradı seni?''

''Bu seni pek ilgilendirmez canım.''

''Tamam sen öyle diyorsan.''

''Hadi uyuyalım.'' dedim ve koltuğa uzandım. O da göğüsümün üzerine yattı.

''Teşekkürler.'' dedi. Ben de önemli değil tarzında alnından öptüm. Gerçekten çok üzülmüştüm, ve çok kızgındım. Boran nasıl böyle bir şey yapar ya.

Nasıl, nasıl, nasıl. Bir de çocuğu tehdit etmiş. Allah'ım sana geliyorum. 

Kız Kardeşim (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin