İnsanlar gün geçtikçe güçlenmişti.Inarius her ne kadar Uldyssian'ı tehdit olarak görmesede insanlığı durdurmak için çabaları her seferinde başarısız olur.
Diablo sonunda Sanctuary'ye ulaşmıştı.Inarius'u bulup ona Uldyssian'ı ve Eydrem'i yenmeyi planladılar.
Birşeylerden kuşkulanan Tyrael çeşitli yollar denemiş şeytanlarla konuşmuş ve sonunda Sanctuary'nın varlığını öğrenmişti ve bunu cennete bildirdi.
Cennette Sanctuary'nın varlığı kara bir leke olarak adlandırıldı ve yok edilmesine kara verildi.Cennet orduları hızla Sanctuary'yi gitmenin yollarını aradı fakat Sanctuary'nin koruyucusu Trag'Oul güçlüydü ve elinden geldiğince Sanctuary'yi saklamaya çalıştı.
Trag'Oul u geçen cennet orduları Sanctuary'ye gelmişti.O sırada Uldyssian ve Inarius'un orduları savaşa başlamıştı.Diablo'nunda yardımıyla epey güç toplayan Inarıus Uldyssian'a karşı direnebiliyor ancak üstünlük kuramıyordu.Sanctuary yıkıma uğramış harap olmuştu.Sanctuary de yaşanmış en kanlı savaş buydu.
İki tarafta çok güçlüydü,iki taraftada güçlü yaratıklar,kişiler vardı.Birbirleriyle savaştıkça açığa çıkan güç Sanctuary'ye zarar vermeye başlamıştı.Yer şekilleri bozuluyordu,Dağlarda oyuklar açılıyordu.Savaş devam ederse Sanctuary'nin sonu gelebilirdi.
Bu sırada Lucion tarafından varlığı keşfedilen Lilith,Lucion'la savaşmaya başladı.Öz abisi ondan çok daha kibirli,deneyimli ve güçlüydü.İki hamlede Lilith'i parçalayan Lucion cehennem tarafında savaşa devam etti.
İki taraf yine hırçınca savaşırken gökte koskocaman bir yarık oluştu ve öylesine parlak bir ışık süzmesi savaş alanı aydınlatmıştı ki iki tarafta savaşmayı bırakıp göğe baktılar.Tam o sırada ışıkların içinde cennet orduları yağmaya başladı.Meleklerden yayılan enerjiyle güçlenen Uldyssian'ı,Inarıus'u kolayca yendi ve cennet tarafından yakalanan Inarıus'un cezası belirlenene kadar Void'e kapatıldı.
Tyrael tarafından yakalanan Uldyssian mistik ve güçlü bir kelepçeyle kelepçeledi.Cehennem Sanctuary'yi yağmalayıp,sömürmek için cennetin Sanctuary'yi yok etmesine karşı çıktı.Buna sinirlenen cennet ordusuyla,cehennem ordusu savaşa tutuştu.Sanctuary tam anlamıyla bir savaş alanı olmuştu.3 farklı taraf vardı.Yüksek cennetin melekeri,cehennem'in şeytanları ortalarında ise Edyrem birliği.
Bu savaşı kelepçeli halde izleyen Uldyssian daha fazla dayanamadı.Zaman içinde gücü tanrısal gücüde geçtiği için kelepçelerden kurtuldu ve ''Durun!'' diye haykırdı.Öylesine güçlüydü ki Sanctuary tüm zaman içinde donup kalmıştı.Yurduna yapılanlar Uldyssian'ı fazlasıyla kızdırmıştı.Bu öfke ile cennet ve cehennem ordularını Sanctuary'den uzaklaştırdı.
Sanctuary'yı tekrardan inşaa etmeye çalışan Uldyssian denedikçe Sanctuary'yi mahvetti.Gücünün asıl kaynağı yıkım olduğu için başarılı olamadı.Son bir fikri vardi fakat büyük bir fedakarlık gerektiren bir işti.Bütün güçlerini geri çekip onları bırakmaya karar verdi ve Trag'Oul'a kendisini Void'e kapatmasını emretti.
Olanları cennetten izleyen Tyrael insanlıkta var olandan fazlası olduğunu gördü.
Savaş sona erdi.Mephisto ile baş melekler toplantı yapmaya karar verdiler.Sanctuary harap haldeydi fakat hala umut vardi.Bazıları cennete yalvardı.Sanctuary'yi bağışlayıp kendi haline bırakması için.cennette bi oylama yapıldı.Baş melek İmperius fikrinden vazgeçmemişti hala Sanctuary'nin kara bir leke olduğunu düşünüyordu.Tyrael ise Uldyssian'ı gördükten sonra insanlığa ilgi duymuştur ve İmperius'a karşı çıktı.Sonunda Mephisto ile anlaşan baş melekler Sanctuary'ye cennet ve cehennem karışmadan kendi halinde yaşamasına izin verdiler.İnsanlık kendi kaderini yazacaktı.Bunların karşılığı Inarıus Memphisto'yla birlikte cehenneme gönderildi.
Sanctuary yeniden inşaa edilmeye başlandı.İlk önce zaman Uldyssian'ın şehri terk etmeden önceki ana sarıldı.Böylece yaşanan olaylar yaşanmamış olacaktı.Tüm insanların hafızası silindi,Nephalem soyundan olanlar ve Trag'Oul'un isteği üzerine Mendeln hariç.Triune ve Cathedral of Light ortadan kaldırıldı.
Yeniden başlangıcın ardından yaşananları sadece melekler,şeytanlar,nephalemler ve bir kaç insan tarafından bilinecekti.
