Sonumuz Yok

Benim Dinim Müzik

Sıkıca kapattığı gözlerini açtı ve Luk'un gözlerine baktı. Bakışları sabit değildi, göz kapakları titriyordu. Onun bu ürkekliği Luk'u daha çok çok teşvik ediyordu. O güzel boynu Luk'un en sevdiği noktalardan biriydi. Dilini boyun çizgisinin bir ucundan diğer ucuna gezdirdi. Dan'in bacakları yerden kesildi  , Luke sağ koluyla belini kavramış onu havada tutuyordu. Bir süre boynuyla oyalandıktan sonra tüm bedenini Dan'in bedenine dayadı. Dan duvar ve Luke arasında sıkışıp kalmıştı. Tatmin olamayan Luke , Dan'i daha fazla sıkıştırdı. Duvar ve Luk'un arasında kalan Dan , bir kedi yavrusu gibi mırıldanıyordu. Tüm bu çıkan sesler Luk'un dikkatini çekmişti.

Bir restoranın tuvaletinde sevişmek Luke için alışıldık bir şey olabilir ,ama Dan için bir ilk yaşanıyordu. Luk'un öpücükleri can yakmaya başladı. Dan'in tüm boynunu emiyor ve dişlerinin arasına alarak hafif ısırıklar atıyordu. Elleri Luk'un göğsünde olan Dan, ısırıkların acısıyla tırnaklarını Luk'un göğsüne geçirdi. Luk acıyla inledikten sonra"Canavara dönüşmeye başladın,'' dedi gülümseyerek. Dan'in sağ ve sol elini tutarak duvara yasladı. Ona karşı fiziksel gücünü kullanarak üstünlük sağlıyordu. Bu sırada kapının dışından ayak sesleri duyulur oldu. Tüm dikkatini kapıya veren Dan , çırpınarak Luk'un elinden kurtulmaya çalışıyordu. Tüm gücüyle Dan'i tutan Luke, sesin artmasıyla birlikte ellerini çekerek Dan'i serbest bıraktı. Dan ,ayaklarının yere değmesiyle birlikte koşarak kapıdan çıktı.

[...]

Max '' Neden olmasın yapabileceğimize inanıyorum'' dedi kendinden emir bir duruşla.

Fin'' Biliyorum sadece Dan beni endişelendiriyor''

Max'' Dan'i biliyorsun , sesi soluğu çıkmaz ama iş müziğe gelince hepinizden rahattır o '' dedi çenesini kaşıyarak.

Luke''  Hesabı ödedim hadi kalkalım çok işimiz var''  dedi tüm konuşmayı bölerek.

Fin'' Kalkalım da Dan nerede ?'' dedi tüm restoranı süzerek.

Luke'' Dışarıda sigara içiyordur nerede olacak '' dedi elini kaldırarak.

Ekipmanları aldıktan sonra restorandan çıktılar. Dan'in oturmuş sigara içtiğini gören Max ıslık öttürerek eliyle ''gidiyoruz '' işareti yaptı. Koşarak gruba katılan Dan , yarıya gelmiş sigarasını Fin'e uzattı. Sigaradan derin bir nefes alan Fin '' Hadi yapalım şu işi !'' diyerek olduğu yerde zıpladı.

[...]

Kırmızı ışık havada süzülen dumanı gözler önüne seriyordu, elbette sigara dumanıydı bu. İçeriyi kasvetli bir hava , ağır bir koku kaplamıştı. Pek aldırmadılar bu duruma , alışkındılar nede olsa. Tüm barı inceledi Dan , her zamanki meraklı gözleriyle. Onun aksine işe koyuldu Max , bir an önce kurmak için düzeneği. Fin dokunmaya başladı gitarının tellerine. Düzensiz ve uyumsuz melodiler yükseldi barın kasvetli havasına. Bir süre sonra Luke da katıldı tüm bu düzensizliğe.Dan henüz bardan sıkılmamış olsa gerek , her köşeyi inceliyordu. Çok kalabalık olmasa da insanlar bir şeyler içip aralarında sohbet ediyordu. Dan'in tüm barı gezmesini sessizce izleyen barmen sağ elini kaldırarak Dan'i yanına çağırdı. Usul usul Barmenin yanına giden Dan,

''Merhaba'' dedi ve sandalyeye oturdu.

''Mükemmel bir yer değil ama iyi bir başlangıç , ne dersin? '' dedi ,bardakları temizlerken bir yandan.

'' Anlamadım '' dedi kaşlarını kaldırarak.

'' Hadi ama kim böyle bir yerde sonsuza kadar çalmak ister ki ?'' dedi gülümseyerek.

Sağ ve sol dirseğini masaya , ellerini çenesinin altına koyarak kafasını salladı. Barmen ufak bir bardağa farklı şişeleri karıştırarak elde ettiği sıvıyı döktü. Yavaşça Dan'in önüne itti.

''Sorun değil hepimizin hayalleri var, kimsenin seni bir hayalin var diye suçlamasına izin verme, bu arada adım Gordon.'' dedi ve sol elini Dan'e uzattı.

'' Bende Dan , memnun oldum '' dedi ve Gordon'un elini sıktı.

Bir süre masada oturup içkisini yudumladı . Gordon ile iyi anlaşıyorlardı. Luke bir süre grupla çaldıktan sonra Dan'i almak için sahneden atladı ve bara doğru gitti. Gördüğü manzara onu biraz şaşırttı. Gülüşüyor ve koyu bir sohbetin içindeydiler. Şaşırması doğaldı , Dan'i gülümserken hatta kahkaha atarken görmek sık yaşanan bir şey değildi. Dan yeni servis edilmiş kokteylini içerken , Luke kolundan kavradı ,

''Yeter bu kadar , buraya eğlenmeye gelmedik'' dedi ve Dan'i kendine doğru çekiştirdi.

Durumu şaşkınlıkla izleyen Gordon''Hey Dan,iyimisin ?'' diyerek bardan çıktı. Sağ kolunu Luktan kurtaran Dan,elini kaldırarak ''İçki için teşekkürler Gordon sonra görüşürüz'' dedi.Soğuk bir bakış attıktan sonra sahneye çıkan Luke , Dan'in elini tutarak sahneye doğru çekti. Davuluna vuran Max , Dan' e dönerek ,

''Hadi bir deneme yapalım '' dedi ve ritim vermeye başladı. Sağ ayağı ile yere vuran Fin , gitarının tellerinde gezinmeye başladı. Dan sahnenin ortasında duran mikrofon çubuğuna sokuldu ve mikrofonu sağ eliyle kavradı. Mırıldanmaya başladı ''feel good , feel good ...'' Barın sakinleri sohbetlerine ara verip sahneye döndüler ve izlemeye başladılar.

''Windmill, windmill for the land.
Turn forever hand in hand
Take it all in on your stride
It is sinking, falling down
Love forever, love is free
Let's turn forever, you and me
Windmill, windmill for the land
Is everybody in...''

Mikrofon direği ile bütünleşen Dan , sadece şarkı söylemiyordu tüm sahneye hakimdi. Yeri geliyor dizleri üstüne çöküyor , yeri geliyor uçmaya çalışan tavuk gibi zıplıyordu. İnsanlar sandalyelerinden kalkıp onun enerjisine eşlik ediyor, hatta şarkıyı beraber söylüyorlardı.Solo atmak için öne çıkan Fin , bir süre Dan'e eşlik etti. Luk'un kafa işaretiyle soloya giren Fin, tüm tecrübesini ve yeteneğini konuşturdu. Fin gitarı ile insanları etkilerken ,Dan Luk'un yanında zıplıyordu. Max'in davulu dövmesiyle solosunu bitiren Fin, sahneyi Dan'e bırakarak geri çekildi. Mikrofonu iki eliyle saran Dan , son bölümü söyleyerek şarkıyı sonlandırdı. İnsanlar eğlendiklerini alkışlayarak gösteriyordu. Max'in yanına giderek kulağına yanaşan Dan,

'' Bu kadar ısınmışken bırakmayalım ne dersin ?'' dedi fısıldayarak.

'' Haklısın devam, müzik nasıl yapılır gösterelim'' diyerek davula vurdu.

Davuldan çıkan ses ile durumu anlayan Fin ve Luke kafasını sallayarak diğer parça için hazırlandılar.