➕ 0.6 ➕

48 6 0
                                    

Herkese çok teşekkür ederiz. 230 okumayı geçtik. Bizim için çok büyük bir mutluluk. Bu kadar çabuk büyümeyi beklemiyorduk. Tekrardan hepinize teşekkürler :)

Herkes salona toplanınca bir sessizlik ortama hakim olmuştu. Agah arada Asel'e bakıyor. Asel hem Rüzgar abime hem Agah'a sırayla bakıyor. Rüzgar abimin gözleri ise Asel ve Agah arasında mekik dokuyordu. Merih ve ben arada bakışıyorduk. Geri kalan ise başka şeylerle ilgileniyordu. Ateş abim bir şey söylemek için oturduğu koltukta düzeldi.

"Ya ben biraz acıktım ama acaba yemek mi yesek?"

Tanay sanki bunu bekliyormuş gibi hemen söze girdi.

"Hay ağzından öpeyim Ateş. Bende biri bunu ne zaman diyecek diye bekliyordum. Çok acıktım bende kurt gibiyim."

"Tanay sen şey yap ııı benim ağzımdan öpme de ne bok yersen ye!"

Olayı önce yumuşatmak isteyen abim bunu başaramamış ve yine özüne dönmüştü. Bu konuşmadan sonra herkes yemek için olumlu mırıltılar çıkarınca kızlar olarak kalktık ve mutfağa yöneldik. Asel mutfağa gelince bir ara daldı gibi oldu.

"Pişt! Hayırdır daldın gittin. Dünyaya geri dön gülüm iş zamanı iş! Emektar işçiler olarak yemek yapacağız. Hey yavrum hey kime diyorum ben!"

"Hım, ne? Ne dedin? Ben buradayım bir yere gittiğim yok. Sana anlatacaklarım var unutturma!" deyince ona dikkatlice bakıp cevapladım.

"Tamam unutturmam." dedim ve yemek olarak ne yapacağımızı düşündüm. O sırada evde abur cubur ve içecek olmadığını farkedince Asel'e söyledim.

O sırada kapıdan giren Rüzgar abime Asel ile markete gitmesini söyleyip onları mutfaktan çıkardım. Toprak ablamın eline de masa kurması için gerekenleri verdim. Onları alıp giderken yapacağım yemekleri hazırlamıştım.

Mükemmel Su'dan Bugünün Menüsü

-Süzme Mercimek Çorbası

-Fırında Makarna

-Köfte ve Patates Püresi

-Revani

İşte bu kadardı. Hemen ellerimi yıkayıp işe koyuldum.

İlk başta bakliyat dolabından mercimek alıp yıkadım ve süzüp bir kaba koydum.

Sonra gereken sebzeleri yani patates ve soğanı sebzelikten çıkardım. Havucu da dolaptan aldım ve hepsini yıkadım soydum. Patatesi ve havucu doğradım.

Derin bir tencere alıp yağ ilave edip kızmasını beklerken soğanları küp küp doğradım. Kızan yağa soğanları atıp 2-3 dakika kavurdum. Kavurunca azıcık un ilave edip kokusu çıkıp renk alıncaya kadar kavurmaya devam ettim. Kavrulunca patates ve havucu ilave ettim. Hepsini karıştırıp ısıttığım suyu ve mercimeği ilave ettim. Tuz ve karabiber ekledim ve mercimek çorbasını pişmeye bıraktım.

Ardından annemin hep hazırda bulundurduğu ve sürekli bana yaptırdığı dondurucudaki köfteleri aldım ve ocağın yanına yaklaştırdım ki sıcakta daha iyi çözülsün.

Sebzeliğe gidip 6 tane patates aldım ve diğer tencereyi ocağa koydum. Kabuklarını soyup yıkadım ve küçük küçük doğradım. Bunları tencereye atıp üzerini hafif geçecek şekilde süt ilave ettim. İçine tereyağı ve tuz ilave edip karıştırdım. Patatesler sütü çekip yumuşayıncaya kadar kısık ateşte pişmeye davam etti. Ben o sırada çorbayı kontrol ettim 10 dakikası vardı. O sırada köfte için tava ve makarna için borcam çıkarttım. Sonra çözünmüş köfteleri çıkarıp tepsiye koydum. Tavaya yağ döktüm ve kızdırdım, kızınca köfteleri atıp kızarttım. Sonra da servis tabağına aldım. Gidip çorbanın altını kapattım. Sonrada sütü çeken patatesleri ezdim ve karabiber döküp karıştırdım. Patates püresini de servis tabağına aldım.

MUSKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin