Evrim

93 7 1
                                    

Merhaba arkadaşlar :) Multimedyada Çınar var.  :)

Uçurumdayım aşağı baktığımda ucu bucağı olmayan bir çukur . Sonsuzluk gibi, gerçek hayatta sonsuzluğu kim tadabilmiş ki ? Gözlerimi kapattım ve kendimi aşağı bıraktım, bu adrenalin dolu tarif edilemez duygu, düşüyorsun ama yere çakılmak yok, acı hissi yok sadece sonu olmayan bir yolculuğa çıkmışsın gibi.

  Duyduğum yüksek sesle birden uykumdan uyandım. Ahh rüyaydı tabi, hemen hemen nerdeyse  annem ve babam boşandığından beri her gece aynı rüyayı görüyordum. Elimi gözlerime götürüp ovuşturmaya başladım gözüm saate takıldı. Ne? Saat daha sabahın beşiydi. İçeriden bir daha ses geldi “Eylül” hemen yataktan kalkarak odadan çıktım ve salona indim. Seslenen üvey annemdi “Efendim bu saatte neden uyandırdın?” “Büyük gün” dedi. “Temizlik yapacaksın.”

  Temizlik mi? Neden şaşırıyordum ki evde zaten hizmetçi olmasına rağmen sırf bana eziyet etmek için işlerin çoğunu bana yaptırırdı. Normalde inatçıydım temizliği yapmadan odama çıkar uyurdum ama bu cadı kadında inatçı beni rahat bırakmazdı en iyisi dediğini yapmak diyerek elime  bezi alıp tozları almaya başladım. Birden aklıma büyük gün demesi geldi ne büyük günü birisi falan mı geliyordu? Normalde muhatap olmazdım ama merakıma yenik düşerek sordum. “Ne büyük günü,birisi falan mı geliyor?”  Bana ters bir bakış atarak kibirli bir şekilde “Evet bir şikayetin mi var?” Gözlerimi dikip suratına baktım bu kadın beni delirtiyor. Tam ağzımı açmış konuşacakken babam gürültülü bir şekilde  aşağı indi ve “Günaydın” diyerek yanağıma bir öpücük kondurdu. Çok mutlu görünüyordu şimdi iyice merak ettim kim gelecekti acaba?

 Babam cadı kadına döndü ve “Misafirimiz yola çıkmış mı hayatım?” Oda 32 diş sırıtarak “Evet canım birkaç saate burada olur.” Dedi. Artık iyice meraklanmıştım en sonunda sordum “Kim geliyor Allah aşkına?” Babam tam konuşacakken cadaloz kadın araya girdi “Gelince görürsün tatlım.” Iyy vıcık vıcık. Babamın yanında gözünü boyamak için hep böyle davranırdı. Neyse beni ilgilendirmez, temizliği biran önce bitirip odama çıktım. Duşa girdim ve kendimi sıcak suyun rahatlatıcı kollarına bıraktım. Meyve kokulu şampuanımı kafam döküp iyice köpürttüm sonra da durulayıp banyodan çıktım.

 Saçlarımı da kurutup formamı giyince hemen evden dışarı attım kendimi ne olur ne olmaz o cadı kadın yine iş falan yaptırır. Evin kapısında sabah güneşimi gördüm yakışıklı erkeğim beni bekliyordu, hemen kollarına attım kendimi. Oda beni havaya kaldırdı ben kahkaha atarken oda saçlarımın kokusunu içine çekti. “ Şu kokun beni sarhoş ediyor meleğim” dedi. Yüzümde kocaman gülümsememle arabaya doğru ilerledim. Ben yolcu koltuğuna geçerken oda sürücü koltuğuna oturdu. Arabayı çalıştırdı ilerlemeye başladık.

  Çınar okul sokağını geçince anlamayarak ona baktım oda bana baktı ve göz kırptı. “Nereye gidiyoruz aşkım?” diye sordum“.Seni kaçırıyorum” dedi. Bende “Ama bir tanem dünde dersten hoca çağırıyor bahanesiyle çıktım bugünde okula gitmezsem çok dikkat çeker, babama haber verirler.” Dedim

 Hemen suratı düştü ve direksiyonu çevirerek u dönüşü yaptı “Haklısın Prenses şimdi başımızı ağrıtmasınlar” Yüzü hala asıktı. Bende onun bu haline dayanamayarak yanağına bir öpücük kondurdum. Oda arabayı hemen kenara çekti bana baktı ve yaklaştı bende onun gözlerinin içine bakıyordum. Dudaklarımız birbirine temas edecekken ben birden kendimi geri çektim. Hayır henüz buna hazır değildim. Biliyorum 2 senedir çıkıyoruz ve yaşıtlarımız işi daha ileriye götürdüler ama ben yapamıyordum işte. Çınar o kadar anlayışlıydı ki tekrar hayal kırıklığına uğrasa da hiçbir şey söylemedi. Başkası olsa çoktan tekmeyi basmıştı. Ama Çınar onun gerçekten beni sevdiğine inanıyorum. Kulağına eğilip “Seni seviyorum” dedim. Acı çeker gibi gözünü kırptı ve açtı “Bende seni hem de çok” dedi. Tekrar gaza bastı 2dk ya okula gelmiştik.

  Çok sıkıcı geçen dersler ardından tekrar kapıda Çınar ile buluştuk. Beni eve bıraktı, eve geldiğimde o kadının yüzünü görmeden hemen odama çıkmak istiyordum. Hızlıca kapının kilidini açtım doğruca merdivenlere yöneldim. Koşar gibi hızlı adımlarla ilerlerken birden arkadan babamın sesi duyuldu. “Kızım buraya gel misafirimize hoş geldin de.” Ah tabi unutmuşum bugün büyük gündü misafir gelecekti. Salona doğru yöneldim, babam tam karşımda oturuyordu yanında da o cadaloz kadın. Babamların karşısında duran tekli koltukta da birisi arkası bana dönük şekilde oturuyordu. Misafir bu olmalı diyerek oraya doğru ilerledim. Tam yanına gelecekken kafasını çevirdi ve baktı.

Babam “Bak kızım kardeşim geldi.” Gözlerim birden açıldı Aman Allah’ım bu o muydu? Hayır şaka falan olmalı. O sümsük ,itici çocuk resmen evrim geçirmiş bir şekilde karşımda duruyordu. Ayağa kalktı ve “Merhaba Eylül” dedi. Bende şaşkınlığımdan sıyrılarak “Merhaba” diyerek elimi uzattım ama beklediğim şey olmadı elim havada kaldı. Çocuk direk geldi boynuma sarıldı. Ben yeni bir şok geçirirken çocuk benden ayrıldı ve “Şampuanının kokusunu sevdim.”Dedi.

  İnanmıyorum yıllar bir insanı bu kadar değiştirmiş olamaz en son gördüğümde 13 yaşındaydı ukala ve sümsüğün tekiydi. Şimdi ise hem çok yakışıklı hem de çok sıcak kanlıydı.

 Ben aval aval çocuğun yüzüne bakarken cadaloz konuştu “Ekin bir daha dönmeyecek, artık hep bizimle kalacak. Benim gözlerim yine açıldı şokların biri bitmeden diğeri başlıyordu.

  Demek hep bizimle kalacaktı. Gülümsedim ,bu mükemmel varlığın bizimle kalması tabi ki de çok hoşuma gitti. Hafif dağınık saçları ve muhteşem kaslı vücuduyla çok seksi gözüküyordu.

  Aman Allah’ım neler düşünüyorum ben. Benim zaten Çınar’ım var, hem bu tiple bu çocuğu yalnız bırakmazlar mutlaka sevgilisi vardır.

  Bu sırada Ekin fısıldadı “Hayır canım sevgilim yok.”

Arkadaşlar yorumlarınızı bekliyorum. Hikayeme ona göre şekil vereceğim, şimdiden teşekkürler. :)

SONSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin