3. Bölüm: SINIF

60 4 0
                                    

“Evet var.” Bunda bu kadar şaşırılacak ne vardı ki? Anlayamadım, aynı şekilde şaşkın gözlerle bende onun suratına baktım. “Senin açından bir sakıncası mı var?” Böyle bir tepki vermemi beklemiyormuş gibi yüzüme baktı. “Hayır yok. Ama çocuğun tipini hiç beğenmedim yiyecek gibi bakıyor sana.” Ne, yiyecek gibi mi ? Kendisinin nasıl baktığının farkında değil sanırım. 

“Erkek arkadaşımın olması seni neden bu kadar rahatsız etti.?” Cümlemi bitirir bitirmez bir kahkaha patlattı. “Bana ne senin erkek arkadaşından, sadece dikkatli ol diye uyarmak istedim.” Hayır anlamadığım ne için dikkatli olacaktım? Zaten 2 yıldır çıkıyorduk Çınar’ın bu güne kadar hiçbir kötü hareketini veya başka bir şeyini görmedim. Hem o benim erkek arkadaşım bana istediği gibi bakar.

 “Gereksiz uyarın için sağol” diyerek odama çıktım. Ukala şey sinirlerimi bozdu, ilk gördüğümde değiştiğini sanmıştım ama yanılmışım sadece tipi değişmiş o kadar ,karakter yine aynı.

  Üzerimdeki elbiseyi çıkarttım, Çınar’ın bende olan birkaç tişörtü vardı bir tanesini üzerime geçirdim. Elime en sevdiğim kitaplardan biri olan AYNI YILDIZIN ALTINDA’ yı aldım kaldığım yerden devam etmeye başladım. Bu kitabı ikinci okuyuşumdu ama ne yapayım çok seviyordum bu yüzden tekrar okumaya başlamıştım. Kitap okurken kendimden geçiyor sanki bu dünya ile bağlantımı koparıyordum. Bu sebeptendir ki karşımda oturup beni seyreden Ekin’i daha yeni fark ettim. Üzerimde tişörtten başka hiçbir şey olmadığından  bacaklarım ortada sergileniyordu, hemen kendimi toparladım.

  Ekin hala beni seyrediyordu. Ne var dermiş gibi yüzüne baktım. “Hiç sadece seni seyrediyordum, kitaba o kadar dalmışsın ki seni rahatsız etmek istemedim.” “Yine sevgilim hakkında yorum yapmaya mı geldin?” Biraz sert çıkışmış olabilirdim ama yine onun hakkında  konuşup sinirlerimi bozmasını istemiyordum.

 Böyle bir tepki vereceğimi bekliyormuş gibi duruyordu. Dudakları hafifçe yukarı büküldü. Bu şekilde gerçekten mükemmel gözüküyordu. Gözleri, dudakları, kusursuz burnuyla “Allah özene bözene yaratmış” Lafının tam karşılığıydı.

“Hayır onun için gelmedim, yarın senin gittiğin okula başlıyorum.” “Bizim okul mu?”  şaşkınlığım ses tonuma da yansımıştı. “Evet, neden bu kadar şaşırdın eğer sevgili kız kardeşim istemiyorsa başka bir okulda bulabilirim.” “Liseyi bitirdiğini sanıyordum.” Liseyi bitirmiş olması gerekmiyor muydu yoksa ben mi yanlış biliyordum. “Normal şartlarda evet bitirmiş olmam gerekiyordu ama bazı nedenlerden dolayı bir sene daha uzadı.” Ne kadar da rahattı ben sınıfta kalmış olsam ne yapardım bilmiyordum.

   “Peki, yarın 7 de ayakta ol beraber gideriz” dedim. “Kız kardeşim benimle beraber gitmeyi çok istiyorsa onu asla kıramam” dedi ve göz kırparak odanın kapısına yöneldi. Ukala şey, bu kadar gıcık olmayı nasıl başarıyordu anlamış değilim. Arkasından dil çıkarmamak için zor tuttum kendimi.

  Neyse baş belası gittiğine göre artık kitabıma kaldığım yerden devam edebilirim.

   Alarmın sesiyle uyandım, dün gece kitap okurken uyuya kalmışım. Hemen banyoya gittim sıcak bir duş aldım. Saçlarımı kurutup maşayla doğal gibi görünen bukleler yaptım. Çantama kitaplarımı da yerleştirdikten sonra artık hazırdım.

  Bay ukala ortalıkta gözükmüyordu odası benim odamın karşısında olduğundan kapısına gittim tıkladım ses seda yoktu. Uyuya mı kalmıştı acaba? Of birde bu başıma bela oldu, şimdi iki saat onun hazırlanmasını bekleyecektim. Söylene , söylene odasının kapısını açtım.

 Aman Allah’ım yarı çıplak şekilde karşımda duruyordu. Altında sadece havlu vardı. Sanırım banyodan yeni çıkmış. Bana doğru döndü bende hemen ellerimle gözümü kapattım “Kusura bakma kapına tıkladım ama ses gelmeyince uyuya kaldın sandım o yüzden kapıyı açtım.” Bu utangaç halim onun hoşuna gitmiş olacak ki sesli bir şekilde güldü. “Önemi yok, hem utanmana da gerek yok. Giyinip geliyorum hemen.” Tamam diyerek odadan çıktım ama hala utanıyordum.

  Kahvaltı yapmak için aşağı indim, kaslı vücudu ve baklavaları sürekli gözümün önüne geliyordu. Yine edepsizleşmeye başladığımı anladığım an hemen kahvaltıma yumuldum. Bu sırada oda mutfağın kapısına geldi, kafamı kaldırıp baktım üzerine tam oturan ve kaslı vücudunu sergileyen beyaz bir gömlek altına da koyu renk  pantolon giymişti. Gözünde de güneş gözlükleri vardı. Gerçekten çok seksi görünüyordu.

   “Kahvaltınızı bitirdiyseniz çıkalım mı küçük hanım?” “Bitirdim ama sen kahvaltı yapmayacak mısın ?” “Ben sabahları bir şey yemem” dedi. Bende peki manasında kafamı salladım. Beraber evden çıktık, bugün Çınar beni almaya gelmeyecekti. Okula Ekin’in arabasıyla gittik. Arabayı park edip indik. Arabadan inerken herkes bize bakıyordu, özellikle kızlar. Kendimi biran Alacakaranlıkta Bella ve Edward’ın okula ilk beraber  geldikleri an geldi.

  Bütün kızlar tren geçiyormuş gibi bakıyorlardı. Bende bize bakanlara tip, tip bakmaya başladım.

  Uzaktan şaşkın gözlerle bize bakan Çınar’ı gördüm, hemen yanına gittim bu sırada Ekin de benim arkamdan geldi. Direk Çınar’ın boynuna sarıldım, kokusunu içime çektim onun kokusu beni rahatlatıyordu. Çınar bana baktı ve gözüyle Ekin’i işaret ederek “Bu kim?” Bende “Sizi tanıştırayım, Bu Ekin erkek kardeşim. Buda Çınar benim erkek arkadaşım.” Ekin elini uzatarak “Demek Kız kardeşimin kalbini çalan şanslı erkek sensin.Memnun oldum.” Çınar’ın elini uzatmayacağını düşündüm ama beni şaşırttı oda elini uzatarak  “Bende” Ama hiç memnun olmuş gibi durmuyordu.

  Zaten öyle olduğunu düşünmek aptallıktı, Çınar sınıf arkadaşlarım dahil çevremdeki bütün erkeklerden kıskanırdı beni.

   Biz Çınar’la sınıfıma giderken Ekin de kendi sınıfını öğrenmek için müdürün odasına gitti. Öğretmenler zili çaldıktan sonra Çınar kendi sınıfına gitti. Bende sırama geçerek hocanın gelmesini bekledim. Az sonra edebiyat hocası geldi. Hoca tam derse başlayacakken kapı açıldı, içeri müdür ve...

Aman Allah’ım! Ekin geldi.  

Ne yani aynı sınıfta mıydık ?

Arkadaşlar iyi-kötü  yorumlarınızı esirgemeyin lütfen  :D 

SONSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin