Her zamanki gibi annemin o iğrenç sesiyle uyandım. Malesef o sıcacık yatağıma veda ettikten sonra banyoya ilerledim. Duş aldıktan sonra okul formalarînı giydim ve üzerine benim için üzerinde kocaman A harfi yazan ceketimi giydim. Asansörün içinde zemin kata inmeyi beklerken aynada kendime bakıp gram da olsa yakışıklı olduğumu düşünüyordum. Servise bindikten sonra kendi yerime oturdum ve her gün olduğu gibi müzik dinliyordum yani dinliyorduk kulaklîmı dışarıya fazla ses verdiği için servis ve ben müzik dinliyorduk. Her ergenin istediği gibi bende biran önce ölüp kurtulmak istiyordum ama naparsınız insan yapamıyor. Okulun bahçesinde indigimzde havalı bakışlarla kendi bloğuma dogru ilerledim. Herkez yine bana bakıyordu. Bende onlara bakıyordum. Liseye yeni geçmiş biriside olsam ilk haftada okulun "cool çocuk" ünvanına erismitim. Sınıfa girdiğimde en arkada tekli sırama geçtim ve telefonumla oynamaya başladım. sınıftan girenlere baktığımda ise ya kezban ya lezbiyen yada kaşardı. Lezbiyen olduğunu nerden anladın diye sorabilirsiniz ama insan belli ediyor. Bu sınıfa düşmek için ne kadar günah islediğimi düşünürken matematik hocamız geldi. Her ogretmen gibi ondanda nefret ediyordum. Kaşşşar. Adam benden nefret ediyordu ne zaman bi şey desem sen sus gözüme batmaya başladın der ve bende icimden "Anana batıyorum pezevenk"der gecistirirdim. Neyse klasik bir lise gününde ne olduysa onlar oldu demicem çünkü olmadı. Takıma girdiğimde sevinmistim. Okulun yüzme takımındaydım o yüzden okulun yarısı beni ve diğer "cool cocuklardan" biri olan 11. sınıf öğrencisi Alp YAPI yı görmeye geliyolardı. Takımda yeni olduğum için herhalde koçun bana hediyesi olan,soyunma odasındaki dolabımın içindeki slip mayo dikkatimi çekti. Neyse diğer takımdakilerle tanıştıktan sonra antreman için havuzun yanında küçük çaplı ısınmalar yapiyorduk ki koç havuzun içine girmemizi söyledi. 8 kişilik takım bir anda havuzun içine girdi. Koç havuzun içinde sürekli havuzun karşı tarafina yollayıp geri getirtiyordu. Takımda olmamın tek sebebi derslerden yırtmam içindi yoksa takımla yüzmeyle kim uğraşır Ocağın ortasında. Antremandan sonra herkez kendi sınıfına gitmişti. Tabi antreman bittiği için tribünde oturanlarda kalmamıştı "O hariç" tam solandan cıkıcaktım ki onu gördüm. Sarı saçlı yeşil gözlü bembeyaz teni ve Victoria screet meleklerini aratmayacak olan o vücudu beni benden almıştı. Okulun cool cocuguydum bütün ozguvenimle benden 1 yada 2 yaş büyük olan kızın yanına giderek:
- Birisini mi bekliyorsun. dedim
Kafasını bile kaldırmadan aynı konumunda durmaya devam ediyordu.
Ellerimi omzuna götürerek küçük çaplı bir sarsıntı yarattım. Şaşırmış gözlerle bana bakınca o yeşil gözlerin arasında kaybolurken kendime geldim ve sorumu tekrarladım. Onun cevabi sinirli olduğunu belli ediyordu. Bu kızı daha once gördüm ama nerde diye düşünürken arkamdan gelen sesle bakışlarîmı onun yeşilliklerinden alarak arkama baktım. Alp oradan bana :
- Demek sevgilimle tanıştınız. diye söyleyince Nagazakiye atılan atom bombası gibi sarsıntı yaşadım. Kız bu cümleyi duyduktan sonra bakışlarını başka tarafa çevirdi. Alp daha da yaklaştıktan sonra sevgilisinin yanına oturdu. Alp'e bizi tanistirmiycakmisin diye sorduktan sonra :
-Duygu, Ege.
-Ege, Duygu. dedikten sonra kızın yüzüne baktım. Sanki beni ilk defa görmüş gibi davranmaya başladı. Bunun olması pek de mümkün değildi. Beni tanımaması imkânsızdı. Malesfki zil calınca kıza:
-Tanıştığıma memnum oldum. "Sonra görüşürüz ?" dedim ve sınıfıma dogru gittim. O kız muhtesemdi. Alpin çıkmasının sebebide buydu. Alp'i dünyadaki en şanslı kişi olarak görüyordum. SCARLETT JOHANSSON gibi sevgilisi vardı.
Umarım sevmişsinizdir. Telefonumdan yazıyorum kısa olmuş olabilir. Yorum atmayı unutmayın.
-
