Draco'dan:
Granger'a ilginç bir sempati beslemeye başlamıştım.Evet ona hala Granger diyordum çünkü onca yıl ona "bulanık" demişken şimdi hiçbir şey olmamış gibi Hermione demeye kendimi yediremiyordum.Onun dışında her akşam yemeğinden sonra ihtiyaç odasında çalışmalarımız devam ediyordu.Malesef henüz Patronus'u yapabilmiş değildim ama Granger bu konu hakkındaki çalışmalarını sürdürüyordu.Gün geçtikçe sanki ona değer veriyordum.Potterla da anlaşmaya başlamıştım ancak Weasley ile hala aram iyi değildi.Nedenini henüz çözememiştim.Kahvaltıdan sonra dersimin İksir olduğunu bildiğimden doğruca KSKS çalışmak için kütüphaneye yöneldim.Bugün iksir dersine girmeyecektim çünkü yeterince iyiydim.Onun yerine kütüphanede KSKS çalışmak bana daha mantıklı gelmişti.Vardığım zaman ihtiyacım olan bütün kitapları alıp masaya yığdım ve iki saati aşkın çalıştım.Beynimin yandığını ve Bitki Bilimi dersinin vaktinin geldiğini fark edince ayaklandım.Koridordu yürürken bazı seslerin geldiğini duyup yönümü seslerin yönüne doğru değiştirdim.Seslerin geldiği koridora saptığımda da gördüğüm manzara beklediğim bir şey değildi.Blaise Hermione'yi duvara sıkıştırmıştı.(Evet Hermione dedi sjsjsj)
Ellerini bileklerine bacaklarını da bacaklarıyla sıkıştırmış hareket etmesini engelliyordu.
"Zabbini!Ne yaptığını sanıyorsun sen?"
Blaise sesimi duyduğu anda afallayarak bacaklarını ve ellerini biraz geri çekti.O sırada inanılmaz bir şey oldu.Hermione,Blaise'yi müthiş bir hızla ittirerek onu daha da çok afallattı ve bir tane yumruğu suratına geçirdi.Blaise kendine gelince o da Hermione'ye yumruk atmaya çalıştı ama Hermione kendini yana çekerek yumruktan kolyca sıyrıldı.Ardından sağ bacağına bir tekme attıp yine aynı tekme gücüyle malum yere yapıştırdı.Blaise ne olduğunu anlamayarak yere çakıldı.Bende inanılmaz bir hayranlıkla ona döndü.
"Se-sen nasıl?"
"Zamanının muggle dünyasında birkaç bir şey öğrenmiştim.Bu arada teşekkürler Draco.Sen olmasan bu salağın dikkati dağılmıycaktı.Derse mi?"
"E-evet."
"Sanırım derslerimiz ortak.Hadi gidelim!"
Yol boyunca şaşkınlıkla onu izlemeye devam ettim.Hermione her seferinde beni şaşırtmayı başarıyordu ve bu inanılmazdı.
*************************
Hermione'den:
Bu sabah Aritmansi dersinden sonra Zabbini beni dalgınlığımdan yararlanarak duvara yapıştırmıştı.Ne yazıkki kötü skıştırmıştı bundan hareket edemiyordum.Neyseki yardımıma Draco koştu ve dikkatini dağıttı.Bende o sırada yapılması gerekeni yaptım.Çalışmalara yakın aklıma bir fikir geldi.Evet orduca büyüler konusunnda gerçekten iyi çalışmalar yapıyorduk ancak yüz yüze de dövüşmek zorunda kalabilirdik.Bana kalırsa bir an önce birkaç hareket öğrenmek zorunda kalabilirdik.Bu konuyu akşam yemeğinden sonra Harry'e açtım ve o da benim düşüncemi onayladı.O gün yemekten sonra yüz yüze dövüş çalışmaları başladı.Herkes ikişerli gruplara ayrıldı ve bana da Ron denk geldi.Sert ama etkili bir çalışmadan sonra gerçekten yorulmuştum.Çalışmalardan sonra Draco'ya Patronuss büyüsü çalıştıracağımı hatırladığımda nerdeyse bayılıyordum çünkü gerçekten çok yorulmuştum.
Deneme-deneme-deneme.Bir türlü olmuyordu.Bir türlü Draco şu büyüyü beceremiyordu.Çıldırmak üzereydim ve onunda yorulduğunun farkındaydım.Bize daha farklı bir şey gerekiyordu.
"Hermione!"
"Efendim."
"Bu sabah Zabbiniye uyguladığın hareketler inanılmazdı.Evet yüz yüze dövüş çalışmaları başladı ama rica etsem bana birkaç hareket gösterir misin?"
"Şimdi mi?"
"Evet?"
"Pekala."
Aşırı derecede yorgundum ama o kadar masum bakmıştı ki kabul etmek zorunda kaldım.Ona birkaç hareket gösterirken ayağım ayağına takıldı yere düşmeyi başardım.Tam o sırada o da beni tutmaya çalışırken benim üzerime kapaklandı.Kalbimin atışı hızlandı ve birkaç saniye bakıştık.Anir bir hareketle bu sefer ben onun üzerine çıktım.Yine birkaç saniye bakıştık ve sonra ayağa kalkarak yürümeye başladım.
"Bu günlük bu kadar yeter Draco!İkimizde yorulduk."
"Aaaaaa!Yapma Hermione.Cidden gidiyor musun?Beni öpmek istediğini biliyorum.Çekinmene gerek yok."
Dediği şeyler üzerinde bir an afallayım şaşırırken kaşlarımı çattım.Draco'nun yine ukalağı tutmuştu sanırım.Küçük bir dersi hak etmişti.Dudaklarıma delice bir sırıtış geçirip yavaşça ona doğru adım attım ve sert bir şekilde onu duvara yasladım.Birkaç saniye gözlerinin içine baktım.Nefes alış-verişinin hızlandığını fark ettim.Ne yani etkilenmiş miydi?Şaşırtıcıydı.Biraz daha ona yaklaşırken gözlerinin dudaklarıma baktığını fark ettimÇok az bir mesafede kaldım ve resmen dudaklarına doğru üfledim.
"Draco..."
"Hmğ!"
"Seni..."
"Hmğ..."
"Gerçekten öpmek isteseydim öperdim." bunları çok yavaş bir ses tonunda söylemiştim.
Ardından kulağına yönelip "İyi geceler!" diye fısıldadım ve yanağına bir öpücük kondurdum.Hızlı bir şekilde çekilerek ihtiyaç odasından çıktım.Etkilendiği belliydi.Ama bunu hak etmişti.Kendimede gerçi şaşırmıştım.Bunu yapabilecek kadar cesur muydum?Gerçi ben bir Gryffindordum değil mi?
****************************************************
İşler kızışmaya başladı değil mi sevgili okurlarım.Bakalım daha neler olcak.Hepinizi çok seviyorum:)))))
YOU ARE READING
EJDERHA VE TANRIÇA [DRAMİONE]
FantasyOğlan ejderhaydı,kız ise tanrıça...Hogwarts sanki tam olarak onlar için yaratılmıştı...Farklı türden ama aynı kandan!Okuyup okumamak tamamiyle sizin kararınız...