2.Bölüm

74 6 0
                                    


         Draco'dan:

Haklıydı!Şaşkın bakışlarla kaçmakla Granger çok haklıydı.Bunca yıldır "merhaba" m onun için "bulanık" gibi kelimelerden ibaretti.Akşama doğru aşırı derecede yorulmuştum.Bu gece tekrardan elma almaya gitmeyi düşünüyordum.Ortak salonda oturmuş kendimi dinlendirirken pencereden içeri bir baykuşun girip bana pençesindeki mektubu fırlattığını fark ettim.Şaşkınlıkla doğruldum ve mektubu elime alarak açıp okudum.Babamdan...Bir günlük sakinliğimi nasıl fark etmişti bu adam.Bana tehtitkar aşırı sert ve aşağılayıcı bir mektup yazmıştı.Aksinide bekleyemezdim zaten.İnsanları aşağılamak zorunda olduğuma inanamıyordum.Beni annemle tehtit etmeseydi belki,gerçek Draco olabilirdim.Ama gerçek Draco benim için imkansızdı.Mektubu şömineye doğru fırlattıktan sonra sırtıma pelerinimi alarak mutfağın yolunu tuttum.Vardığım zaman Granger tezgaha oturmuş,büyük bir zevkle elmasını yiyordu.

"Yine mi sen bulanık!"

"Oh Tanrıya şükür!Cidden bir an içine uzaylı kaçtığını düşünmeye başlamıştım."

"Seni pislik!Artık elmalarımı rahat bırak.Defol burdan."

"Malfoy,malfoy..."

"Git tamam mı?Git..."

                  Dediklerime anlam veremeyen Granger ruh değişiminde olduğumu anlayarak koşarcasına mutfaktan çıktı.Tamamiyle güçsüzdüm.İnsanın karakterinden uzak olması o kadar koyuyordu ki...

************************************ 1 HAFTA SONRA*********************************

              Hermione'den:

Malfoy eski ukalalığına geri dönmüştü.Onu takmamak bana daha kolay geliyordu.Sürekli laf atmaya devam ederek özellikle Harry'i kışkırtmaya çalışıyordu ama hepimiz artık sakin kalmayı öğrenmiştik.Her zamanki gibi altın üçlü olarak kahvaltıda konuşuyorduk.Saçma bir şekilde gözlerim Slytherin masasına kaymıştı.Malfoy hariç nerdeyse herkes ordaydı...Kesinlikle tembelliğinden sabah kalkamamış ve kahvaltıya gelememişti.Biraz daha iki aptalla vakit geçirditen sonra Muggle Bilimleri dersime yetişmek için ayaklandım ve yola koyuldum.Ardından Slytherinle ortak iksir dersi...Malfoy'un derste olmadığını fark ettim.İlginçti!Onu bugün hiç görmememiştim.Onu görüp görmemek umrumda değildi.Sadece bir gün boyunca "bulanık" lafını duymamak bana tuhaf geliyordu...

*

        Ertesi sabah yine gözlerim Slytherin masasını kontrol etti.Malfoy'un yeri yine boştu.Belkide bugün de "bulanık" kelimesinden yeterince uzak kalacaktım.Bu beni fazlasıyla sevindirdi.

*

        Gerçektende Malfoy bugünde yoktu.Akşam ödevleri tamamlamak için kütüphaneye doğru gittim.Tüm her şeyi tamamladıktan sonra çıkarken masanın üzerinde bir şey fark ettim.Gelecek Postası!Büyük bir sayfada Ms. ve Mr. Malfoy'un resmi vardı.Gazeteyi elime alarak okumaya başladım.Karanlık Lord tarafından öldürülmüşlerdi.Aman Tanrım.Onlar ölmüştü.Gelecek Postasını Slytherinliler dışında çoğu kişi okumuyordu.Slytherinden iki gün boyunca sessiz sakin fısıltıların duyulması demek bu yüzdendi.Tanrım!Bu korkunçtu.İçten içe Malfoy'a acıdığımı fark ettim.Haberin şokuyla ayaklarım beni mutfağa yönlendirdi.Malfoy'un orda olup olmadığını düşündüm.Kapıyı araladığımda orda olmadığını fark ettim.Bir elma alarak tezgaha yerleştim.Ardından sessiz sakin elmamı yerken bir hıçkırık sesini duyar gibi oldum.Ayaklanarak etrafa bakınmaya başladım.Birkaç adım attığımda yere çökmüş bir Malfoy beklemiyordum.Elindeki bıçağı fark etmem birkaç saniyemi aldı.

"Malfoy?"

          Kafasını bana doğru çevirerek şaşkınca baktı.Gözleri ağlamaktan olsa gerek kızarmıştı.Yanaklarında kurumuş yaşların izi vardı.Tamamiyle  bitkini.Ellerini gözlerine götürerek yaşları sildikten sonra kısık bir sesle konuştu.

"Burada ne işin var Granger?"

"Sadece elma almaya gelmiştim."

"Git burdan!"

"Elindeki bıçakla ne yaptığını sorabilir miyim?"

        Bıçağı biraz daha kendine çekti.

"Seni ilgilendirmez.Artık git."

           Gözlerim bileklerine kaydı.Kanamışlardı.Bu çocuk  ne yapmıştı?İnihar mı etmeye çalışıyordu.Onun yanına doğru oturdum.

"Elindeki bıçağı bırakana kadar gitmeyeceğim."

"Granger rahat bırak beni!"

"Üzgünüm...şimdi olmaz."

"Lütfen..." çok kısık sesle çıkan sesi nerdeyse hafif bir nezakatle her yerde duyuldu.

                      Ne yapacağımı bilmiyordum.Kendisi kesinlikle umrumda değildi ancak birinin intihar etmesine izin verecekte değildim.Ayrıca ailesini kaybetmişti.Ona ismiyle seslendim.

"Draco...onlar böyle olmasını istemezdi.Sen canını acıttıkça onlar daha çok üzülecek."

              Şaşkın bakışlarla bana baktı.Demek öğrenmişsin ifadesi vardı suratında.Kollarıyla kendisini dizine gömdü.Yavaşça ona doğru yaklaştım.Sarılmalı mıydım bilmiyordum.Ama o an yapmam gerektiğini hissettim.Ve ona sarıldım.Ağlıyordu.Göz yaşlarının yere düştüğünü görebiliyordum.

"Tamam geçti." diyerek onu sakinleştirmeye çalıştım.

               Elindeki bıçağa uzanarak aldım ve uzak bir yere doğru yerden fırlattım.Ona bir müddet daha sarılmaya devam ettim.Malfoy'u ilk defa böyle görüyordum.Umutsuz,güçsüz,Draco gibi,masum bir çocuk gibi...Yavaşça sarılmamı sonlandırdım.Kafasını kendime doğru çevirdim.

"Sen güçlü birisin.Bunu unutma.Her saniye söylediklerinle bizi sinirlendirmeyi başaracak kadar güçlü..."

             Bir şey demeden yavaşça ayağa kalktı.Kapıya doğru yönelerek çıktı.Bir an empati yapmaya çalıştım.Sanırım bende ailemi kaybetsem ölmek isterdim.Bu korkunçtu!

                   Evet sevgili okurlarım!Draco zor bir dönemden geçiyor değil mi?Bakalım daha neler olacak.Sizleri kocaman öpüyorum:)))))

EJDERHA VE TANRIÇA  [DRAMİONE]Where stories live. Discover now