Mavi Darağacı kitabıma göz atarsanız çok sevinirim. Profilimden ulaşabilirsiniz. Teşekkürler.
***
7'ye ayarlanan çalar saatimin sesi ile yatağımdan sıçrayıp yere düştüm.
Ah kıçım!
Çalar saati sinirle alıp duvara atmamla büyük bir gürültü daha koptu. Çalar saatim'de benim gibi yere yapışınca dikkatimi bir şey çekti.
Duvarda fırlattığım saatin yaptığı çukur beni dehşete düşürdü.
Annen ağzına sı- edecek Nazlı.
İç sesime iki ucu boklu değneği fırlattım.
Ağh! Acıdı...
Yerimden kalkıp banyoma girdim ve rutin işlerimi halledip çıktım.
Saçlarımı sıkı bir at kuyruğu yapıp okul formalarımı giydindim.
Nike ayakkabılarıda ayağıma geçirdikten sonra götü başı dağılmış çalışma masama ve çantama baktım.
Hmm...
Elime bu gün olan derslerin kitaplarını ve bir kaç tane defter alıp çantaya tıktım.
Allah!
Edebiyat hocasının verdiği ödevi yapmayı unutmuştum.
Neyse artık derste yalakalık yapıp unuttuğumu söylerdim.
Her zaman yaptığım iş sonuçta. Elime mi yapışacak canım!?
Cantama son olarak bir kalem ve silgi atıp fermuarını kapayıp evin anahtarlarınıda unutmayıp evden çıktım.
Asansörle olan mükemmel bakışmalarımızın ardından nihayet apartmandan çıkıp otobüse bindim. En arkadaki koltuklardan birine geçip kulaklıklarımı taktım.
En arkaya geçmemin sebebi çok dramatik bir durum yüzündendi.
Sene... yok lan geçen hafta.
Orta sıralardan birine oturmuştum. Herşey güzel ilerlerken bir anda otobüse bir adam binmiş ve boş yer olmadığından benim dibimde durmuştu.
Elini otobüsün tavanına sabitlenmiş tutacaklardan birine atınca etrafa dehşet bir koku yayılmıştı. Meğerse adamın koltuk altından geliyormuş o kanalizasyon kokusu.
O gün bu gündür arkada otururum hep.
Yanımda bir hareketlilik fark edince oraya döndüm.
Her sabah aynı otobüse bindiğimi bilen Simay bu günde yerini yanı başımda almıştı.
"Naber ponçik" bana ilk arkadaş olduğumuz günden bu güne hep ponçik diye hitap ederdi. Tabii bende öyle.
"Iyi ponçik senden naber"
"Iyi"
Kulaklıgımı tekrar takacakken o can alıcı soruyu sordu.
"Edebiyat ödevini yaptın mı?"
Kafamı slow moşın edasıyla çevirdim. Yapmadığımı anlamış olacak ki yavru öküz bakışları attı.
"Bende yapmadım. Ah benim kader arkadaşım. Piton yılanı faqacak bizi" evet Simay edebiyat hocamıza piton yılanı diye hitap ederdi.
Şaşırdım mı? No!
"Olsundu. Ben daha yıkılmadım" dedim. Sonra sözüme devam ettim.
"Ama ayakta da duramayacağım" aklına birşey gelmiş olacak ki muzip bir şekilde güldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İZMİR ŞEKERİ (#Wattys2018)
Teen FictionHayaller doktor olmak iken hayatlar kaldırım mühendisliğiydi. Şaka şaka. Lise son sınıfım derken okul müdürünün çok biricik oğlu hayatımı değiştirmişti. Ama durun! Klasik hikayelerden değildi bizimkisi. Bolca normallik, bolca manyaklık ve biraz da d...