Bölüm 2- Bezelyeci Kız

17.1K 209 10
                                    


Genç adam arabadan indiğinde huzursuzca üzerindeki rahip cübbesini düzeltti. Başını kaldırdığında gördüğü yapının etkileyiciliği neredeyse içindeki huzursuzluğu unutturacaktı. Koskoca taş kilise içerisinde tam olarak 86 bakire barındırıyordu. Bakire fikri erkekliğini zorlarken yanına gelen pederi fark etmemişti bile.

"Bay Rosenrot?" Pederin seslenmesiyle kendine gelen adam bakışlarını ona çevirdi. "Evet peder. Her şey yolunda değil mi?" Bu saf meraktan sorduğu bir soruydu. Ya son anda adam vazgeçerse? "Her şey yolunda Bay Rosenrot." Pederin cevabıyla genç adam rahatladığını hissetti. Tüm gece felaket senaryoları kurmuş, sıkıntıdan uyuyamamıştı.

Pederin ilerlemeye başlamasıyla yüzünde oluşan arsız sırıtışla onu takip etti. Kilisenin bahçesine girmeleriyle karşılarına küçük bir süs havuzu çıkmıştı. "Burası ön bahçe. Kızların hepsi bu saatte kendi görevleriyle ilgilenirler. O yüzden burada kimsenin olmaması sizi şaşırtmasın." Peder bunları yüzünü kaplayan geniş sırıtışla söylemişti.

Peder Nico babasının zoruyla din adamı olmuştu. Aslında hiç istemediği bir hayattan bu adam sayesinde kurtulacak ve sonunda büyük paralar elde edecekti. Adamın tek isteği kiliseden bir kız almaktı. Yetim bir kızın yokluğunu kimse sorgulamazdı nasıl olsa. Peder bunları düşünürken kilisenin görkemli ahşap kapılarından içeri girmişler ve uğrayacakları ilk yer olan mutfağa doğru yönelmişlerdi.

Genç adam kilisenin bahçesinde adımlarken kriterlerini düşünüyordu. Evet, kriterler! Ne istediğini bilen bir adamdı ve daha önemlisi o istediğini alırdı. Bu düşüncelere dalmışken mutfağa gelmişlerdi bile.

Gözlerini ağır ağır mutfakta gezdirdi. Çeşitli yaş aralıklarından kızlar bir yandan yemek yapıyor bir yandan da bulaşık yıkıyordu. Mutfakta en az yirmi kişi vardı. Bu kızlardan hiçbirinin istediği gibi olmadığını ilk görüşte anlasa da inatla incelemeye devam etti.

"Mutfakta 23 kız çalışır efendim. Yaşları 13 ile 45 arasında değişiklik gösterir." Peder cümlesini tamamlayınca eliyle kenarda havuç doğrayan bir kızı gösterdi "Bu Emily. Kendisi tam istediğiniz gibi 25 yaşında." Genç adam sıkıntıyla kızı süzdü. 25 yaşında olabilirdi ama üzerindeki bol kıyafetlerden bile vücudunun en az 35lik olduğu belliydi.

Olumsuz bir şekilde kafasını salladı pedere. Peder aceleyle başka bir kızı gösterdi. "Efendim bu da Rosa. Kendisi yakında 24 olacak." Kızın yüzündeki çiller hatırlamaktan hoşlanmadığı eski hatıralara götürmüştü onu.

Peder genç adamı hoşnut etmenin kolay olmadığını anladığında içine düşen endişe tohumlarına engel olamadı. Adam aradığı kızı bulamazsa onların anlaşma kesin yatardı.

Mutfaktaki kızların hepsinin yüzlerini ve vücutlarını tek tek incelemişti. Kriterlerine uyanların hiçbiri erkekliğini gram etkilememişti. Kiliseyi gezmeye, kızları incelemeye devam etti ancak arabadan indiği zaman hissettiği endişe artarak devam etmiş, onu umutsuzluğa doğru sürüklemişti.

Peder alnında biriken terleri cübbesinin koluyla sildi. Adama kızları beğendirmek için tonlarca dil dökmüş, kızları adeta pazarlamıştı. Ama ne dediyse dinletememişti. "Geriye bir tek bahçe kaldı efendim." Dedi peder. Sesine yansıyan sıkıntıya engel olamamıştı.

Genç adam bahçeye çıktığında karşısında bu kadar büyük bir bahçe görmeyi beklemiyordu. Bahçenin her karesine çeşit çeşit sebzeler vardı. Bu görüntünün ona annesini hatırlatmasıyla kalbinde derin bir acı hissetmesi bir oldu.

Peder bahçede çalışan kızları övmeye devam ederken bu durumdan oldukça sıkılmış bir şekilde kafasını sağa sola salladı. Buraya geldiği zamanki heyecanı gitmiş yerini istediğini elde edememenin verdiği sinir almıştı.

İşte tam o anda tüm umutları yerini hüsrana bıraktığı sırada bezelyelerin arasından bir kızın doğrulmasıyla yaşam fonksiyonları acil durum sinyalleri vermeye başladı. Üzerindeki bol elbiseyi bacaklarının arasına sıkıştırmış küçücük kalçalarının ortaya çıkmasına neden olmuştu. Geniş kalça sevmesine rağmen kızın küçük kalçalarını görünce erkekliğini onun içinde hayal etmekten kendini alıkoyamamıştı. Bu düşünce erkekliğinin şaha kalkmasına neden olmuş, üzerindeki papaz cübbesinin önünü bir çadır gibi kaldırmıştı.

Peder, ilk önce adamın önündeki şişliğe dikkat etmişti. 15 yaşında gay olduğunu babasına ilk söylediğinde babası içine şeytan kaçtığını düşünmüş, onu zorla dine yönlendirmişti. Tanrının huzurunda oğlunun iyileşeceğini düşünüyordu. Peder bu zamana kadar hiçbir kadına o gözle bakamamış aksine erkeklere olan ilgisi daha da artmıştı. Ah adamın önündeki şişliğin sebebi olmayı o kadar çok isterdi ki. Bu düşünceler pederin neredeyse boşalacak kıvama gelmesine sebep olmuştu.

Peder düşüncelerini savuşturmak istercesine konuştu "Efendim o Isabella. Kendisi en sevdiğim kızlarımdan birisidir. Yalnız henüz 19 yaşında daha olgun birini istediğinizi sanıyordum?" Genç adam pederin cümleleri içinde tek bir kelimeye takılmıştı. Kızlarım.

"Kızlarım?"diye sormaktan kendini alamadı genç adam.Ah o kim oluyordu da Isabella'ya kızım diyebiliyordu? Hele Isabella'nın ona baba* demiş olma düşüncesi onu çıldırtmıştı. Kararını vermişti. Isabella sadece ona baba diyebilirdi.

Hatta belki de babacık.

*peder=baba

Babacık ve Küçük RahibeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin