Bu gece refakatçi olarak İnci Ege'nin yanında kalıyordu.Odada iki hasta yatağı iki de refakatçiler için açılabilir koltuk bulunmaktaydı.İnci kantinden iki kahve ve atıştırmalık için leblebiyle üzüm almıştı.Ege'ye kahveleri uzatırken Ege kıkırdadı.
-İnci dikkatli ol lütfen şimdi de kolumu yakmanı istemem.
İnci gülümseyerek cevap verdi.
-Olsun canım hastanedeyiz zaten,olası bir durumda hemşireleri çağırırız.
Birlikte gülerlerken karşı yatakta yatan amcayı fark ettiler.Amca onlara gözlerini açmış bakıyordu.Açmadan nasıl bakabilirdi ki?
-Ah evladım,bir zamanlar bizde böyleydik karımla.Tatlı tatlı gülerdik,her gün gezilecek yerler bulurduk.
-Peki sonra ne oldu amcacığım?,merakla sordu Ege.
-Ne olacak,bugün gene pikniğe çıkmıştık.Yemek yedikten sonra koşmaya başladık,eski günlerdeki gibi değiliz tabii.Ayağımı kırmışım.
Ardından tonton teyze elinde iki çayla içeri girdi.Amcanın yanındaki koltuğa oturdu.
-Ay,aman bey bilerek kırdın demi şu ayağını?Sırf işlerden kaytarmak için.
-Olur mu öyle?Sen iste ben bütün işleri yaparım.
İki yaşlı ellerini sımsıkı tutup birbirine gülümsediler.Ardından teyze Ege'yle İnci'ye dönüp sordu.
-Senin neyin var oğlum?
-Parmağım teyzeciğim parmağım kırıldı.
-Tüüh,geçmiş olsun.Nasıl oldu?
Ege İnci'nin yüzüne baktı,kızarmaya başlamıştı.Bugün zaten yeterince mahçuplanmıştı,bu konuyu tekrar dile getirmek istemiyordu.
-Kazayla oluverdi işte.
-Oluyor işte oğlum,iyi ki hanım kızım yanında yalnız bırakmamış seni.Kızım senin adı ne?Nerelisin?
Muhabbet akşama kadar devam etmişti.Nuri amcayla Nuriye teyze çok tatlı insanlardı.Erkenden uykuları gelen çift gözlerini yumup rahat bir uyku çekmeye başlamışlardı.
Akşam dokuz gibi İnci'yle Ege konuşuyorlardı.Ege komik şeyler anlatıyor,İnci kahkaha basıyor sonra akıllarına uyuyan amcayla teyze geliyor
konuşmalarına kısık sesle devam ediyorlardı.
-Ben küçükken çok salakmışım hıçkırık tuttuğunda kurbağa yuttum sanarmışım ve onu kusmaya çalışırmışım,dedi Ege gözleri devirerek.
-Çocukken de mi yaramazdın?,diye sordu İnci.
-Çocukken de mi derken?Benim ne zaman yaramaz olduğumu gördün ki?
-Bilmem neşelisin,biraz da haylazsın aklıma öyle geldi.
-Peki sen İnci hep böyle duru ve narin miydin?
İnci duydukları karşında ne tepki vereceğini şaşırdı.Kimseden böyle bir iltifat işitmemişti.Kalbinin hızlandığını hissetti.
-Yok canım oturdum mu üç lahmacun gömerim.
-Hadi ordan,sen ve üç lahmacun?Beni güldürmek için mi söylüyorsun?
-Yo,ciddiyim.Dünya üzerinde bu kadar muazzam bir şey görmedim,yemelere doyamıyorum.
Ege güldü.
-Sen nasıl bir kızsın böyle?Bir insan nasıl bu kadar zarif olup aynı zamanda bu kadar samimi olabilir?İnci yeteneklerinin farkında değilsin.
İnci iltifatlara alışık değildi.Konuyu savuşturmak istedi.
-İnanmıyorsan iyileşince seni benim lahmacuncuma götüreyim.
-Olur,anlaştık.
Saatin farkına varmamışlardı.Saat ikiye geliyordu ve hala konuşmaya devam ediyorlardı.İnci'nin de çenesi açıldıkça açılmıştı.
Gece dörte gelirken saate bakmayı akıl edebilmişlerdi.Dörtten sonra konuşurlarken uyuyakalmışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Minik İnci
General FictionHayal dünyası büyük olanların gerçekleri gördüklerinde yıkılmaları kolay olurmuş. Gözlerini kapattı,düşündü.Filmlerde ve kitaplarda mucizeler olurdu,ani değişimler.Güldü dalga geçercesine ve kafasını yastığa gömdü içindeki sorularla birlikte. Sevgil...