Olaylar çok hızlı gelişmişti.Selma olduğu yerde kalmış kılını kıpırdatamıyordu.Komşuları Şükriye Teyze gelen seslerden korkup polis çağırmıştı.İnci'de ambulansı aramıştı.Polisler çeşitli sorular soruyorlardı.Ambulans gelse bile bir faydası dokunmamıştı,Doruk ölmüştü.Selma çıldırmanın eşiğindeydi.Kısa bir süre sonra Efe'yle Ege'de gelmişti.
Doruk o gece yüksek doz uyuşturucu almıştı ve halüsinasyon görmüştü.Selma'nın başka biriyle ilişkiye başladığını düşünüyordu.Bu onu çıldırtmış ve soluğu Selma'nın yanında almıştı, sonra da olaylar böyle gelişmişti.
Selma'ya sakinleştirici verip hastaneye götürmüşlerdi.Efe Selma'nın yanında kalacaktı.İnci'de olay yerinde durmak istemiyordu.Ege evine çağırmıştı,kalacak başka bir yeri olmadığından kabul etmişti.
Ege arabada İnci'ye nasıl hissettiğini sormuştu.İnci ağlamaya başlamıştı.Gözleri biraz önce nelere şahit olmuştu.Arkadaşı Selma'yı düşündü.Sevdiği adam gözleri önünde intihar etmişti,bunu nasıl kaldıracaktı?
Beyni olayın olduğu saate gidiyordu hep.Ah,Doruk'u pencereden çekip alsaydı,şuan hayatta olurdu,sürekli bunu düşünüyordu.
Ege düşüncelerini okumuş gibi cevap verdi.
-Hayatta karşına ne çıkacağını bilemezsin.O zaman da öyle olacağını bilmiyordun.
-Ama onu kurtarabilirdim.
-Hayır, bazen olacakların önüne geçemezsin,bu da öyle bir durum.
Ege karşısında hıçkırıklara boğulan İnci'ye sarıldı.İki saate yakın ağlaması kesilmeyen İnci Ege'nin omzunda uyuyakaldı.
Selma sakinleştiricinin etkisiyle uykuya dalmıştı.Başında bekleyen Efe Selma'yı artık elde edebilirdi,nasılsa Doruk yaşamıyordu.Bugün ölmüş arkadaşının arkasından bunları düşündüğü için kısa bir utanç duydu.Ardından Selma ile gelecekte yapacakları planları düşünerek uykuya daldı.Şerefsiz herif.
Bir ay sonra
Selma bir ay ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde kalmıştı.İnci her gün yanına uğruyordu.İnci'de Ege'nin yanında kalıyordu.Ege ara sıra gülmesini sağlıyordu ve onu rahatlatıyordu.Ege'ye yakın hissediyordu fakat nasıl bir yakınlık olduğunu bilmiyordu.
Selma artık hastaneden çıkmıştı ama durumu pek düzelmişe benzemiyordu.Capcanlı hayat dolu kız solgun bir çiçek gibiydi artık.Şimdi nerede kalacaklardı?Selma eski eve gitmek istemiyordu ,anılar canlanıp ruhunu deliyordu.Yeni bir ev tutmuşlardı İnci ile.Eşyalar da o günü hatırlatıyordu,hepsini satmışlardı.Yeni ev ve bir kaç eşyayla yaşamlarına devam etmek istiyorlardı.
Evleri diğerine nazaran küçüktü ve az eşyaları vardı.Ege ve Efe her akşam gelip onları yokluyorlardı.
İnci çalıştığı işi bırakmıştı.Arkadaşı Selma'da okulunu.Hayatları durmuş ve ilerlemiyor gibiydi.Ayın sonunu getirecek kadar paraları kalmıştı.İnci her sabah kalkıp Selma'ya kahvaltı hazırlıyordu.Sonra da parka çıkıp konuşmadan saatlerce yürüyorlardı.Selma eskiden sosyaldi fakat şimdi İnci,Efe ve Ege dışındaki hiç bir arkadaşıyla görüşmüyordu.
İnci'nin annesi kızına zengin bir talip çıktığını mesaj yazarak iletmişti.İnci ise defalarca böyle bir şey istemediğini belirtmişti.Annesi Nezaket Hanım sessiz kalıp hain planlar yapıyordu.
Yakında Toprak adında bir damadı olacaktı.Efe ile Ege akşam üzeri ziyarete gelmişlerdi.Ege'nin çalıştığı yerde yarın akşam kutlama partisi veriliyordu.İnci'ye yanında partiye gelmesini rica etti.
-Ege öncelikle çok teşekkür ederim ama arkadaşım bu haldeyken ben partiye gitmeyi nasıl düşünürüm?
-sırf bu yüzden İnci,gelmelisin.Yani baksana sende Selma'nın yanında kala kala onun gibi oldun,kendine gelmeni istiyorum.Benimle kutlama partisine gelirsen hem çok mutlu olurum hem de senin için ideal bir kafa dağıtma yöntemi olmuş olur.Selma'nın yanında Efe kalır merak etme.
İnci Ege'nin haklı olduğunu düşündü,aynı zamanda dünyanın en mükemmel ,en tatlı ve en centilmen erkeği olduğunu.
-Bu arada eski evinizdeki çöpü boşaltırken bunları buldum,dedi Ege.
İnci Ege'nin elindeki kağıtları görünce aklı çıkacaktı.İnci'nin içini dökmek için yazdığı saçma şeylerdi Ege'nin elindekiler.
-onları okudun mu Ege?
-Evet ve bilmelisin,harika şeyler yazıyorsun.Ben dergide çalışıyorum senin için de köşe açmalarını sağlayabilirim.Okuduklarım aklımdan çıkmıyor.
İnci, kızarmaya başlamıştı ama aynı zamanda çok mutlu olmuştu.Yazılarını kimseye okutmazdı.Belki de öyle yapmamalıydı, onu hayata yazı yazmak bağlıyordu.Hem yazı yazıp hem de bundan para kazanmak hayal olsa gerekti.Yüzüne otomatik olarak gülümseme yayılmıştı.
-O zaman oldu bu iş,deyip İnci'nin ellerini sımsıkı tuttu Ege.
İnci kalp atışlarının kendini ele vereceğinden korktu.
Ertesi günün akşamı
İnci kendini rahat hissettiği askılı,eteği yerlere kadar uzanan siyah elbisesini giymişti.Saçlarını salmıştı,zaten çok uzun değillerdi.Omzuna geliyorlardı.Sol kolunda dirseğinin biraz yukarısında siyah bir gül dövmesi vardı.Krem rengi topuklu ayakkabılarını giydikten sonra Selma'nın yanına gitti.
-Selma,hemen döneceğim ben gelene kadar kendine dikkat et,bir isteğin olursa hemen arayabilirsin.
-Canım benim hadi sen eğlenmene bak,hem Efe'de burda ,beni hiç yalnız bırakmıyor sağolsun.
Ege İnci'nin telefonuna çağrı attığında İnci aşağı indi.Birbirlerini gördüklerinde ikisinin de kalpleri hızlı hızlı atmaya başlamıştı.Ege ıslık çaldığında İnci domatese dönmüştü.
-İnci,bu gece kara inci gibi olmuşsun.
-Kötü mü olmuş?Aslında başka bir şey giy-
-Hayır çok güzel hatta,Efe saçları karıştırdı.
-Hatta nefes kesici.Bugün aslında İnci'nin doğum günüydü,kendisi unutmuş olsa bile.Selma arkadaşına sürpriz olsun istemişti.O kötü günlerinde hep yanındaydı.Fakat Selma kendinde kutlama yapacak gücü bulamamıştı ve bu görevi Ege'ye vermişti.Ege İnci'yi en sevdiği lahmacuncuya götürüyordu.
İnci durduklarları yeri görünce şaşırmıştı.Hep gittiği lahmacuncuydu burası.Bakışlarını Ege'ye çevirdi.
-Ege neden buradayız?İş için kutlama partisine geldik sanıyordum.
-Öyle sanmaya devam et.
-Sen benle dalga mı geçiyorsun?
Ege olayı baştan sona anlattı.İnci şuan dünyadaki en mutlu insandı.Ege'ye sımsıkı sarılıp yanağına öpücük kondurdu,bunu nasıl yapmıştı bilmiyordu ama yapmıştı işte.
İçeri geçtiklerinde lokantada sadece ikisi vardı.İnci sürekli buraya geldiği için artık dükkan sahibiyle ahbap olmuştu.
-Hüseyin Amca bize altı lahmacun iki de ayran yolla.
-Hemen kızım.
-Ne?Altı lahmacun mu?Sen bir oturuşta üç yiyebilirsin ama ben en fazla iki yiyebilirim,dedi Ege gülerek.
-Sen önce buradaki lahmacunları ye de öyle konuş.Üç tane bile yetmez.Ha,birazdan ustalık göreceksin gözünü dört aç.
-Ne ustalığı?
-Üç lahmacunu bir tane ayranla bitirme ustalığı bunu herkes yapamaz,dedi İnci fısıltıyla.
İlerleyen saatlerde İnci'nin keyfi yerine gelmeye başlamıştı.Tabi eve gidince karşılacağı ekşi süprizi bilmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Minik İnci
Ficción GeneralHayal dünyası büyük olanların gerçekleri gördüklerinde yıkılmaları kolay olurmuş. Gözlerini kapattı,düşündü.Filmlerde ve kitaplarda mucizeler olurdu,ani değişimler.Güldü dalga geçercesine ve kafasını yastığa gömdü içindeki sorularla birlikte. Sevgil...