2. Bölüm

199 62 48
                                    

Bölüm şarkısı;

Hypnogaja - Here comes the rain again

Sondaki notu okumuyorsunuz bari başlamadan söyleyeyim. Şu yıldıza tıklayıp vote verebilirsiniz.Ara yorumlarınızı bekliyorum.

İyi okumalar...

|2| ACI KOKAN HAYAT |2|

Kara bulutar çıktı sanki gündüzün ortasında,
Zenginliğimi aldı benden bu kara bulutlar...
Doğan güneşimi aldı benden bu kara bulutlar...
Güneşin doğuşunu görmeme engel oldu bu kara bulutlar..
Ailemin cesetini elime verdi bu kara bulutlar....

Hayatım bu kara bulutların,gölgesi altında kalmıştı.

Kara bulutlar...

Eski benliğimin kırıklarını dahi hapsetmişti kendine...

Kaybolmuştum.

Yönünü bilmediğim yolu ezbere bilmiş gibi ilerlemeye devam ediyordum.

İntikam ateşiyle kavrulmuştum.

Kor bir ateş vücudumu harmanlamıştı.

Beni bundan sonra durduracak kimsem kalmamıştı.

Lakin intikamımı alacak kimsem de kalmamıştı.

Yalnızdım... Yapayalnızdım...

Etrafı kolaçan ederek kapıyı kapattım. Kapıya sırtımı yaslayıp okuldaki olayı düşündüm...

"Amacın ne,senin?"

Konuştuğum sırada kapı tekrar gürültüyle açıldı. Tanımadığım ve görmediğim iki çocuk içeri girdi. Bir çocuğun saçları beyazdı. Ama dipten çıkan kahverengi görüntü,boya olduğunun kanıtıydı. Kehribara yakın derecede kahverengi gözleri vardı. Diğer çocuğa göz gezdirdim. Sert mizaçı ile havalı bir imaj sergiliyordu. Siyah saçlı ve siyaha yakın dercede koyu kahve gözleri vardı.

"Selis!"

Diye beyaz saçlı çocuk tısladığında,adının Selis olduğunu ögrendiğim kızı onlara doğru ittirerek bıraktım.

"Onu bunu bırak,kızım! Aral çıkmış..."

"Ne zaman?" Şaşırmış bir şekilde söylemişti bunu.

"Sabah erken saatlerde. Gidiyoruz biz... Hastaneden Efsa ile Bars gelirler. Sende gidip kendine bir çeki düzen ver, öyle mekâna gelirsin..."

Sonra beyaz saçlı çocuk gözlerini kızdan alıp bana çevirerek alayla konuştu.

"Senin hesabın kabarık..Aral'a iyi eğlence olur..."

Kaşlarımı çattım. Bu Aral denen şahısta neyin nesiydi? Ben daha cevap veremeden Selis denen kızı,sert mizaçlı çocuk kolunun altına alarak kapıyı çarpıp çıktılar.

Nedensizce kalbim atmaya başlamıştı. Bu Aral denen çocuk kimdi? Ne olursa olsun tedbir almam lazımdı. Ayakkabımı çıkarmak için eğildiğimde gözüme bir zarf çarptı. Zarfı elime alarak açtım. İçinde katlanmış bir kâğıt vardı. Katlanmış kâğıdı açtım. Üstünde büyük harflerle bir şey yazıyordu.

MUJER CASADA...

Tanrım! Bu İspanyolca bir yazıydı. Anlamı ise bambaşkaydı.

Evli kadın...

Bu ne demekti? Kim benimle bir oyun oynuyordu?

Siktir!

Nasıl bir bela aldım da başıma,böyle bir not gönderdiler bana? Notu alıp salondaki çekmeceye koydum. İspanyolca bildiğimi kim,nasıl biliyordu? Doğrusu zaten bir kaç dil biliyordum.

Mahşere Mahkum KadınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin