Avcı(Yeni bölüm yok)

Yaklaşan Tehlike

Ertesi sabah kalktığımda kendimi yatağımda buldum. Yoksa dünkü yaşananlar rüya mıydı? Olmamalı idi rüya olamayacak kadar gerçekti. Yorgun bedenimi yataktan kaldırdım ve banyoya gittim. Ev yine çok sessiz di. Sanırım gerçekten rüya görmüştüm. Bu gerçekten çok sinir bozucuydu. İliklerime kadar hissettiğim bu güzel duygu nasıl olurda bir rüya olurdu. Dişlerimi fircaladım ve aynadaki görüntüme baktım. Oldukça davetkar görünen bakışlarım Joseph'i etkilemek için yeterli değil miydi acaba? Aşşağıdan duyduğum tıkırtı sesleri ile irkildim . Ardından Joseph'in gerçekten gelmiş olduğunu düşünerek merdivenlere yöneldim. O da neydi? Karşımda iri cüsseli oldukça esmer kocaman gülüşü ile biri duruyordu. Kalp atışını hissedebiliyordum bu bir insandı. Damarlı kollarını gövdesinde birleştirerek adeta kas gösterisi yapıyordu. Kalın bir ses ile "Günaydın" dedi. Bu da kimdi, ne arıyordu ve en önemlisi Joseph neredeydi? Karşımda ki bu adam beni tedirgin etmişti.  "JOSEPH" dedim sesim in titrediğiñi hissederek daha sesli bağırdım "Joseph?!" karşımda ki adam tedirginliğimden eğlenerek bir elini çenesine götürdü ve kocaman gülümsedi. Esmer teninin üzerinde ki bembeyaz dişleri adeta benimle alay ediyordu.  Ela gözlerinde ki keskin tavırla "Günaydın" diye tekrarladı. Merdivenin başındaki korkmuş kedi görüntümden sıyrılıp "Günaydın,  Joseph nerde?" merdivenlerden yavaş yavaş aşşağı iniyordum. Bu seksi adam bir tehdit ise eğer saldırıya gecmeliydim. Tedirginliğimi hissettirmemeye çalıştım. Joseph gülerek "Günaydın sevgilim demek Marcus ile tanîştın" diyerek bize doğru yürüdü. Tanrım neler oluyordu.  Beni başka bir Avcı ile tanıştırması da neydi? Peki ya sevgilim demesi? Joseph'in başladığı oyunu devam ettirerek "Günaydın, beni şaşırttınız" güçlü kolları ile bedenimi sarmaladı ve "Herzaman yaptığım gibi" diyerek gülümsedi. Marcus çok acıktığını belli ederek bana harika bir kahvaltı hazırlandıklarını söylediler. Açlık demişken gerçekten açlıktan çıldırmış durumdayım.  Onlarla oturup krep yiyecek olmak acı vericiydi. Kahvaltıya oturmadan önce Joseph'e göz kirparak "Sevgilim seninle konuşmam gereken bir konu var " dedim ve Marcus tan uzaklaştırdım. "Sence de bana anlatman gereken şeyler yok mu?" dedim kaşımı kaldırarak. "Ayrıca eve bir Avcı getirmek de neyin nesi oluyor üstelik şu sevgili muhabbeti?"

"Annabella dün geceki kusursuz uykumuzdan sonra bu sevgilim muhabbetinin seni rahatsız ettiğini düşünmüyorum. Yüzüne aşırı çekici bir gülümseme yerleştirdi "Peki ya Marcus? " dedim ve önüme baktım. "Bir anda eve gelmek isteyince sevgilim den bahsettim sanada durumu kurtardığın teşekkür ederim. Büyük bir tehlike atlattık. Artık soruların bitti ise yanına gidelim bir şeyler farketmesin. " Dün olanların rüya olmadığı için içimde yaşadığım sevinç dalgası ile o an dans etmek istedim ama onun yerine Ufak ca kıkırdadım. Tüm neşemle Marcus un yanına döndüğümde masadaki şekerleme leri büyük bir iştah la yediğini gördüm. Hiçte tehlikeli görünmüyordu. Ilk bakışta güven uyandıran bir tipte idi. Tanrım Avcıların hepsi mi bukadar yakışıklı idi? Marcus' u incelediğimi farkeden Joseph "Öhöm öhöm" diye Homurdandi ve "Oldukça seksi sevgilimin oldukça seksi arkadaşıma bu kadar bakması beni rahatsız etti." diye kocaman bir kahkaha attı. Marcus henüz ağzındaki şekerleme leri bitirmemişti ve Joseph'in kahkahalarina eşlik etti. Joseph ve Marcus birbirine gerçekten çok bağlıydı.  Bu küçük sırrımızı Marcus tan saklaması oldukça şaşırtıcı idi. Joseph in belimde ki eli yavaşca Kalçalarıma kaydı. Irkilmiş bir şekilde ona baktım. Rolünü gerçekçi oynamış olmanın verdiği gururla rahatsız edici bir şekilde sırıtıyordu.  O an da kalçam daki elini tutup dudaklarına karşı konulmaz Öpücükler kondurmayı düşündüm. Tabiki bunu başaramayarak Marcus' a döndüm ve "Yorgunsan misafir odamizda dinlenebilirsin" diye ekledim. Marcus fazla kalmayacağını belirterek sandalyesine yerleşti ve bir sigara yaktı. Soluk bedenime değen sigara dumanı oldukça rahatsız edici idi. Sigaradan rahatsız olduğumu söyleyerek balkona çıktım. İçimde Joseph ile yanlız kalmayı arzulayan bir ruh vardı. Fakat bir yanım bir avcıya güvenemeyeceğimi fısıldıyordu.