•••°°°••p•• ERKEK KARAKTERLER 3. BÖLÜMDE YAYIMLANACAKTIR •••°°°•••❤ Lütfen YORUM ve VOTE yapmadan GEÇMEYİN❤ Müziği çok beğendiğim için ekledim. Tavsiye ederim. ❤️
❤İyİ oKuMaLaR❤
•••GECE•••
•••DOLUNAY•••
⭐✴✴✴⭐Kimi zaman sadece bakıyorum. Kim ne yapıyor? Neden mutluluk duyuyor? Neden ağlıyor? Anladığım tek şey insanların duygularına yenik düşecek kadar güçsüz oldukları. Acı çektikleri halde bir zaman uzaklaşıp tekrar geri dönerek aynı acıyı defalarca çekmesi ve zora gelemeyerek yine gitmesi fakat sonra yine ve yine geriye dönmesi.
İnsanlar neden bu kadar güçsüz? Neden herşeyi kabullenip susuyorlar? Acıyı hissetmekten zevk mi alıyorlar? İnsan neden nankör?
Sorular. Sorular. Sorular.
Kafam çok karışık. Anlamaya çalışıyorum ama sadece sonsuz bir boşlukda sorularla baş başayım.
En kötüsüde o boşluktaki tek dostum olan KARANLIĞA göz koyuyorlar. Ama unuttukları bir şey var. Ben karanlığı dostum yapmadım.
Sadece çaresizdim. Gerçi... Hâla öyle.
"Gece...gecem."
"Beni duyuyorsun biliyorum."
"Sen beni bırakamazsın ki."
"Sen bensiz evin yolunu bile bulamazsın be."
"Sonra... Sonra sen temizlik yapamazsın. Yemek de yapamazsın sonra aç kalırsın, sipariş numaraları bile kayıtlı değil sende. Kendi pisliğinde dönüp durursun."
"Gecem uyan be."
Oha lan oha. Ben ne beceriksizmişim be.
"Oha lan oha. O kadar da değil be."
"Euzübinlahimineşeytanirracim...lan Gece... gece b-beni bır-bırakmadın."
Dolunay'ın üzerime atlamasıyla çığlığı basmam bir oldu. "Çok korktum gerizekalı."
"D-dolunay şu mengene gibi sarılmanı gevşetmezsen ama bu sefer tıkarlar pamuğu bir tarafıma. Dönüşüde olmaz bu-bunun."
"Şey-ııı tamam ya şey etme o kadar. Ben tıktırmam korkma sen."
Hay allahım ya. Dolunay tek kaşını kaldırıp ya da öyle yapmaya çalışıp elini beline dayayarak ayağını yere vurarak bana bakıyordu."Seni pislik beni duyuyosun da ne bok yemeye cevap vermiyorsun ha ?"
"A-aa yoğurt ye yiğidin hakkını yeme. Beni o kadar güzel söv- yanı övüyordun ki bölmek istmedim."
"Niye yalan mı sen beceriksi-"
"He-he sus. Ne kadardır baygınım ben onu de bi ?"
İşaret parmağını dudağına vurarak düşünme pozunu almıştı balığım benim. "Mmm tam olarak... Bir gün, altı saat, otuz sekiz dakika ve on yedi saniye ."
Vay amına kız işsizlikten saniyeleri saymış. Herneyse ben şu an sadece sıcak küvetimi ve yatağımı düşünüyordum. Serumu sökmek için tam kabloyu çekeceğimde elime inen şamarla gözlerim kurbanıma döndü.
"Ne yaptığı zannediyorsun lan sen ?"
"Asıl sen ne yaptığını sanıyorsun salak."
Yaptığım gayet açık. Bunu bilmek için süper güçlere gerek yok ya. "Serum söküyorum." Elim tekrar seruma gittiğinde Dolunay yine elime indirmek üzereyken elini kavradım. "Sakın, sakın bidaha bana karışayım deme." Şu an bir serum yüzünden kavga ettiğimize inanamıyorum. Söksem ne değişir sökmesem ne değişir hey allahım ya.
"Ge-"
"Dolunay!"
Gözlerinin dolmasıyla kafasını havaya kaldırarak irislerini tekrar benim irislerime dikti.
"Peki. Ben işlemleri halledeyim. Arabada beklerim seni. Kalabalık etmek istemedim. Rahatsız ettiysem kusura bakma."
"Dolunay saçmalama. Do-" Kapı çarparak kapandığında anlık hırsla kolumdaki serumu çekerek yere attım. Hastane kıyafetlerinden nefret ediyorum. Hastaneden nefret ediyorum. Doktorlardan nefret ediyorum.
Kendi kıyafetlerimi giydiğimde kolumdan akan lanet kan giysilerime bulaşmıştı. Tişörtümün alt kısmını yirtarak koluma bağladım.Hay sikeyim böyle işi. Bide bunun yüzüne Dolunay'ı dinlemem gerekicekti.
Tabi önce gönlünü almam lazımdı. Ve bu sanıldığı kadar kolay birşey değil ama bana dayanamaz o cadı. Kapıyı sonuna kadar açık bırakarak odadan dışarı çıktım. Bok var çıktım. Çıkmam ile yerime çivilenmem bir oldu.
"Hayırdır? Başka birini mi bekliyordun?"
"Se- seni beklemediğim kesin!"
"Sakin ol güzelim ileride bu sakinliğine ihtiyacın olucak boşa harcama yani."
"Defol git burdan. Hem siz iki kişiydiniz. Hayırdır senin yardakçın nerde ?"
"Tabiki senin çakma kediciğin yanında. Mağlum kediciği biraz üzmüşşün. Ağlayacak bir omuz gerek."
Hayır. Hayır. Hayır. Olamaz. Bu olamaz. Herşey yolundayken şimdi olmaz. Tekrardan aynı hataya izin veremem. "Bizden uzak dur." Çığlık atmamla bütün gözler bize dönsede hiç umurumda değildiler şu an.
Bileğimi kavrayarak beni çıktığım odaya sokarak kapıyı kapattı. Beni de kapıyla arasına alarak hareketlerimi kısıtladı. "Ben senden uzak duramıyorum gece." Burnunu saçlarımın arasına karıştırarak derin nefesler almaya başladı. "Ben sensiz yerimde duramıyorum gecem"
"Artık ne ben senin gecenim ne de sen benim gökyüzümsün. Şimdi bırak beni."
"Bundan kaçışın yok gece! Biz birbirimize aidiz tıpkı gök ve gece gibi."
Kafamı kafasına geçirmemle geri sendelemesi bir oldu. "Benden uzak dur! Bizden uzak dur!" Sonra ne mi oldu sonrası benim çırpınarak kaçmam. Ben koridor boyunca koşarken arkamdan ismimi haykırarak peşimden geldiğini hissedebiliyordum.
Balığımı bulmalıyım, avcıyı balığımdan uzak tutmalıyım.
😈😈😈
Yine bir bölüm sonu ve yine bir kaçış. 😘 Yeni bölümde görişirek he ya 😍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH KANATLAR
Novela JuvenilUyku denen şey nedir ? Geceye hapis olmak mı yoksa karanlıkta ruhun bedenden ayrılarak rüya alemine geçiş yapması mı ? Herkesin kendine göre bin bir çeşit düşüncesi var. Karanlıktan nefret ediyorum. Yağmurdan nefret ediyorum. İnsanlardan nefret ediy...