uzaklardan göründün sonunda,
yaklaştın iyice evinin o,
tatlı toz kokusuna.merdivenlerde beni farketmeden,
görmezden gelerek ya da,
yanımdan geçtin gittin
ve sokak kapının hemen solundaki,
krem rengi banka oturdun.
saçların ıslak gibiydi sanki.
üşüyor muydun?
ceketimi çıkarıp omuzlarına serdim.
bana bakmadın.iç çekişlerin çoğaldı,
çiçeklerinin üstüne bir kara sinek gelip,
kondu.umursamaz bir ifadeyle,
donuk mu demeliyim ya da,
öylece oturdun bir süre.
ben de önüne diz çöktüm,
saçlarımın kırıkları ortaya çıktı.
tırnağım kırılsa umursayan sen,
bu sefer onları umursamadın.
yoksa tutar tek tek inceler,
ve endişelenirdin benim için,
yapmadın.ama kalbim kırıktı,
bunun için dünyaları yıkacak olan sen,
yıkmadan öylece duruyordun.ve işte!
sonunda gözlerini kırptın,
hayır, yağmur yağmıyordu çiçeğim,
sen ağlıyordun.
gözünden düşen yaşı baş parmağımla sildim,
ancak yine tepki vermedin.bankın köşesinde duran yastığa kafanı koydun,
gözlerini kapadın.
yüz hizana doğru diz çöktüm bu sefer,
uyuyakaldın.saf ve temizdin,
sırf bu yüzden günlerce beklememe rağmen,
aylarca,
kızgınlığıma rağmen,
titreyen ellerimi ilk gözlerine,
sonra saçlarına,
daha sonra dudaklarına götürdüm ve okşadım.en sonunda elini tuttum.
neden buz gibisin,
sevgilim?
ben seni çok özledim.
hadi kahve içelim,
içeri girelim.
uyan.bir kitabın daha sonuna geldiğime göre,
uzaklaşıyorum şimdi bu umutsuz satırlardan,
birileri tatlı uykusuna dalana dek, başında duracağım.
öylesi daha umut verici.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bakışın, çiçeklerim
Poezieöyle güzel baktın ki, ruhumda açan çiçekler bir daha solmak bilmedi.