Paragraf arası yorum yapın be güzel oluyor. •ㅂ•
☆
"Tanrım, sessiz ol April!" Ah, hâla aptal gibi kıkırdamaya devam ediyor. Depoda en ufak bir ses bile yankılanıyordu. Ama April eskiden olduğu gibi bunu umursuyor gibi görünmüyordu, o herzaman gereksiz cesareti olan biriydi. Depoda heyecandan titrerken bile.
Burası bir market veya onun gibi normal bir yerin deposu değildi. Burası ikinci sınıftayken kendimize ufak çaplı kalp krizleri yaştamak için girdiğimiz okul deposuydu. Biliyorum kulağa deli saçması gibi geliyor ama koridorlarda birbirimizi kovaladığımız zamanlar haricinde en büyük eğlencemiz bu depoya inip yakalanmamaya çalışmaktı.
Yine okulumuzun deposuna girmiştik ama bu sefer artık burda okumuyorduk, lise 3 teydik burası ise okuduğumuz ortaokul. Eskiden vücudumuzu o dar parmaklıklardan geçirerek içeri girerdik ama şimdi lanet büyüme hormonları yüzünden kafamızı bile sokamıyorduk. Evden kerpeten getirerek zaten eski olan parmaklıkları büyük bir miktar genişlemiştik, buda içeri geçmemiz için yeterliydi.Buraya en son girdiğimizde sınıf arkadaşlarımız bizi farketmişti ve Bay Hawk'a şikayet etmişti. Ve bunun sonucunda Bay Hawk bizi kulağımızdan çekerek çıkarmıştı. Hâla kulağımın yanışını hissedebiliyorum..
Bu olay üzerine uzun bir zaman oraya girmemiştik. Kızlarla konuşurken buraya gelip çılgınlar gibi eğlenmeyi özlediğimi söylemiştim. Şimdi ise buraya geldiğimize söyleniyordum çünkü herseferinde olduğu gibi, buraya girer girmez vücuduma yayılan adrenalinle pişman oluyordum.
"Bak Daisy biraz sakin olurmusun burada endişeli olan birtek sensin Zaten artık bizi kulağımızdan tutup dışarı atacak bir Bay Hawk yok, o adam çoktan emekli oldu.. Bekle, korkuyormusun?"
kıkırdarken gözlerimi devirdim"Tabiki de korkuyorum seni aptal, Bay Hawk emekli olsa da, Müdür Blake hâla bu okulda, sanki kazık çaktı lanet herif. Üstelik ders saatlerindeyiz ve en ufak bir sesimiz bile koridorda yankılanır. Deponun yanında anasınıfı olduğunu unutmayın, o yumurcaklar herşeyi yumurtluyor" gözlerini bikaç saniye kırpıştırdı.
"İnkâr ediceğini düşünmüştüm, birde bende o anasınıfında okudum hatırlatırım, nakama" deyip göz kırptı.
Hey, bir dakika. "Oda ne öyle, küfür falan mı ettin seni lanet olası!"Yalandan burnunu çekti "Uğruna canını verebileceğin kardeşin için denir seni cahil, istemiyorsan demem" yüzüme yavaş yavaş bir gülümseme yerleşirken Celine cırlamaya başlamıştı
"Bu da nedemek, ben gitmelimiyim? Siz takılırsınız beraber 'Nakama'lar"
Nakama derken eliyle tırnak işareti yapmıştı ve April ile buna gülüyorduk, şuan burnundan soluyordu.
"Yapma Celine öyle demek istemedi" hâla kıkırdamaya devam ediyordum çünkü Celine sinirlenince tam bir yer fıstığına dönüşüyordu. Küçük, boğumlu, şirin bir fıstık.
"Tabiki de öyle demek istemedim bebeğim, seninle kardeş gibi olmamız imkansız, seninle evleneceğim" göz kırpıp kalçasına sesli bir şaplak atmıştı. Hayır eşcinsel değillerdi, sadece iyi arkadaşlar arasında olan bi şakalaşma şekliydi. İyi arkadaşlar böyle şakalaşırdı... değil mi?
Üçümüz bu hallerine gülerken duyduğumuz zincir sesiyle kıkırdamalarımız anında kesilmişti. İkisini de kolundan tutup büyük dolabın arkasına sürüklerken fısıldadım
"Size sessiz olmanızı söylemiştim mankafalar şimdi yakalanacağız"
İkisini de zorlukla dolabın arkasına ittikten sonra derin derin nefes almaya başladım. Celine gözlerini büyütmüş bir şekilde nefesini tutuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Little Delicate Daisy // c.h.
Fiksi PenggemarÇok hayal kuruyordu, sonunda hep üzülüyordu.. Ama eğer umudu bırakırsa bir yararı olmayacağını biliyordu. Bu yüzden elinde bir şans olması için umudu tercih etti, her seferinde daha da kırılacağını bilse bile..