HAYIR

Kabuslar

Sabah korkunç bir rüya ile uyandım.

Bir ağacı andıran takım elbise giyen yüzsüz adam 9. Kez rüyama girmişti. Korkuyordum. Çünkü sürekli rüyalarıma giriyordu.

Yataktan doğrulup masamın üzerine baktım. Masamın üzerinde bir not duruyordu. Belki annem bırakmıştır diyerek notu okumak için ranzamdan aşağı iniyorum. Notu okumam için kağıdı düzeltmem gerekiyordu. Çünkü kağıt oldukça eski çamurlu ve kırmızı lekeler barındırıyordu.

Üzerinde 'I Will Take You.' yazıyordu. Seni alacağım.. Hmmm..  Anlamamıştım.

Annemin yanına gittim. Bana yarın Amerika'ya taşınacağımızı ve orda iş bulduğunu söyledi. Şaşırıp kalmıştım şimdiden.

Sevinip kendimi koltuktan koltuğa attım. 

Sevinerek odama gittim.

Odama geri geldiğimde yatağımın üzerinde bir not daha olduğunu gördüm. Ve onuda aldım. Bu sefer türkçe yazılmıştı.

'Sen bana lazım olansın.' yazıyordu bu sefer. Bir an şaka yapıyorlar sandım. Ama galiba şaka değildi.

Korkmaya başlamıştım. Kim yolluyordu bu notları?

Takmayıp çalışma masama oturdum.
Bilgisayarı açıp internette gezinmeye başladım.

Bir köpek çizecektim. Köpek çizimlerine bakarken bir fotoğraf gördüm gülen bir kırmızı sibirya kurduna benziyordu.

Gözlerim kararmaya başlamıştı. Hiç bir şey göremiyordum.

Öğlen 12:00

'Noluyo lan!?' Edası ile uyandım. Bilgisayara bakarken uyuya kalmışım sanırsam diye geçirdim içimden ve bilgisayara baktım.

İnstagram hesabımdan birisi bana mesaj atmıştı. Merak edip mesajı açtım.  Amerikan arkadaşım Alexander ne zaman Amerika'ya geleceğimizi sormuştu. Bende Yarın diye cevap verdim.

Sıkılıp etrafa baktım. Duvarda bantlanmış bir kağıt vardı.

Kağıda baktım.

Hmmm. 'Always Watches No Eyes.' yazıyordu bu kirli kağıdın üstünde. Aldırmadım. Çünkü kesinlikle birisi şaka yapıyordu. ama korkuyordum da.

Sakinleşmek için buz dolabının yanına gittim ve açtım. İçinden sert sulu bir şeftali aldım ve yıkayıp yiyerek odama gittim.