Ben Cem abinin kucaklarında uyandım.
"Günaydın." dedi Cem abi bana gülerek.
"Günaydın Cem abi."
Cem abi beni yere bıraktı.
Aslında Florida'ya varmıştık. Bizim evimiz 2 katlı ve ormanın içindeydi.
Patikadan yürümee başladık ve eve girdiğimde bazı eski eşyalar vardı.
Arkasında bir park gibi bir yer vardı.
Slender the Arrival adlı oyundaki Kate'in evine cidden çok benziyordu.
Ama bu ev bakımlıydı. Herhalde satılmadan önce bakım yapmışlardır.
Ev eşyalıydı annem benim odamı göstermeye gitti.
Burası oyundaki odaydı eşyaları yenilenmiş duvarları boyanmıştı.
Yoksa ben yanlışlıkla bir oyuna mı sürüklenmiştim?
Saçma düşünceleri bırakıp yatağın altına baktım.
Altında bir kağıt vardı be üstünde 1 yazıyordu.
Kağıdı alıp okumaya başladım. İngilizce kelimeleri şöyle çevirebilmiştim.
'Merhaba. Bunu okuyorsan ben kesin ölmüşümdür. Adını biliyor. Benim yerime geçmek zorunda kalacaksın. Kaçman gerekecek. Ama seni bulacaktır. Lütfen kendine dikkat et.
-Kate'
Kate... Kate... HADİ CANIM! Kesin hala uçaktayım ve rüya görüyorum.
Kendimi cimcikledim. Ve canım acıdı. Hadi canım ya... Rüyada değilmişim.
Garajda bir araba vardı. Bu bizin arabamız dı. Herhalde annem önceden buraya getirtmiş.
Garaja gittim ve etrafa baktım. Bir not daha vardı ve bu sefer onda da 2 yazıyordu.
O notu da okudum. Şöyle yazıyordu.
'Kate ölmemeliydi. Ama ihanet etmeyi o seçti. Biliyoruz. Başın belada. Ama Kurtuluşun yok küçük hanım.
-Unkown '
Benden ne istiyorlardı?
Cidden artık kafayı yiyecektim.
Yine Kafayı sıyıracağım sanırsam.
Odama çıktım annem eşyalarımı yerleştirmişti. Ve köpeğim yatağımın üzerinde uyuyordu. Çalışma masamın üzerindeki hapımı alıp ağzıma atıp yanındaki bardakdaki suyumu içtim.İlacım beni sakinleştirdi.
Anneme mahallede arkadaş edineceğimi söyleyip telefonumu alıp dışarıya çıktım.
Patikadan geçtim ve biraz yürüyerek mahalleye geldim. Bir çocuk kaldırımda oturuyordu. Yanına gittim.
"Merhaba." Dedim.
"Merhaba. Adın nedir?" Diye sordu.
"Lisa."
"Benim ismimde Lou."
"Memnun oldum."
"Bende memnun oldum Lisa."
Başka çocukların onunla arkadaş olmadıklarını yanlız olduğunu söyledi.
"Nerede oturuyorsun Lou?"
"Arkamda ki evde. Peki ya sen?"
Elimi ormandaki patikanın başını işaret ettim.
"Orada."
"N-n-ne!" dedi çocuk panikle.
"Ne oldu?"
"Duyduğuma göre Slenderman adlı bir katil orda oturan Kate adlı kızı kaçırmış. Ama cesedini kimse bulamamış."
"Vay be..."
"Umarım sana bir şey yapmaz."
"Evet umarım."
"Neyse gel parka gidelim."
"Hmm tamam Lou."
Onunla beraber parka gittim. Evet ikimizinde yaşı park için geçmişti. Ama ben parka gitmeyi severdim.
Lou Kahverengi saçlı ela gözlü bir çocuktu. Saçları uzundu. Ama çok değil. Cidden tatlı geliyordu bana.
2 genç bize bakıp aralarında gülmeye başladılar.
"Ahahaah Lou'ya bak Arkadaş edinmiş hahahah!"
Sinirim bozulmuştu.
"Evet sizin veremediğiniz ilgiyi ben veriyorum." Dedim ve ikiside susup uzaklaştı.
"Bu kadar iyi laf sokmayı nerden biliyorsun?"
"Şey ben laf sokmak için dememiştim aslında."
"Hmm anladım. Ama çok iyi laf soktun!"
"Teşekkür ederim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYIR
ParanormalBen sadece 12 yaşında küçük bir kızım diyebiliriz. Ormanlara ve Amerikaya hevesim vardı doğrusu. Belli bir hayalim vardı ama bu hayali sınırlı sayıda kişiler bilirdi. Sadece size şunu söyleyebilirimki; "Onu Her şeyden Fazla Seviyorum."