BÖLÜM - 4

147 10 0
                                    

' Tek umudum, bu siyahların arasında bir MaVi bulmaktı. Ufacık mavi bir nokta...' - Helin KARASU

Bölüm - 4

Adam yavaş adımlarla bana yaklaşıp önümde durdu ve kollarını iki yana açarak ; "Evine Hoş geldin Kızım." dedi. "Hoşbul... Hı ne ?" Kızım derken ? Evin derken ? Adam bana yaklaşmaya devam ediyordu. Korkup Abuzittin abinin arkasına saklandım. "Benden korkma Helin." dedi adam. Abuzittin abi kolumu tutup beni yanına geri çekti ve "Sana zarar vermeyecek. Güven bana." diye fısıldadı. Kafamı sallayıp adamın gözlerine baktım.

"Bunu kim yaptı ?" dediğin de neyi kast ettiğini anlamamıştım. Ardından işaret parmağını dudağımın kenarına koydu. "Bunu kim yaptı dedim!" diye bağırdığın da bir adım geri gittim. "Beni getiren adam." dediğim de Haluk denen adama yaklaştı ve aniden bir tokat yapıştırdı. "Ben size ona zarar vermeyeceksiniz demedim mi lan!" deyip bir tane daha yapıştırdı. Haluk denen Adam, tokadın etkisiyle yerle buluşurken, dövmeli adam belinden silahını çıkardı ve Haluk denen adama doğrulttu. "Abi yapma! Özür dilerim abi ne olur yapma!" adamın yalvarışlarını tınlamıyordu. Abuzittin abi kafamı göğsüne yapıştırıp olanları görmememi sağladı. Benim yüzümden birinin ölmesine izin veremezdim. Abuzittin abiden hızla ayrılıp adamın silah tutan kolunu tuttum.

"Dur yapma. Yalvarırım yapma." adam, omzunun üzerinden bir bakış atıp silahı beline geri soktu ve bana sarıldı!

"Sen iste her şeyi yaparım." dedi. Adamdan ayrıldım. "Siz kimsiniz ? Ve beni neden zorla getirttiniz!" diye bağırdım.

"Öncelikle ben Batak MAÇA." deyip elini uzattı. "Helin. Helin KARASU!" deyip uzattığı elini sıktım. "Karasu mu ?" dediğin de kafamı salladım.

"Bakın Batak bey, sizin aradığınız kız ben değilim! Benim soy adım Karasu. Sizin istediğiniz ise Maça!"

"Hiç bir şey bilmiyorsun Helin."

"Bilmem gereken bir şey mi var?"

"Evet kızım var. Öncelikle gidip üzerini filan değiştir ve biraz dinlen. Sonra her şeyi anlatacağım. Kamil, Helin'i odasına çıkar." dediğin de bir adam yanıma geldi. "Buyurun." deyip eli ile önünü gösterdi. "Abuzittin abiden başka kimseyle gitmem!" dediğim de Batak Abuzittin abiye gel işareti yapıp kulağına bir şeyler fısıldadı. "Hadi Helin gidelim." deyip beni kapıya doğru ittirdi. Odadan çıkıp merdivenlere yöneldik. Abuzittin abi hiç konuşmuyordu. Bir odanın önünde durduğumuz da kapıyı açıp beni içeri soktu.

"Helin şimdi uslu uslu dur burada tamam mı? Aç mısın ?"

"Değilim. Ama o adam bana neden sürekli kızım diyor?! Ve ben gitmek istiyorum!"

"Helin, lütfen sus. Hadi sen biraz dinlen." deyip çıktı ve kapıyı kilitledi!

Kapının önüne gelip kapı kulpunu çevirmeye başladım. Açılmıyordu. "Ya Abuzittin abi açsana kapıyı! Ya açın kapıyı!" her ne kadar bağırsam da ne gelen vardı ne de giden. Arkamı dönüp odanın ışığını açtım ve göz gezdirdim. Her şey pembe renkti. Yatak örtüleri, duvarlar, avize, dolaplar, halı... Her şey. Köşe de bir de beşik vardı. Bu oda sanırım bir bebek için yapılmıştı.

Her yerde çiçekli böcekli stickerler ve oyuncaklar bulunuyordu. Dolaba yaklaşıp kapağını açtım. Bir tarafta bebek kıyafetleri varken, diğer tarafta benim bedenime uygun kıyafetler vardı. Siyah bir eşofhman takımı görünce hızla aldım ve üzerimi değiştirmek için oda da bulunan banyoya ilerledim. Üzerimi değiştirdikten sonra banyodan çıkıp cama yaklaştım.

KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin