Bölüm 37

261 6 0
                                    

----- Melisin ağzından-----

   Tarihi ve çok güzel olan bir eve girdik. İçerisi çok güzeldi.  Biraz daha gezdikten sonra evden çıktık. Başka bir eve girdiğimizde burası ev değil müzeydi. Duvarlarda sadece resimler vardı. Adıda karikatür müzesiymiş. Müzeyi birazdaha gezdikten sonra ordan çıktık. Çocuklar yorulduğu için volkan arkadaşını aradı ve eskişehirde olan otelinin adresini verdi bize. Arabaya binip otelin yolunu tuttuk. Otelin önüne geldiğimizde çok kalabalık değildi. Volkan arabayı park edip iki bavulu bagajdan çıkardı. Küçük bavulu poyraz verdi. Bende ortanca olan bavulun çekçekiğini açtım ve elayı kucağıma alıp otele giriş yaptım. Hep beraber resepsiyona geldiğimizde kız kocamı  gözleriyle yedi bildiğiniz. Hemen bir ses çıkardım ve işinin başına dönmesini sağladım.  Kız bize otel odasını verdiğinde beraber asansöre geçtik. 3. kata geldiğimizde indik ve 309 numaralı odaya girdik. Oda çok güzeldi ve girişte solan arka oda yatak odasıydı. Karşıdaki odaysa 2 tane ayrı tek kişilik yataklar vardı. Volkan bizimle gelen çocuğa biraz para verip yolladı.

    Volkan çocuklarla ilgilenirken bende duş almak için banyoya geçtim. Kısa bir duşun ardında banyoda üstümü giyinip çıktım. Odaya geri döndüğümde ela babasının yanında uyumuştu.. Poyraz ise elinde volkanın telefonuyla oyun oynuyordu. Poyrazın elinden telefonu alınca bana baktı hemen.

- Yaa anne neden aldın.

" Bebeğim çok yakından bakıyorsun ve biraz teknolojik aletlerle bağlantını kesmelisin. Yoksa küçük yaşta gözlük takmak zorunda kalırsın.

- Ama anne yaa.

" Aması falan yok. Hadi oyuncaklarınla oyna.

- Peki tamam.

    Poyraz karşı odaya geçince bende volkanın telefonu kapatıp komedinin üstüne koydum. Oteli dolaşmak için anahtarı alıp odadan çıktım. Asansöre bindip zemin katın düğmesine basıp beklemeye başladım. Asansör zemin katına gelince indim ve gezmeye başladım. Farkettim ki eskişehirdeki oteller antalya veya izmirdeki otellere hiç benzemiyordu. Sessiz sakin bir otelleri vardı. İstanbuldaki arkadaşlarımı burayı getirmeliyim. Biraz daha gezdikten sonra otelin ismi dikkatimi çekti. ' Hilton Garden In'  mi? Ne alakası varki. Onu takmayarak gezime devam ettim. Birazdaha gezdikten sonra  odaya dönmek için asansörlerin oraya geçtim. Asansöre binip 3. katın numarasına bastım. Asansör 3. katta durunca indim. Odaya doğru giderken bir odanın kapısı açık kalmıştı ve içeriden bağrışma sesleri geliyordu. O odaya gitmek istemesem de gittim. Kafamı uzatıp baktığımda nerdeyse 40 yada 45 yaşlarında adam kadını ve kızına vuruyordu. Kız beni farkettiğinde kaş göz yaptı. Adam kızına sert bir şekilde vurunca kız yere düştü. Hemen odaya girip adamı ittirdim ve kızın yanına çömeldim. Kızın kafasını ellerimin arasına aldım ve elimle yanaklarına vurdum. Gözlerini yavaşça açtığında öküsürdü biraz. Kızı yavaşça yere bıraktım ve adama döndüm. Kaşlarımı çatarak adama yaklaştım.

" Sen ne biçim adamsın gücün karına ve kızına mı yetiyor.

Adam: Sen karışma bücür.

" Bücür mü ben sana bücürü gösterecem sen bekle.

 Ben odadan çıkacakken kolumu biri kavradı. Kimin yaptığına baktığımda o adamdı ve çok sıkıyordu. Ona bakmaya başladım.

------ Volkanın ağzından------

   Gözlerimi açtığımda ela bana sarılmış uyuyordu. Onun saçlarından öptüm ve yanından kalktım. Diğer odaya geçtiğimde poyrazın yerde uyuduğunu gördüm. Onu yerden kaldırıp yatağa yatırdım ve üstünü örttüm. Odaları tamamen gezdim ama melis yoktu. Odadan çıktım. Koridorda ilerlerken birtane odadan çığlık sesi geldi. Ama bu melsin sesiydi. Hemen sesin geldiği odaya koştum. Odanın içine girdiğim 40 veya 45 yaşlarındaki adam karımın kolunu sıkı tutuyordu. Hemen adamı ittirdim.

Sen Bana Aşıksın #Wattys2017( DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin