bölüm 7 -önemli piyon-

52 2 0
                                    

"Baksana belki bir psikoloğa görülmelisin. Bu erkeklerin ... oyun merakınızı anlamıyorum sizin. Hayır 7 yaşında değil 17 yaşındasınız!" gerçi akın ve grubunun oyunu arkadaş çevresiyle olabilecek en mantıkli oyunlardan biriydi. "Bak derin. Eğer biraz daha uzatırsan benim değil senin gitmen gerekecek psikoloğa. Ayrıca tekrarlıyorum okulla biraz ilgilen lütfen." ya şimdi biz okul meselesine nereden geldik en son beni tehtid ediyordu bu taşmoron. "Ne alaka okulla ilgilenmememle ?" biraz uzaklaştı en azından birbirimize değme ihtimali yok oldu. Şimdi bir ordu sesiyle 'ohhh' çekmek isterdim ama bu taşmoronun yanında yemiyordu. " Okulla ilgilenen herkes Güney ALTINTEPE'yi ve onun 20 yaşında olduğunu bilir." Deriç'in araya girmesine izin vermeden hemen "Ne? 20 mi ? Yuh kaç kere kaldın be sen?"

salaksın. Lan çocuk sana seni yiyecek gibi bakıyor sen bide onunla dalga geçiyorsun. Malsın.

Deriç ! Susar mısın ? Beynim durdu.

Varmıydı ki?

"Kalmadım okulu dondurdum.herneyse konu bu degil salak kız." salak mı ? O güzel kumral saçını yolarım senin.

"Sensin salak." Aoo bunu içimden diyecektim. Kafama hafifçe vurdu. "Bir dahakine hafif vurmam acıtırım." bilmediği şey onun hafifi bile canımı acıttı! İnledim tabii ki!

"Aaaaaaaaaa acıdııııı aaaaa"eli ile ağzımı kapattı.

"Ya bir sus ! O kadar acıması imkansız. Çıtkırıldım mısın sen?" elinden kurtulmanın bir yolunu bulmalıyım. Dil çıkarma isteği dolmuştu içime çünkü bir yol bulmuştum. Bir dakika dil çıkarırsam elini yalamış olurum illaki iğrenirdi. Ama ısırmaktan daha az iğreniyordum. Hem canı da yanardı! Ve ısırdım.

"Aaaaa seni küçük sürtük ! Elimi çekmek için elini kullanabilirdin!" oha bu benim neden aklıma gelmedi? İyice kaçırılma psikolojisine girdim, kollarım bağlı sandım. "Ne ? Kolum olduğunu unuttum ne var bunda!" dedim. O da sinirli biçimde baktı.

"Birde salaksın. Son tenefüs burada ol.!" arkasını döndü gitt... Geri döndü. Niye döndün ya? Sevindim mi? Hayır. Dön git geri ya! " gelmemezlik yapamazsın. Bu bir emirdir."emirmismis. Papucumun emiri.

Akını özledim lan.

Ben türklerden vazgeçtim. Amerikan alacam ben. "Sana oyunumdan bahsedeceğim derin." gülümsedi.yakışıklıydı pislik. Hemen sınıfa gittim.

akının yanına oturdum. "Ne istiyormuş müdür?" müdür değilde güney oyun istiyormuş.

"Önemli değil ailem telefonuma ulaşmamış müdürü aramışlar." gülümsedi. "Bahçeye çıkalım mı?" akın 'olur' anlamında kafasını salladı. Bahçeye çıktığımızda sadece bir bankın boş olduğunu gördüm. Birde diğer taraftan gelen kız kafilesini. Akın bey de anca alede alede yürüyor. Orayı kapmalıyım!

Acaba koşarsam rezil olur muyum? Amaan ne rezil olcam herşey oturmamız için. Ben son sürat koşmaya başladım ve kızlardan önce banka oturdum. Kızlar bana tip tip baktı. "Ne bakıyorsunuz? Gidin başka yere oturun dolu burası." dedim. Sonra şaşkınlıktan donmuş olan Akın'a döndüm yerimden kalkmadan -kalkar mıyım? At gibi koştum burası için ben hıhh- bağırdım. "Akın !!! Hadi!! gelsenee!" sonra şaşkınlığını yenip yanıma geldi. Yanıma oturdu. Uzun bacaklarını karşı banka uzattı. Üzerimde pantolon olduğunu hatırlayınca bende uzattım. "Baya koştun ha?" tip tip baktım.

"Koşmasaydım böyle keyifli oturamayacaktın beyefendi."

Ellerini 'ben suçsuzum' der gibi kaldırdı. Çok şekerdi böyle. Ben onun bu şebekliğine dalmışken yanımda bir varlık hissettim. Ya kafamı yana döndürünce bir canavar varsa ve bana bakıyorsa? "Akın yanımda ne var ?" surat ifademe - artık ne haldeyse - acayip gülmüstü.Sonra hele şükür gülmeyi kesip "asya yeter"dedi. Asya mı? Döndüm asya bana 'ne oldu?' der gibi baktı. Sonra kafasına geçirdim bir tane. "Aa ne yaptım yaa?" sonrada ona sarılıp "kendime sözüm vardı sadece." hani hastalik meselesi. Ben çok enerjik bir insanmışım peh peh!

" Sen niye erken geldin?" sonra mutsuz ifadeye büründü.

"Deniz kovdu. İyiyim bu yüzden defol dedi." sonra akının görmeyeceği şekilde dudak hareketleriyle 'yarın gelecekmiş.' dedi ve kıkırdadı. Akında asya'nın kıkırdamasına bakıp gülümsedi. Sonra "asya kendine yeni arkadaş bulmalısın" dedi. Asya birden somurttu. "Nedenmiş o?" dedi sağ koluma yapışarak. Akında sol kolumu - asya kadar yakın değil, olamazda yoksa deriç kovalar onu.- koluma eliyle sıktı. "Çünkü o artık benim."

Ben ? Akın 'ın ? Mıyım ?

Olabilirim aslında. İsterdim. Oyuncu güneyden iyidir.

Güney ? O ne alaka şimdi ? Görende çocuk çikma teklif etti sanacak. Sadece oyun teklif etti. " ya siz Güney ALTINTEPE'yi tanıyor musunuz ?" dedim. Sonra akın ellerini kaldırarak " ben yeniyim." dedi. Asya da aynı hareketi yaparak " 1 hafta içinde dedikodu kaynağı bulamadım." 'hmmm' hareketimi yaparak onume döndüm. Asya "ne oldu ki ? Kim bu güney ?" dedi.

Bende " Bende aynı soruyu sana sordum asya." dedim.

O da bana "tamam be. Ergen gibi trip atıyor birde" dedi.

Akında dayanamayıp kahkaha atmaya başladı. Öğle tenefüsü bittiğinde sınıfa döndük. Nedense bizim alede alede yürüyen Akım kaybolmuş hatta bizden 3 adım önde gidiyordu. Doğal olarak o ilk sınıfa girdi. Bizde onun arkasından. Girdiğimiz an Akın asya'ya "Sana başka arkadaş bul dedim. O benim. " dedi ve oturduğu yerden hafif havlanarak beni önüne çekti. Bana "Otursana derin. Başımda ne dikiliyorsun ?" deyince oturdum. Asya ağzı 5 karış açık bize bakıyordu. Ve ben asya'yı azıcık tanıyorsam o ayakta kalmazdı. Ama Akın'ı üzmek de istemezdi. Ne yapacak şimdi? Sonra bana doğru yaklaştı eğildi ve kalçasıyla kalçamı ittirerek normalde kitap koyulmak için kullanılan iki sırayı birbirine bağlayan iki demir çubuğuna düştüm. Kıçım acımıştı. Ama tek güzel yanı yanımda oturan şaşkınlıktan gözleri büyümüş olan Akın ile kollarımız değiyordu. Böylece kol kaslarını hissedebiliyordum. "Ne yani böyle mi derse gireceğiz? İyice delirdin asya ." ne yani bana yakınlaşmak istemiyor mu? Niye o kadar şikayet ediyor ! Acı çeken benim. Görürsün sen. "Bence de asya ben kalkarım buradan. "Dedim. Ayağı kalktım. Asyada ağzı beş karış açık bir şekilde kalkmam için yol verdi.

"Ee sen nereye oturacaksın?" dedi akın.

" Siz iki yeni takılın ben sınıfları dolaşıp boş sıra arayacağım." dedim ve sınıftan çıktım. 11-B sınıfına gidecektim.-ben 11-A sınıfındayım- sınıfa girdiğimde melek'i gördüm ve el salladım. O da bana karşılık verip yanıma geldi. "Oo derin sen buralara uğrar mıydın?" dedi.

"Bizim sınıfa iki yeni öğrenci geldi. Daha önceden arkadaşlarım olduğu için sıramı onlara verdim. Şimdi sırasızım. Sizde boş sıra var mı?" dedim. Melek önce düşündü sonra gülümseyerek "burada yok. Ama olan bir yer biliyorum." soran gözlerle ona baktım o da devam etti . "Abim utku'yu hatırlıyor musun ? Hani bir ara hoşlanır gibi olduğu..." cümlesini bitirmesine izin vermeden "sadade gelelim. Eskileri deşmeden." dedim.

"Peki onun sınıfında var. İstersen birlikte gidebiliriz. Hatta taşımamıza yardım eder. Sende yorulmazsin." işte burası mantıklıydı ! O sırayı tek başima taşıyamazdım. "Tamam o zaman" dedim ve 12-C 'ye doğru yürümeye başladık. Abisi utku gerçekten iyi biriydi. Ve hoşlanır gibi olduğum tek kişi. Yaramaz, kötü , popüler - ki utku populerdi ama umrumda değildi.- bu tür insanları samimi bulmazdım. Ama o popululerlik dışında diğerlerinden farklıydı. Kütüphanede tanışmıstık bir kere! sınıfa girdiğimizde utku'yu görememiştim. Fakat sonra melekin "abiii" sesini duyunca o tarafa döndüm. Karşımda abisine sıkıca sarılmış melek vardı. Utku bana baktı ve gülümsedi .

" Kimleri görüyorum. Geçen senemi heba ettiğim kız." heba etmek ? Ben sana benimle takıl mı dedim.

"Görmeyelli baya kabalaşmışsın utku. Ne zamandır böylesin.?" bana baktı ve "hayatımı sana heba etmeyi bırakıp güney ile tanıştığimdan beri." güney mi?

Güney adını duymuş olacaktı ki hemen yanımızda belirdi. Utku ile şakalaştılar. Sonra güney bana dönüp "Oyunumu sana açıklayamadan oyuna girdin derin. Yavaş hareket etmeyi öğrenmelisin yoksa başın belaya girer ." bal rengi gözlerini meleğe çevirdi dudak büzdu ve bana geri döndü " Aa bu arada yeni hayatına merhaba dediğine göre sana bir hamle önerisi utku'yu unutma o önemli bir piyon. Ve birde yeni çocuk. Hani sana sülük gibi yapışan."

Ne oyunu ?

Neden bu oyunda utku önemli?

Akın'ı nereden tanıyor?

Benden ne istiyor?

MERHABAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin