bölüm 4-benzer yüz-

68 3 1
                                    

Alarmim çaldı. alarm sesimden nefret ediyor ve beni uyandırabilecek tek alarm olduğunu da biliyordum. Gözlerimi açtım. Angela'nın sabahlari beni uyandırmasını sevmediğim için erken kalkardım. Aslında sadece angela değil kimsenin beni ilk uyandığım haliyle görmesinden hoşlanmıyordum. Evlenince ne yapacağım hiç  bilmiyorum.. En iyisi evde kalmak.... Bugün günlerden neydi bu arada? Telefonumun ekranını açtım. Pazartesi. Okul var. Kahretsin. Zeyzey'i çok kıskanıyorum. 22 yaşındaydı ve liseden kurtulmuştu şanslı köftehor !

Yatağımdan kalktım ve saçımı taradım. Devasal dolabımı açıp bugün ne giysem diye düşünmeye başladım. Okulumda okul kıyafeti  zorunlu degil zaten giyenlerde birkac erkek'di... Dediğim gibi okulum sosyete merkezi... En sonunda sıfir kollu olan kareli mavi bir gömlek altına ise Siyah bir dar paça giymiştim. Gömleği hızlıca pantolonun içine sokup bir kemer taktim. Ayakkabı olarak da gömleğime uygun gece mavisi bir babet giymiştim. Kötü giyindiğim söylenemezdi ama çok mini giymeyi sevmiyordum bu sadece eteklerde altım görünmesin diye 40 takla atmak kendine işkence bence. Merdivenlerden aşağı indim. Sofra karşımda 'beni ye beni ye' diyordu. Ama nedense sabah kahvaltı istemiyordum. Bu yüzden hızlıca dışarı çıktım. Mustafa abi -şöför- beni kapıda bekliyordu. Mustafa abiyi çok seviyordum. 12 yaşımdan beri beni o okula götürüp getirmişti.

"Ooo derin hanım bu kadar erken beklemiyordum seni, bekle hemen arabayı hazırlayım." arabaya koştu ve klimayı açtı. Sonra arabadan çıkıp tam kapıma uzanacaktı ki ben kendim açıp bindim. O da gülümsiyerek bindi.

" bunu yapmayı bırakmalısın bence." dedim . Bana anlamadım bakışı attı sonra da " neyi ?" dedi. " ya bilirsin işte kapı açmak falan saçma geliyor." gülümsedi. "Senin bu huylarını çok seviyorum her zaman böyle kaldığın sürece her zaman kapı açarım ben sana sorun değil." gülümsemesine karşılık verdim. Mustafa abi 27 yaşındaydı. Yakışıklıydı hatta zengin kıyafetleri giyse okulumdaki kızların bile dönüp bakacağı bir tipti. Okula vardığımızda kapımı açtı bir şey demedim bu sefer. İçeri girdim. Akıf sıranın üzerine oturmuş -hadi ama sırama basıyorsun çek şu ayaklarını- Mehmet ile konuşuyordu. Akıf yeşil gözlü ve sarışın bir çocuktu almanlara benziyordu. Bütün kızlar bayılsada alman erkeklerini hiçbir zaman çekici bulmadım. Beni görünce mehmet'e sus işareti yapıp yanıma geldi. "Günaydın derinlerde ki kız" bana çıkma teklifi etmişti fakat kabul etmemiştim o gunden beri uzaklarda yada derinlere daldığımı onu görmediğimi söylüyor. "Günaydın geveze alman" gülümsedi. " benimle dalga geçmeni bile seviyorum.. Neyse bugün bir işin var mı?" yok ama neden ki ? "Ne istiyeceğine veya soracağına bağlı?" gözlerini devirdi - bu onun bir özelliği gibiydi göz devirmeden duramıyordu- " bir partiye gidelim." parti mi ? Onunla mı? Almıyım canım daha bir türk tipliyle çıkmadan alman tipliyle çıkmak bana göre değil. " hadi ama bütün sınıf geliyor" diye ısrar edince hayır anlamında kafamı salladım. " ah eş yok tamam mı? Kimse eşli değil tek geliyorlar gel. Ve eğlenelim." işte şimdi olabilirdi. Bu çocuk beni ikna ediyordu. " Babama sorarım." sonra coşkulu bir sesle "yeeees!" diye bağırdı. Ben ona ağzım açik bakarken - ne diye bu kadar sevindi diye- içeri hoca girdi yanında bir kız getirdi. Kız çok tanıdıktı. Benim gibi çekik gözlü kumral saçlı alımlı bir kızd... Tabii ya ! ASYA ! Akın söylemişti. Hatırlamanın verdiği mutlulukla gülümsedim. Asya bana baktı. O da gülümsedi. Hoca ona kendini tanıtmasını söylediğinde asya tamamlayıp konuşmaya başladı. "Adım Asya Alkan. Bu okulda yeniyim. Aslında benzer bir okuldaydım fakat babam burada daha rahat olacağımı düşündüğü içın buraya geldim. Lütfen alışmam için bana yardımcı olun" dedi. Sonra sınıfta tek boş yer olan yanıma oturdu. "Selam seni görmek güzel bende akın gelene kadar ne yapacağım diyordum" dedi. "Selam bende seni gördüğüme sevindim korkma çabuk alışırsın." dedim ve derse döndük . Hayatımdan 40 dakika daha saçma bir ders için geçti.zil çaldığında kafamı kaldırdığımda alman asya'yı inceliyordu.

"Ne yapıyorsun geveze?" kafamı kollarımın üzerine koydum ve kollarımı sıraya yasladım.

"Sana ne kadar benzediğini fark ettin mi?" Evet.

"Evet bence de biraz benziyoruz." asya da beni onayladı.

" biraz mı? Az daha sen sanıp öpecektim." abartı ama yani buda. "Saçmalama o kadar da değil." sonra bana baktı.

" doğru. Bütün çekikler birbirine benziyor." bu laftan nefret ediyorum. Yani hiç kimseyle kopya gibi değiliz ki neden hepsi diyorlar? Kafasına geçirdim bir tane tabii ki. yüz korumaya girer sonuçta buda ,dava edemez beni. Alman bağırırken asya bana dönüp "derin senden birşey isteyebilir miyim?" daha yeni geldin soluklansaydın be kızım.

"Tabii nedir?" gülümsedi. "Bana okulu gezdirir misin? 1 haftaya kadar iyi bilgi edineyim ki deniz'e okulu gezdirebileyim" dedi. Yoksaaa denizden mi hoşlanıyor???

MERHABAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin