-4-

3.1K 153 62
                                    

Canınız yanıyorsa eğer, sevdiklerinize sığının.
Sevdiklerinize sığındığınız, eğer onların canını da yakacaksanız, koca bir bir boşluğa sığınmak zorunda kalırsınız.

Daha doğrusu koca bir boşluğa düşmek.

"Ben gidiyorum."

Boğazımdaki düğüm yüzünden zar zor konuşuyordum. Konuştuğumda boğazımdaki düğüm, daha da çözülemez bir hal alıyordu.

"Ne?"

Aras'ın kaşları çatılmıştı. Bir eli hafifçe çenemi kavrıyor, ona bakmamı sağlıyordu.

İyi ki de bunu yapıyordu, yoksa korkaklık edip başımı göğsüne yaslardım.

"Gidiyorum," diye fısıldadım. Şu an karşısında çok mantıksız hareketler yapıyordum.

Gözlerime baktı. Ne dediğimi anlamaya çalışıyormuş gibi bir hali vardı, ama anlayamıyordu.

Aras bana "gidiyorum" dese bende anlamazdım.

Ama sonuç olarak; ben gidiyordum.

"Gidiyorum! Aras gitmek istemiyorum, ama zorundayım! Aras zorundayım!"

Boğazım yırtılırcasına bağırıyordum. Aras'ın yanından kalkmıştım. Ayaktaydım ve bağırıyordum. Gözyaşlarım seldi. Gözyaşlarımı serbest bırakmıştım, hepsi bir bir intihar ediyordu şimdi.

"Güzelim, sakin ol."

Yerinden kalkıp kolumu tutmaya çalıştı. Kolumu hızla çektim.

"Vazgeçmek zorundayım! Zorundayım! Benim yüzümden, her şey benim yüzümden. Zorundayım! Ve bu benim yüzümden!"

Aras tekrar beni tutmaya çalıştığında hızla geriye gittim.

"Dokunma!"

Ardından tekrar ileriye gittim.

"Dokunma bana, daha da zorlaştırmaktan başka bir şeye yaramıyor."

Bu sefer fısıldadım.

Bana bakıyordu. Acı.

Gözlerindeki şeydi, acı.

Acı çekiyormuş gibi, boşluğa düşmüş gibi bir hali vardı. Gözlerinde vardı.

Benim gibi.

"Anlamıyorum..." diye fısıldadı bana bakarak.

Gözlerini benden çekti, yere indirdi bakışlarını.
Ellerini saçlarında gezdirdi.

"Masal, anlamıyorum. Ne demek istiyorsun, anlamıyorum."

Yutkundum.

"Gidiyorum."

Deli gibiydim, aklımı kontrol edemiyordum.

Tek dediğim şey 'gidiyorum' diye fısıldamaktı.

"Anlamıyorum Masal! Anlamıyorum! Siktiğimin şeyini anlamıyorum!"

Bu sefer Aras bağırıyordu. Kotluğun yanındaki masaya tekme attı, masa gürültüyle düştü.

Bacaklarım tutmadı, aynı masanın düştüğü gibi yere attım kendimi. Ama yavaş yavaş.

Yavaş yavaş yıkıldım. Ardından dizlerimi kendime çektim ve ellerimle yüzümü kapattım.

UMUT -Ablamın Sevgilisi 2 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin