Hiç tanımadan kaybetmiştim ben annemi.Hayatımdaki en büyük acının bu olduğunu düşünürdüm hep.Ama insan tanıdığı birini kaybedince asıl acının ne demek olduğunu o zaman anlıyormuş.Yüzün öyle yer edinmiş ki hafızamda bir türlü silinmiyor gözlerimin önünden. kurtulamıyorum. Olmuyor. Yokluğundan ise şikayetçi oluyor tüm benliğim...
****************
Yataktaki yastığı elimle kabartıp sırtımı yasladım.Elime aldığım kitaba bir türlü odaklanamıyordum.İki gündür odamda tıkılı kalmıştım resmen .Revirdeki hemşire anlık şok nedeniyle bu gibi durumları yaşamanın normal olduğunu söyleyip, yinede tedbir amaçlı beni hastaneye sevk etmişti .Neyseki ordada hiç bir sıkıntı çıkmayınca doktor iki günlük istirahat yazdı.Ah bu gün son günüydü de daha fazla sıkıntıdan patlamak zorunda kalmayacaktım.Lisedeki ilk yılım olması nedeniyle kimseyle arkadaşlık bağı kuramadım.Merhabalaştığım insan sayısı çok ama samimi diyebileciğim bir insana rastlamamıştım.Öyle bir düzine arkadaşım olsun diyenlerden hiç olmadım.Moral olarak kendimi iyi hissetmediğimde benimle birlikte ağlayabilecek, beraber izlediğimiz filmin bir karesini komik bulup gözlerimizden yaşlar gelene kadar kahkahalarla gülebileceğim ve en önemliside ben söylemeden ne hissettiğimi bilebilecek bir arkadaşın varlığı benim için her açıdan iyi olurdu ama malesef henüz aranan kan bulunamamıştı.İnşaAllah bulunurdu.Elimdeki kitaba adapte olmaya çalışıyordum. Derin bir soluk alıp sesli bir şekilde verdim.Gözlerim elimdeki kitabın satırları arasında gezinirken şu paragraf dikkatimi çekti.
&&&
"Peki kalbim neden acıyor?"diye sordu genç kız karşısında bir zamanlar herşeyi olan çocuğa.Gözlerindeki yaşlar birbirini takip ederken,çocuk gözlerini denizin dingin sularında gezdiriyordu.Denizdeki dalgalarla düşüncesi oradan oraya savruluyordu.Konuşmaya başlayan kızın sesiyle daldığı düşüncelerinden sıyrılıp ona doğru döndü."Hatırlıyormusun? Bir zamanlar gözlerimden mutluluk için bile olsa Bir damla yaş akmasına izin vermezdin.Akıtma o incilerini senin gözlerinden akan yaşların her bir damlası benim yüreğimi sızlatıyor.Gözyaşlarını sevdiğim hadi o gülen yüzünü gösterde güneşin doğsun kara kışıma.derdin.Peki ne oldu şimdi sana neden gözyaşlarıma sebep olmayı seçtin.Söyle be adam ne olur söyle dayanamyorum artık."Gözleri bir süre ağlayan kızın yüzünde gezindi.Ona hiçbir zaman kıyamamıştı.Onun yüzündeki o masum ifadeye vurulmuştu en çokta.Onu herzaman mutlu edeceğine dair sözler vermişti bir sürü.Ama hayatın acı oyunlarını hesaba katmamıştı hiç.Onunla güzel bir gelecek hayal ediyordu...Ona bunu yapamam Affet beni sevdiğim diye geçirdi adam içinden.Ne olur affet."İnsan acılarıyla olgunlaşır sevda üzgünüm ama senin söylediğim sözlere bu denli bağlanacağını bilmiyordum.Ben dün ne yediğimi unutan bir insanım sana söylediklerimi hatırlamamı bekleme" - yalan söylüyorum sevdam sana verdiğim sözlerin hepsi kelime kelime kazılı zihnimde,ama tüm bunlar senin o gülen yüzünün hiç solmaması için sana bunları yaşattığım için kendimi asla affetmeyeceğim. - Sevda çocuğun sözlerini duymak istemezcesine elleriyle kulaklarını kapatıp"Yalan söylüyorsun benden bunlara inanmamı bekleme seni tanıyorum sen bu değilsin"diyerek kendi kendine sayıklamaya başladı.Adam kızın yanına yaklaşıp ellerini kulaklarından çekti.Ona bu sözleri duyurmalıydı kesmeliydi artık ondan ümidini."Ben her zaman buydum sevda sen kendi istediğin gibi gördün beni.Kendi kafanda nasıl şekillendirdin bilmiyorum ama o benim sorunum değil.Beni unut artık.Çünkü ben seni hatırlamıyorum bile." Bakma öyle yüreğimi kavururcasına.Bakma ki kolay olsun ayrılık.Görmemeli gözlerin artık beni.Anla beni ey gözleri ruhuma yar. Genç kız ellerini adamın ellerinden tiksinircesine çekip ellerinin tersiyle gözlerini kuruladı.bir adım geri gitti ve bir adım daha."Senden nefret ediyorum senden okadar çok nefret ediyorumki seni görmek dahi istemiyorum artık.İstediğin gibi çıkmayacağım bir daha karşına görmeyeceksin yüzümü,duymayacaksın sesimi.Üzgünüm ikimizin yerine sevdiğim için bizi.En çokta neye acıyorum biliyormusun seni adam yerine koyduğuma değmezmişsin.Umarım hakettiğin gibi yaşarsın." Ah be yüreği yaralı ceylanım sapla dilinden çıkan zehirli okları kalbime.Söz yakınmam ben sızlanmamda acıyor diye.Ama korkarım kalbimin her köşesi sana ait olduğu için zehirli okların ucu değer diye... Genç kız adama sırtını dönüp onu ardında bırakan adımları atmaya koyuldu.Her adımında nefreti kazınıyordu yüreğinde.Her adımında acıyı kazıdığı yürekten bir haber.Adam baktı kızın ardından bir bakış bekledi birkere baksa dedi içinden bir dönüp baksa anlatacaktı ona herşeyi ama kızın gözleri bir daha dönmedi ona.Bir daha bakmadı o pırıltısıyla.Adam yıkıldı.Adam yok oldu.Lanet etti birdaha onu bulan hastalığa.Nefret etti birdaha sayılı günlerinin kaldığı yaşamına...Ve kadın adım attı nefret doldu yüreğine
Ve adam adımlarını saydı yüreğine acı dolduran
Bencillikmiydi adamın yaptığı
Vazgeçişmiydi kadının adımları
Sevdamıydı bunun adı yoksa ölmekmi
Hangisi çok sevdi adammı yoksa kadınmı
&&&&&&Odamın kapısı tıklatılınca kaybolduğum cümleler arasından sıyrıldım.kapıdaki kişiye "Bir dakika"deyip Akan gözyaşlarımı kurulamaya çalıştım.Ama olmuyordu dinmiyordu gözyaşlarım bir türlü.Allahım nasıl bu kadar güzel sevebilirdi bir insan.Kapımın tekrar tıklatılmasıyla kendimi birazda olsa toparlayabildim."Gelebilirsin"dememle yanımızda çalışan ve kendisini bir türlü sevemediğim hümeyra içeriye girdi."Efendim arkadaşınız olduğunu söyleyen birisi geldi ve sizi görmek istiyormuş."demesiyle düşündüm benim burada arkadaşım yoktu ki kim gelebilirdi."Kimmiş" "Genç bir beyefendi kim olduğunu bilmiyorum efendim.Kabul edecekmisiniz yoksa uyuduğunuzu söyleyip gönderelimmi?" Merakım daha çok artmıştı.Kim olabilirdiki bu çocuk."Humeyra hanım siz birşeyler ikram edin beyefendiye ben kıyafetlerimi değiştirip geliyorum" "Peki efendim"dedikten sonra kapıdan çıkan humeyra hanımın ardından bir süre boş boş kapıya baktım.Kimdi şimdi bu gelen en önemlisi evimin adresini nereden öğrenmişti.Kıyafetlerimi değiştirmek için dolabıma yöneldim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖZ GÖRMEYİNCE GÖNÜL NE EDER?
Roman pour AdolescentsKartopu oynamayı hiç sevmedim ben.Çünkü karın el değmemiş halini severim.Bana ölümün soğukluğunu hatırlattığı için....