Hayat tıpkı ismi gibi hayatını mutluluğa ayırmamış.Etrafındaki mutsuz insanların istemediği evliliklerine şahit olmuştu.Başta çok sevdiği ablaları olmak üzere aynı kaderi kendiside yaşamaya mahkumdu.Yine bir ekim ayı hayat yeni yaşına girmişti. Ve buda demek oluyorduki. Kötü haberin gelmesi yakındı.Hayat sabah günleri her zaman ki gibi ve bu sabah olduğu gibide mutsuz uyandı.Yatağından kalkıp odasının camından aşağıya doğru baktı.Aşağıda sadece çalışanlar ve oradan oraya .Babasının emirlerine itaat eden hizmetlilerden başka kimse yoktu.Zengin olmaları mutlu olduğu anlamına gelmiyordu.Aksine mutsuz bir hayattan başka birşey vermiyordu hayata hayat camın önünden ayrılıp tuvalete bıkkın bi şekilde yürümeye başladı.Tuvaletin kapısını açıp içeri girdi.Elini yıkamak için musluğun karşısına geçti.Bi an aynaya baktı.Ve küçüklüğünden tek bir parça kalmamıştı.Bedeninde aksine 1.70 boy zarif ince bir fizik çekici mavi gözler uzun saçlar güzel bir yüz ama kendisinin keşke kendi bir istediği gençle aşk evlliğiyle evlenmesine sebep olabilseydi.Bu özellikler soğuk suyu yüzüne sürdüğünde hafif bir titredi.Ve daha sonra ellerini yine soğuk suyla yıkadıktan sonra havluyu alıp güzel yüzünü sildi.Ve üzerindeki gecelikleri çıkartıp dolaptan seçtiği siyah dar paltolonunu ve bordo kazağını giyip makyaj masasının karşısına geçti.Saçlarını boynuna alıp yavaşça taramaya başladı.Makyaj yapmadan odasının kapısını açtı.Ve dışarı çıktı.merdivenlerden ağır ağır yürüyüp salona geldiğinde masanın en başında sevmediği babası sağ tarafında çok sevdiği annesi ve diğer sandalyelerde oturan 4 abisi ve iki evlenmiş.Abisinin eşleri. oturmuştu. Ama tek eksik çok sevdiği 2 ablasıydı.Hayatında artık bu masada bir daha oturamıyacak günlerine sayılı günler kalmıştı.Hayat boş olan sandelyede oturdu.Ortancı abisi hayata bakıp hayat ne bu surat gülsene biraz hayat abisine bakıp gülemem abi neden diye sorduğunda abisi hayatsa 18 me girdim.Abi dediğinde babası hayata bakıp demek öyle diyince hayatsa tiksinmiş.Bir ifadeyle evet benden de kurtuluyorsun.Diğer kızların gibi değince babası masaya sert bi şekilde vurup hayat ! beni deli etme diyip masadan kalktı.Hayatsa bişey yemeden bahçeye doğru çıktı.Hep sallandığı salıncağa doğru ilerledi.Ve kendini salıncağın kollarına bırakıp hızlıca sallandı.İlerleyen dakikalarda birisinin arkadan kendisini izlediğini hissetti.Tam arkasını dönüp bakacağı esnada yere düştü.Ve kalkmaya çalışırken elini uzatan bi çocuk ama yüzü ekim ayında olmasına rağmen güneş yüzünden belli olmuyordu. Hayat o ellerini uzatan gencin elini tutup kalktı.Tam teşekkür edeceği esnada çocuğun yüzüne bakıp adeta vuruldu.Çocuk mavi gözlü dağınık saçlı 1.80 boyunda kalıplı ve baya yakışıklıydı.Birden çocuk hayata bakıp iyimisin Hayat evettt iyimmm diye kekeledi.Daha sonra çocuk hayatın koluna bakıp kolun kanıyor gel bi pansuman edelim diyip hayatı bahçedeki bi sandelyeye oturtturdu.Hayattsa çocuğun yüzüne bakmaktan etkilenmiş.O an acıyı bile hissetmiyordu. Daha sonra çocuk yara bandını yapıştırdıktan sonra hayata baktığında daha iyiminsin dedğinde hayat başıyla onay verdi.Çocuk hayata neden bu kadar dalgınsın diye bi soru yöneltiğinde hayat üzgün bi ifadeyle olanları anlattı.Tanımadığı bu yakışıklı gence daha sonrada çocuksa hayatta bakıp ne kadar benzer bi durumumuz var.Bende tanımadığım bir kızla evlenicem.Ne kadar garip diyip hayatta güzel bi gülümseme attı.Hayatsa henüz bilmiyorum ama kötü haber yakındır.diyip gencin gülümsemesine karşılık verdi.Daha sonra hayat elini uzatıp fırsat olmadı.Tanışmaya ben hayat diyip elini uzattı genç te hayata elini uzatıp bende Savaş memnun oldum kader arkadaşım diyip güldü.Daha sonra hayat savaşa baktı.Ve çok geç oldu.Ben yavaştan kalkıyım yardım ettiğin için teşekkürler savaş diyip kalkıp eve doğru ilerledi.Ve bi an onun neden buraya geldiğini sormak için arkasını döndüğünde savaş orda yoktu.Ve bi an soru işaretleri oluştu. Kafasını İçinde eve gittiğinde mutfağa gidip annesinin yaptığı dolmalardan tabağa koyup odasına geçti.
1HAFTA SONRA
(Artık sizlere hayatın ağzından konuşucam.Ve o olayları canlandırıcam.)
Yine sabah 09:45 kalktım.Ve babamın dün bana şu sözleri söylemesiyle tüm uykumu ağlamakla geçirmiştim.Sözleri ise şuydu.( Yarın sana görücü gelicek ) Bi umut vazgeçer.Çabasıyla da uğraşsamda babamın sözlerini yerine getirmeye mahkümdüm.Ne kadar kötü olabilir ki belki ona önem vereceği birisi çıkacaktı.Kalkıp rutin işlerini halledip dolabımı açıp kıyafetimi giyeceğim esnada kapı çaldı.İçeriye girense annemdi.Elinde her zaman gibi ablamlarada görücü geldiğinde elbise getirdiği gibi bana da getirmişti.Annemin yanına doğru ilerledim.Ve yanına oturdum anneme neden anne niye istediğimiz birisiyle evlenmemize karşı babam neden anne dedim.Annemse kızım istemezmiydim.Mutlu bir şekilde sevdiğiniz kişiyle evlenmenizi hı baban olucak adam inadından kimse vazgeçtirtimi bu zamana kadar kızım beni bu zamana kadar dinlemedi.Şimdimi dinlicek hem üzülme kızım vardır.Allahın bi bildiği bugün saat 17:25 geçe gelecekler çabuk giyin kızım o an napalım kaderimi zaten biliyordum.Ne kadar kötü olabilrki değilmi? Kalkıp elbise mi giydim.Altına topuklu ayakkabı mı giydikten sonra.Aynanın karşısına geçtim.Güzel olmuşum ama kimin için olduğunu bile bilmiyorum.Ya çok çirkinse hayır desem bile kabul etmek zorundayım.Offf neden lanet olsun niye bu kadar şanssızm neden makyaj sürüdükten sonra odamda bir oraya bi buraya kötü düşüncelerle boğuşurken saate baktım.Ve ne çabuk beş olmuş.Neden bu kadar saat çabuk geçiyor diye iki göz yaşı damlattım.Daha sonra içeriye annem girdi.Ve bana baktı.Maşallah kızım melek gibi olmuşsun.Ben anneme bakıp hayır anne hiç güzel olmadım.Olmakta istemiyorum annem kızım bu kadar surat asma hadi aşağı gidiyoruz .Kahveleri yapıcaksın birazdan gelirler.Dedikten sonra odamdan çıkıp aşağı indik mutfağa gittim.Bi yarım saat sonra zil çaldı.Evet o an hem kötü hem korku dolu iç sesim bana oyun oynarkan salona bakmaya çalıştım.Ama yüzünü bir türlü göremiyordum bi yarım saat sonra annem kahveleri içeri götürmemi söyledi.O an tabi heyecan son safada bıkkın bi şekilde tepsideki kahveleri titrek titrek salona doğru götürdüm.Gittiğimde savaşı gördüm oda bana şaşkın gözlerle bakınca tepsiyi istemsizce yere düşürdüm.O çocuktu hem mutluydum hem de üzgündüm annem yanıma koşup hayat ne oldu diyince herkeste bana şaşkın gözlerle ne oluyor diye baktılar.Daha sonra mutfağa götürdü annem beni ve aynı soruyu yine sordu.Ve anneme bakıp anne oo savaş 1 hafta önce tanışmıştık şimdide beni istemeye gelmiş.Ne kadar saçma diye anneme söylendim.Annemse normal bi şey kızım niye heyecan yaptın ki ayıp oldu.Herkese bari kahveleri verince şaşırsaydın kızım diyen anneme anne ben odama gidiyorum.Zaten babam fikrimi sormicak gidiyorum.Diye merdivenlerden çıkıp odama doğru ilerledim.Odanın kapısını açınca savaşı gördüm.Yatağımın yanındaki koltuğa oturmuş.Bana mavi gözleriyle bakıp güzel bi gülümseme attı.Bende o an ona bakıp neden sırıtıyorsun.Çok mu komik niye sırıtıyorsun bana bakıp demek seninle evlenicem hayat hayatsa kızarmış bi yüz ifadesiyle öyle gözüküyor.Neden önceden söylemedin dedim.Savaşa savaşsa bende bugün öğrendim.Anlaşılan istemiyor gibisin evlenmeyi bense bu soru karşısında evet istemiyordum ama.Savaş ama sonradan istedin ben o an savaşın sorularından kızarmış.Savaşa bakıp hem istemesem bile ailem yinede beni sana vericekler bizim ailede kızların fikrini pek almazlar daha öncede söylemiştim.Savaş ama ben sana fikrini sormaya geldim.Cevabın neyse kabulumdür.Hayat bense o an ne diyeceğimi bilmiyor savaşa bakıp başka çarem yok eğer sana evet demezssem diğer adaylarda gelicekler en iyisi sana evet demek düşüyor.Hem en azından seninle azda olsa bi geçmiş.Tanışmam oldu dedikten sonra savaş bana bakıp nasıl buldun beni bu sorulardan dolayı kızarmış.Olan ben camdan aşağıyabaktım.Buna sence ne gibi yanıt vermem gerekir.Dedim savaşa savaşsa o an susup arkadan beni incelemeye başlar.Daha sonra bana şu soruyu yöneltir.Bi sevdiğin varmı? Hayat bende hayır yok izin vermediler olmasına savaşın o an ki konuşmasıyla şok olan ben onu dinlemeye başladım."Bak hayat ben kendimi bir kadına tek adayamam bu senle evlenmeyeceğim anlamına gelmiyor?Sadece nikah üstünde bir evlilik yapıcaz sen hayatını yaşıcaksın bende hayatımı "O an kırgın ve bir bu kadar da üzgün bir şekilde savaşa baktım.İçimden olabilir neden olmasın hayatı doyasıya yaşarım.Diyip iç sesimle konuşmayı bırakıp dış sesimle savaşa bakıp nasıl olucakmış. Bu dediğin savaş basit ailemiz bizi ziyarete geldiğinde güzel bi aile tablosu kendi hayatımızda ise özgür ha nedersin hayat EE yok ben evli mutlu çocuklu olmak koca kahrı çekmek istiyorum dersen bak ona bişey diyemem savaşa bakıp anlaştık ama birlikte yatmak yasak anladın mı?Biraz bozulsada evet dedi .Ve oyun başlamış oldu.Tabi biraz üzülsemde hayatımı bu saatten sonra iyi geçirebilecektim.Belkide okuyup iyi yerlere bile gelebilecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÖZLEŞME
RomanceBir kız ve tanımadığı bir çocukla ömrünü birleştirmeye adayan bu genç kız bu zorlu evliliğe dayanabilecekmi