Hiç olmadığım kadar..
Mia gözlerinde şaşkın gülüşle çok sert düştünüz diyebildi içinden geçen onca şeyin arasından. Gökte ararken yerde buldum diyordu içten içe hatta David'in düşmesine bile çok iyi oldu diyebiliyordu içinden. Sonuçta düşmese karşılaşamayacaktı belki de.
Su geçte olsa geldi masaya sonunda bir yudum alıp bıraktı beyefendimiz. Yırtılan kirli beyaz gömleğinin kollarını katlıyordu ki Mia birden hiiiiii dedi David ne olduğunu sormaya yeltenecekti ki kolun kanıyor dedi. David'in dirseği açılmış damla damla akıyordu kolundan kan.Mia hemen çantasına yapıştı birşey arıyor alel acele bütün çantayı döktü masaya. Küçücük bir yara bandı çıktı ortaya prensesimize yakışır türden pandalı... Kalktı yerinden elleri çabuk çabuk yapıştırmaya çalışıyor bi yandan da konuşuyor, idarelik yapalım şunu da gidelim hemen ileride ki Hangover Hastanesi'ne diye. David şapşal bakışlarıyla bıyık altında gülüşlerini saklıyor bir yandan da Mia'nın saçlarından gelen mis kokusuna kapılmış gözleri kapalı Mia'yı bekliyor derken David'in kulaklarında o mükemmel ses tonuyla Mia'ın evet hadi gidebiliriz demesi yankılanıyor.
Isabel'i bırakarak kalkıyorlar masadan David ve Mia. Sanki attıkları her adımda ikisinin de kalbi yerinden çıkacak gibi oluyor zaten yüzlerinden okunabiliyor için içine sığamadıkları..
Yavaş adımlarla ve çekimser duygularla arada göz göze geliyorlar sanki her ikisi de birer adım bekliyor birbirlerinden. David, o kadar konuşkan David nereye kayboldu acaba diye sormak çok açık uçlu olur sanırım.. David, mükemmel prensesim Mia'nın kokusunda huzur aramakta ve aradığından da fazlasını bulmuşcasına görünüyor.
Nihayetinde Hangover'ın emergency kapısından içeri giriyorlar. David'in biraz canı yanacak sanki, beyimiz iğneden korkuyor olacak ki beklerken tutacak el arıyor küçücük çocuklar gibi ve geliyor mendebur kadının teki beş on metre ileriden. David hafif bir panikle pansuman yeter değil mi diye soruyor Mia' da hafif gülerek ne pansumanı açılmış dikiş lazım buna diyor derken mendebur dedik ya boşuna demedik çıkartıyor iğne ipliğini o soğuk ve rahatsız edici ses çıkartan tasından şöyle dönüp, dikilecek açın diye konuşmaya başlıyor.
David düşünüyor kendi kendine nerede bunun kadınsı yanları diye sonra dönüp Mia'ya gülümsüyor. Çekimser bi ses tonuyla başlamadan sormak istedim elini tutabilir miyim diyor prensese.. Mia içinde ki o kıpırtıların yavaştan hızlı hızlı dolaşmaya başladığını hissediyor yine o tatlı şaşkın gülüşüyle naif ellerini uzatıyor David'e. Ahh o eller.. Tarif edilemeyecek güzellikte ve her bir boğumuna kadar öpülesi..
David Mia'nın ellerinde sanki kalbini hissediyordu. Nabızları aynı anda mı atıyordu yoksa..? Ya da aynı şeyi mi düşünüyorlardı..? Tam el eleyken göz göze geliyorlardı ki mendebur hiç uyarmadan sokmuştu iğneyi David'in koluna ve istemsizce bi ahh sesi çıktı dudaklarından.. Mia'nın içinde canı sökülüyor gibiydi. O ahh sesinden sonra güzelim yüzü buruklaşmış, dudakları çekilmişti sanki David'in acısına. Mia bu olanlara, içinde yaşadıklarına hayret ediyordu. Bu nasıl bi duygu düşünce ikilemiydi.
Daha yeni tanışmış ve küçük bi kazanın yardımseveri olan Mia'm birine karşı bu kadar yoğun duyguları nasıl taşıyorum diye soruların içine sıkışmış aynı zamanda da yaşadığı bu içgüdüsel olaylara aşk dolu gözlerle bakıyordu. Sonunda David'in damla damla akan kanı kesilmiş, mendebur nakış işini halletmişti. İlk acının verdiği ağrıyla sadece teşekkür edip kalktı yavaşça David ve Mia'ya sana geri eşlik edeyim benim yüzümden kahveni de yarım bıraktın diye konuşurken Mia olur mu öyle şey ne önemi var diye tebessüm ediyordu. David bu tebessüm karşısında resmen eriyor gözlerinin içine bakmamak için gözlerini kaçırıyordu sadece. Tabi bu arada aklına gelebildi David'in ve Mia'ya o zaman bir kahve ve yardımın içinde güzel bir akşam yemeği borçluyum sana dedi. Mia yine David'in aklını başından alan o tebessümleriyle beraber hıhııı diyebildi çekingen tavırlarıyla. Hangover'dan çıkıp tekrar HerKöşe'nin yolunu tuttular yan yana.
David ve Mia hayatlarında ki en güzel günlerden birini yaşıyorlardı. O gün bu gündü içleri huzurla ve sevgiyle dolmaya başlıyordu. HerKöse'ye geldiklerinde gözleri Isabel'i aradı ikisininde tabi Isabel kalkmıştı çoktan bi haber vermeden. Oturdular tekrar aynı köşeye, David biraz kendine gelmiş olacak ki ağzı biraz olsun laf yapmaya başlamıştı. Güzeller güzeli gözlerine hafif gülümseyerek...
DEVAMI HAFTAYA BUGÜN...
---}Read more next week.Önümüzde ki bölümden kısa sızıntılar;
-David hislerini içinde serbest bırakıp kalbinin sesini Mia'nın duymasına izin verecek..
-Mia tüm bunlar karşısında David'in aklını başından alan o tebessümlerine birde nağmeler ekleyerek karşılık verecek..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
015'e 15 Aralık'
Ficción GeneralYıl 015 ve 15 Aralık sonrası hani herkesin hayatında en güzel filizlenme kök salma olur ya aynen onu yaşıyordu birileri ... Bol ekşınlı bi hayat öyküsü. Güler misin ağlar mısın okudukça anlarsın. Devamı içerde come on! ---}