3.BÖLÜM

119 5 51
                                    

Bazen birilerini öldürmek, kesip biçmek böyle lime lime etmek istersiniz ya. İşte bende o anlardan birini yaşıyorum şuanda!

Bizim defne hanım çakılları yemeğe davet etmiş. Sabah kakltığımda öğreniyorum ben bunu ve çakılın karşısında kedili pijamalarımla çıkmıştım!

Nefret ediyorum senden defne!
Pis sürtük!
Oruspu!
Ay neyse işte. Onlardan. Ama neden söylemiyon lan! Rezik oldum iyimi?

Hemen okul kıyafetlerimi giyip aşağı inmiştim. Çakıl ve defne karşı karşıya oturmuş konuşuyorlardı. Ne konuşuyon lan sen benim o çocuk kızım keserim seni!

(yazarken bir çoşkuya tutuldum. Ondan öyle oldu neysemokuyun bakam. Mdldlem)

Bence biz defneyi ipe asalım. Evet evet ipe. Bana yardım etcek olan var mı?

Kahvaltı masasına oturmuş defneyle alakalı bunları düşünüyordum. Birde gülüyor bak bak. Ne gülüyon lan! Gülme vermiyorum izin.

Yemekler yenilmiş otobüs durağının oraya doğru gideren yiğit kolunu omzuma attı.

"Tamam sakin ol."

Dediğinde ben önden önden giden şu iki çifte bakıyordum. Defne değil benim olmam lazım onun kolunda. İnşallah kolu kırılırda giremezsin! Ya bak bak nasılda sırnaşıyo çocuğa. Ya ama ya! İlk ben gördüm benim o çocuk.

"Derin sakin."
Dedi yiğit beni kendine çevirip omuzlarımdan tutarak.

"Kızım ne bu sinir sabahtan beri?"

"Baksana şunlara."
Dedin önden önden gidip bizi unutanları gösterip.

"Tamamda gözlerinle öldürdün ikisinide ve sinirden kıpkırmızı oldun."

"Banane! Git al defneyi ordan."

Kafasını önüne eğip derin bir nefes aldı.

"Bunu yapamam ufaklık."

"Neden? Bişi konuşacam de gönder defneyi ordan!"

"Yapamam çünkü-"

"Yiğit hadi."

Dediğini duyduğumuzda çakılın ona döndük ikizde. Ellerini çekti yiğit omuzlarımdan.

Gelen otobüse bindiklerinde bizde bindik. Otobüs hareket ettiğinde ayakta kalmıştım bir mal olarak! Defne bana pis pis sırıtıyordu.

"Bakma bana öyle defne. Hatta mümkünse tanımıyor gibi yap."

Diyip ondan uzaklaşmaya çalıştım. Tekrar söylüyorum çalıştım... Otobüsün ani fren yapmasıyla dengemi kaybettim ve birinin kollarına düştüm, düşmek üzere iken gözlerimi kapattığım için şoförün küfürünü ve yumuşacık kolları ve biraz kaslı birinin kucağına düştümü anladım.

Gözlerimi yavaşça açtığımda  kahverenginin en güzel tonu ile karşılaştım. Bir insanın gözleri bu kadar güzel olmak zorunda değil.

Bir süre öyle bakmayı sürdürdükten sonra kendime gelince hemen çekildim.

"Ben... Şey... Eee.. Yani... Özür dilerim."

Diyip gözlerimi kaçırdım.

"Kurtarıldığı için  özür dileyeni ilk defa görüyorum."

Dediğinde ona baktım. Yiğitin kocaman sırıyışını ve otobüsteki diğer insanları es geçerek.

"Yani.. Hani ben senin üstüne düştüm ya ondan."

"Bende seni yerle bütün olma diye kurtardım."

Dediğinde yiğitin gelen gülme isteğini bastırmaya çalışması bir oldu.

Yan KomşumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin