Sessiz değilsin. Büyük bir gürültünün içindesin, duymuyorlar.
**
Elif
§onraGözlerimi araladım, uzun zaman sonra ilk defa bu kadar rahat bir yatakta uyanıyordum. Her ne kadar boğsa da beni bu kafes, uykularımda özgür hissediyordum en azından kendimi. Rüyalarımda.
Dün gece merdivenlerden giriş katına çıktığımda, Cihan Bey'i yanında iki tane adamla konuşurken duymuştum. Konuyu tam algılayamasamda 2 gün sonra bizi bir araya toplayıp yine konuşma gibi bir şey yapacağını anladım. İşte o gün, konuşmanın sonunda odasına giderken onu takip edip öğrenecektim. Nasıl gittiğini, nereden indiğini.
Emre'nin de bunu bildiği halde bana söylemediğinden emindim.
Benden şüphelenir gibi konuşması kendim adına tereddüte kapılmama neden olmuştu fakat iki gün o olaylarla uğraşmayacak, şüphelerini yok edecektim.
Yatağımdan kalkıp elimi yüzümü yıkadım. Her ne kadar çıkıp diğerlerini görmek istemesemde, burada boş boş oturamazdım. En azından dışarda oturur çevremdeki insanların burayla ilgili düşüncelerini anlardım.
Konuşmalarına kulak misafiri olmak ya da herhangi bir gruba girip burası hakkındaki düşüncelerini öğrenmekte fena fikir değildi, ama öğrenmek istediklerime ulaştıktan sonra âni bir şekilde aralarından ayrılamazdım, onların salak saçma muhabbetlerine de katlanamazdım.
Odadan çıktığımda tekrar dünki gibi bir olayı yaşamaktan korktuğum için asansöre binip giriş katı tuşladım.
Benim dışımda iki kişi daha vardı. İkisi de kızdı ve aptal hareketleriyle fazla yılışık görünüyorlardı. Onlar da samimi gelmiyordu bana. Benden önce, 1. katta indiklerinde rahatladım. Tabii onlar indiği zaman binecek kişiyi tahmin etmediğimden. Ben yine nasihat verecek diye erkenden bunalmışken o hiçbirşey söylemeden -1 katını tuşladı. Suratım asık, hareket etmeden öylece duruyordum.
Asansör giriş kata geldiğinde kapı açıldı ve zaten hafif olan kapıyı güç kullanmadan ittim. Ben hâla asansörle kapının arasındayken "Neden mutsuzsun?", dedi. Hiç düşünmeden "Mutsuz değil, beceriksizim.", dedim.
"Sizin gibi, mutlu olduğumu sanmayı beceremiyorum. Hepsi bu."
**
Yaklaşık yarım saattir aynı koltukta aynı yeri izleyerek oturuyordum.
Duvarı.
Ne yapabilirdim ki?
Ben karşımdaki hastaneyi andıran bembeyaz duvarı izlemeye devam ederken yanımda bir hareketlenme hissettim.
İlk gün bana yardımcı olan, adının Azra olduğunu hatırladığım kız gelmişti.
Herkesin beni bırakıp gittiği o gün, benimle kalıp bildiklerini anlatmıştı o bana. Yaşadığım olaylara, bana gösterilen muameleye ve verilen değere önem veren bir insandım ben, biliyordum. Bencil değildim, bana yapılan iyilikler konusunda unutkan da değildim.
Gülümsedim ona, o da karşılık verdi.
Güzeldir gülümsemek.
Az da olsa rahatlatıyordu insanı, bu koskoca sıkıntıdan bile az da olsa uzaklaştırıyordu. Sonunda gülümsemeyi bırakmayıp konuşmaya başladık ve en sonunda bana adımı sordu.
"Bana adını söylememiştin?"
"Adım Elif, durdukyere kimseye kendimi tanıtmam."
"Anladım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutsak
Science FictionHiç bilmediğim bir yerde, tamamen yabancı olduğum bir görünüşteydim. Yüz hatlarım, vücudum. Nasıl bu kadar değişebilmişti? Neden geçmişimi bulanık hatırlıyordum? Benden başkalarıda var mıydı burada? Sadece kaçmak istiyordum, mantık dâhilinde düşünme...