Hiçkimse ilk başta sandığınız kişi değildir.
**
Emre
§onraYine iş başındaydım. Sabahtan akşama dinlenmeden o kadar insanla uğraş, gece de git her tarafı sil. Nefret ediyordum bu işten. Kalmamın tek sebebi mecburiyetti. Gidecek başka yer yoktu çünkü.
Yiyeceklerle dolu depoda, arka taraftaydım. Birkaç paketin tozunu aldım ve hızlı adımlarla ön tarafa geçmek için hareket ettim.
Kapının önünden geçerken, sert bir şekilde koluma çarpacak vücudu nereden bileyim?
Bu bir kızdı, diğerlerinden çok farklı, güzel bir kız.
Tamam baya güzel bir kız.
Bu saatte ne işi vardı burada? Şaşkınlığımı gizleyememiştim, hatta ağzım açık suratına bakıyordum.
Tamam sorunlu da değilim.
Şaşırmam normal değil miydi? Kim bu açlıktan gebermemek için gelinen ama içinde her bok olan büfeye gecenin bu saati gelirdi ki?
Daha önce hiçkimse gelmemişti.
Doğru ya, çok değil iki gün falan anca olmuştu.
Gülmemek için kendini baya sıkıyor gibiydi, sonunda konuştu ve o büyüleyici sesini duydum.
Tamam aşık değilim sadece çapkın olmadığımı söyleyemem.
"Kolay gelsin, korkuttum mu?"
Yok ne korkutması sadece biraz yüreğime indi.
Salağa yatar gibi konuştuğu için tavrını beğenmeyerek camın iç taraftaki bölümüne ilerledim ve isteyeceği şeyi burdan istemesini söyledim. Biraz yüzü düşer gibi olmadı değil.
Ne yapabilirdim? İnsanları mutlu etme makinesi miyim ben?
Yaklaştı ve su istedi, yanımda bulunan raftan bir su alıp aceleyle önüne koydum.
Gitse de uyusam.
O da çabucak suyu alıp arkasını döndü ve merdivenlere yürümeye başladı. Biraz suyu inceledi, farklıydı tabi buradaki. Acıkçası biraz pişman olup vicdan azabı çektim ve arkasından seslendim.
Yok ya ne uykumu onun için feda edip geri dönmesini istemek.
"Kusura bakma.."
Hemen durdu, sanırım hazırda bekliyordu.
"Sanırım ben korkuttum."
Bir çırpıda bu tarafa dönerek cama yaklaştı.
"Korkmadım sadece âni oldu."
Elindeki su şişesini çevirerek tam önüme geldi ve durdu.
Aramızda sadece cam vardı.
Birde sevgiye muhtaç kalbim.
Onun kalbini bilmiyorum.
Sap gibi durmak yerine aklımı kullanıp elimi uzattım tanışmak için.
"Emre ben, bu büfenin tek sorumlusu."
Evet öyleydim, hemde tam olarak. Her ne kadar övündüğüm bir konu olsa da birisi gelip yardım etse fena olmazdı hani.
Tokalaşmak için o da elini uzattı ve adını söyledi.
"Elif."
Tek kaşımı kaldırıp gülümsedim. Birkaç hafta önce gelecekteki karım testi yaptığımda senin adın çıktı diye bir yalan söyleyecektim ama ilk günden yapamadım. Huyu suyu belli olmaz sonuçta.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutsak
Science FictionHiç bilmediğim bir yerde, tamamen yabancı olduğum bir görünüşteydim. Yüz hatlarım, vücudum. Nasıl bu kadar değişebilmişti? Neden geçmişimi bulanık hatırlıyordum? Benden başkalarıda var mıydı burada? Sadece kaçmak istiyordum, mantık dâhilinde düşünme...