ACI

33 13 11
                                    


KİTAP KARAKTERLERİNİN İSMİ DEĞİSTİRİLMİŞTİR! DUYRULUR!!

İyi okumalar😊😊😊❤💖

Son 5 yıldır hayatımın ne kadar değiştiğini düşünüyordum. Sahi bir insanın hayatı 5 yılda ne kadar değişebilir ki?

Benim hayatım evrim geçirdi. 12 yaşında ailesiyle yaşayan küçücük bir çocukken ,babasının bir gün eve içerek gelip annesini öldürmesi ile yetimhaneye verilen bir kız. Sonra kaçarak bir eve tusak olan bu çocuk ne kadar da zavallı değil mi?

Yetimhaneden kaçtığım o gün ölüm fermanımı imzalamıştım ben. Oysaki ne hayallerle kaçmıştım oradan. Yeni bir sayfa açıcaktım. Tertemiz. Yeni bir dünya kuracaktım kendime. Geçmişin izlerini örtecektim,güzel bir yuva kurup,başarılı bir kadın olacaktım.

Gözümden akan yaşları umursamayıp alaycıl şekilde gülümsedim. "Ne büyük hayaller kurmuşsun aptal Selin. Senin dediğin, Bir uzaylıyla evlenmek kadar garip bir hayal. "

Gözlerimi tan yerine çevirdim. Gün ağarmaya başlamıştı. Odamın, balkona çıkan sürgülü kapısını aralayarak çıktım. Demirlerden destek alarak en köşe kısmına gittim. Sırtımı duvara yasladım ve turuncu,lacivert karışımı göğü inceledim.

Yanaklarımda kuruyan yaşlar kendini tazelerken dizlerimi kırıp,sırtımı duvardan ayırmadan yere çöktüm. Dizlerimi karnıma çekip kollarımla etrafımı sardım.

Sanki bir oyuncaktım ben. Hayat ta beni oynatan bir çocuk. Belki de bir öğretmendi hayat. Bize acımasızlığı yaşatarak öğretmeye calışan bir öğretmen. Kim bilir. Hayat ne olursa olsun bize acı çektirmeyi başarıyordu sonuçta. Hani sadist insanlar olur ya,insanların acılarından zevk alan. İşte hayat en büyük,en güçlü sadist.

Yıkıyordu dünyamızı. Tam toparlandık derken yeni bir tekme atıyordu. Ve biz can çekişirken kahkalarla izliyordu bizi.

Aklıma gelen şey ile gülümsememi engelleyemedim. Belki de Çağlar hayatın vücut bulmuş halidir. Yeniden alayla gülümseyip elimin tersiyle göz yaşlarımı sertçe sildim.

Belki de öğrenmenin vakti gelmişti artık. Belki bende gözlerimin önüne perde çeksem,görmesem kimseyi. Kendi karanlığımda yaşamaya başlasam işte belki o zaman güler hayat bir kere.

Kendini belli eden göz kapaklarımın ağrılarına dayanamayarak kendimi sonsuz karanlığa bıraktım.

1 saat sonra

Çağlar'ın ağzından

Telefonumun çalma sesi ile gözlerimi araladım. Güneş çoktan doğmuştu. Bir anda aklıma Selin geldi. Ne olmuştu dün öyle yaa. Hatırlamak bile istemiyorum. Ama ne yazık ki unutmadığım bir şeyi hatırlamama gerek yok.

Telefonum ısrarla çalmaya devam edince bir kaç küfür mırıldanıp telefonu açtım. Arayan Erdem'di.

"Efendim Sel- Erdem. "

"Sana da günaydın kardeşim. Bu arada bakıyorum Selin yengem dilinden düşmüyor. " tam net olmasa da cümlesinin ardından bir gülme sesi duydum.

"Uzatma Erdem,neden aradın?" evet ben kardeş olarak gördüğüm insanlara bile soguk davranırım.

"Ya şey ben seni ney için aramıştım onu unuttum. " telefonun arkasında sırıttığını biliyordum. Sinirlenip konuşmaya başladım

"Hay senin olmayan hafızanın ebesini-" odaya Sultan teyze girince küfürümü değiştirmeye çabaladım.

"Olmayan hafızanı ebene bir okutturalım diyorum kardeşim. Belki hafızan kuvvetlenir yani o bakımdan. "

Gölgemdeki Parıltı  (Beklemede!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin