Bölüm 11 (Yazarken Hissetmek + Özel bir gaz konuşması)

1.2K 97 43
                                    

Evet 1K olduk! Teşekkür etmem gerekiyor mu emin değilim, bu karşılıklı bir bilgi alışverişi ve bilgi almak istediğiniz için teşekkür etmek konusu biraz kafamı karıştırdı. Ama bu güzel bir haber çünkü bir kitleye ulaştık. Şimdi sesimiz daha yüksek çıkacak. 

Bağırın, "O LEYLA BURAYA GELECEK ULAN!"

Ah, ciddileşiyorum. Oturdum düşündüm bu 1K olayından sonra. Şevval Hanım evet, 1K oldunuz lakin kendi kitabınızın 3 bölümü hala 160 okunma sayısında parlıyor. Hayır reklam yapmıyorum, atlamadan önce okuyun. Fark ettim ki insanlar belki de bu yazdığım bölümleri okuyunca oylarının artacağını, birden okuyucu kazanacaklarını zannediyorlar. Neyim ben, değnekle gezen bir peri mi? Hayır arkadaşlar. Wattpad gibi kalitesiz bir platformdaki okunma sayısını, salak yıldızları takmayacaksınız. Ülke için, edebiyat için ve kanınızda havai fişek gibi taşıdığınız o fikirleriniz için kimse okunma veya oy sayısı veya salak yorumlara üzülmeyecek burada. ÇÜNKÜ BURASI,( BU ZAMANA KADAR SUSTUM İSİM VERMEYEYİM SEVEN VARDIR DİYE AMA, ÖYLE ŞEYLER OKUYAN DA BURADA KENDİNİ GELİŞTİRMEYE ÇALIŞMAZ.) TECAVÜZCÜ ÜVEY ABİM, ÜVEY ABİME AŞIK OLDUM, KOMŞU KIZI, BENİMLE YAN BENİMLE DON, KÖTÜ ÇOCUK, İYİ ÇOCUK, ŞEYTAN KIZ, SAF KIZ GİBİ HİKAYELERİN MİLYONLARCA SATIP KİTAP OLDUĞU BİR PLATFORM. CİDDİYE ALINMAYA DEĞMEYECEK BİR YER. Gerçekten bu kitabı yazma nedenim, kendinizi geliştirmenize yardım etmek. Oy almanız için büyü yapmayacağım. Yapabilsem de yapmazdım.

Umarım açık oldu. Mesud musunuz ey ergenler! Delirttiniz ulan beni! (Tabii ergenlerin burada işi ne, neden kitap yazmak için bir bilgiye ihtiyaç duysunlar ki? Onlar kopyala yapıştır yaparken, kopya yazarken dersi öğrenen çocuk misali bilgililer zaten.)

Geçiyorum bölümümün konusuna. (Sinirlerim toprağa karışsın ve nötr olayım isterdim lakin şuan ayağım hoparlörün üzerinde.)

Yazarken hissetmek... Birkaç defa yazarken ağlamışlığım olmuştur ama ağlamaktan daha önemlisi, yazıp bitirdiğinizde içinizde bir şeyler kalmasıdır. Daha çok dram yazanlara yönelik konuştum farkındayım, çünkü mizahi türde yazmak için pek de bana ihtiyacınız yok. [Buradan dümdüz gidiyorsun, "Seviyesiz espriler" yazıyorsun Google'a. Onları kopyala yapıştır, oldu da bitti. (Anlamayanlar için, Mizah'a hakaret etmedim. Bazı yazarlara laf soktum.)] Bunlar hep toprak yokluğu... Hoparlör ile nereye kadar?

Şöyle ki yazıyı yazdıktan sonra kalkıp etrafa baktığınızda dünyada olduğunuzu tekrar fark etmeniz gerek bence. Çünkü bambaşka bir dünyadaydınız az önce. Orası sizin dünyanızdı, kafanızda kurduğunuz, ait olduğunuz yer.  Okuyucularınız haricinde kimseyi misafir etmediğiniz, kaçışınız. Bunu bize yansıtmak zorundasınız. Bunu yapan yazarlar nadirdir. Ama bakarsanız, hepsi de ünlüdür. Mesela, çok duygusal bir sahne yazacaksınız, tam kelimelerle oynamaya başladınız ki kardeşiniz odaya girip şarj aletini istedi. Gitti mi şimdi tüm o ilham? Hayır, gitmemeli. Zaten sizin olan bir krallığın tacını çalmak için zorlamayın kendinizi. İstediğiniz zaman aynı yerden devam edebilirsiniz. Sadece tam duyguyu vermek için, mutsuzken hüzünlü, mutluyken daha hüzünsüz sahneleri yazabilirsiniz. Aslında bunun sizinle alakası var. Kimisinin karakteri sakindir ve her an dram yazmaya müsaittir. (Dram yazarlarının çok gülen insanlar olduğu gerçeğini es geçelim. :') 

Kimisi de gerçek hüzün yaşamadan yazamaz.

Karakteri benimsemezseniz, kimse karakterinizi benimsemez. Onu kendinizden bir parça olarak görün, ama sakın o olmayın. Sadece yazarken o olun.

Örnek: Bölüm yazıyorsunuz: "Genç kızın eline bir koz geçmişti.  Arkadaşından aldığı bu darbe üzerine gidip onu ele verebilirdi. Lakin yapmadı. Ondan nefret ediyordu. Ondan ölesiye nefret ediyordu. Kimse onun kadar derine saplamamıştı bıçağını. Size yakın olmayan biri, nasıl bıçağı bu kadar derine saplardı ki zaten? Uzaktan gelen bıçak darbeleri; sıyırır, acıtır geçerdi. Lakin dostunuzdan yediğiniz kazık hep kalırdı." evin zili çaldığında,  evde sizden başka birinin olmadığını fark ettiniz ve yazıyı bıraktıktan sonra derin bir nefes alarak ayağa kalktınız. Biraz hüzünlü hissediyordunuz. Kapıdaki, en yakın arkadaşınızdı. Size kocaman gülümsedi ve boynunuza atladı. "Kankaağğğğğ koş gidiyoruz, açık hava konseri varmış lan. Annengile sor, gidelim. Kız inşAllah izin verir de gideriz. Gideriz dimi? Gidelimmm!" dedi. Sırıttınız. "Annem evde değil. Yolda ararız, gel giyinecek bir şeyler bakalım." dediniz. Tüm hüznünüz dostunuzun birkaç cümlesi ile silinip gitmişti."

Buradan, yazarken yalancıktan üzülün mesajını çıkartmayın tabii. Bir daha bölüm başına oturduğunuzda bir daha üzüleceksiniz. Lakin karakteriniz şuan üzgün diye sümüklü sümüklü ağlayarak gezemezsiniz ya? (Evet, her şeyde bir istisna vardır. Belki... Bazen...)





Evet, bu bölümlük bu kadardı. Seviliyorsunuz! Kendinize iyi bakın!

Önemli: @@_Minikyazar_adlı kullanıcı arkadaşımızın hikayeler yazdığı bir hesabı varmış, iyi de gidiyormuş ama birden hesap kapanınca okuyucularına ulaşamamış. Sol Yanım, Siyahın Sadakati, İntikam gibi kitapları var. Eğer önceden okuyucusu olan varsa bir baksın <3 olmayan da baksın <3 Bölümü ona ithaf ediyorum kolay ulaşın diye.

Bir Kitap Nasıl Yazılır?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin