Bölüm 10 [Korkmayın (Saçma yorumlar, gelen eleştirilere tepkiler)]

1.2K 91 29
                                    


Evet, geldik zurnanın "zırt" dediği yere. (Yoksa "zurt" mu diyordu ya?) Bu konu benim için önemli. Sizin için de öyle olduğunu varsayıyorum. Şimdi, yorumlardan kastım gelen iyi ve kötü yorumlara verilebilecek etik  cevaplar ve moral bozmamak olacak.


Birileri hikayenizin en aksiyonlu sahnesine yorum yapmış. Bildirimde sahne gözüküyor. Heyecanla yorumu açıyorsunuz... Ve... "O de ayrı yazılır cnm yaa" diye bir ifade çıkıyor karşınıza. Hayır Allahım! Bu gerçek olamaz. Ulan zalımın kızı, ben o sahneyi yazmak için ne kadar düşündüm sen biliyor musun? Gelmiş de diyor bana!

Tabii ki, bir yazar adayı olarak öyle Recep İvedik'in ortama girdiği gibi dalmıyoruz okuyucuya. Yani, hafif cırtlaklık yapıp alttan alttan laf sokmak en büyük hakkın da, yazar olduğunu unutma her şeyden önce. Sen o hikayenin yönetmeni, oyuncusu, montajcısısın. Sen hikayenin her şeyisin. Unutma. 

Okuyucu ne kadar saygısız olursa olsun, ona saygınız ile ağzının haddini bildirmenizi tavsiye ederim. Yani, küfür edenler var... Bilemezsin ki, belki o kişi senin kitabının  en dikkatli okuyucusu ve o bölümdeki o kısım hoşuna gitmedi. Olabilir.

Hadsizliğe bir şey demiyorum. Ama her şeye kabadayılık taslayıp, ciddi yoruma randomla karşılık verirseniz kusura bakmayın da, ben bile ciddiye almam sizi. Burada bir ince var. Çoğu dram yazarı, çok gülmeyi seven insanlardır. Kendim de dahil. Çok gülen bir insanım ama öyle Tumblr kızı gibi gülüşümün arkasında acı falan gizlemiyorum. Sadece, yazarken ağlamayı biliyorum, biliyoruz. Nasıl bir kişiliğiniz olursa olsun,  okuyucunun size olan sevgisinin sebebi, yazdığınız karakter. Her yazarın karakteri yazan kişinin aynısı değildir, unutmayın hayran olurken. Ve okuyucularınıza cevap verirken, hem kendinizi hem yazdığınız kişiyi barındırın kelimelerinizde.

Şimdi biri, "Kelimelere o kadar anlamı nasıl sığdırayım!" der. Öyle kelimeler var ki, ne anlamlar sığıyor...

Diğer bir konu da, gelen yorumlar ile moralinizin altüst olması. Yorum, kişisel bir şeydir unutmayın. Cidden emek vererek yaptığınız şeyleri beğenmiyor olabilirler, (Burada kastım, mesela çok ama çok hoşunuza giden bir paragraf yazdınız. Paragraftan eminsiniz ve güveniyorsunuz, biri gelip "Bu ne olm ya" derse olan beğenmeme.) ama moralinizi bozmanız için bir sebep yok. Aynı zamanda güvenmediğiniz satırlarda da gelen yorumlara çok moral bozmayın. Birilerinin size doğruyu göstermesi ile gelişeceğinizi, herkesin beğendiği kimsenin kötü yorum yapmadığı bir hikayede olduğunuz yerde sayacağınızı unutmayın. (Karakter, kurgu vs. hariç.)

Hatta, kötü yorum olarak değerlendirdiğimiz o yazım yanlışlarını bildiren yorumlar, iyi yorumlardan daha çok motive etmeli bizi. Tabii ki mükemmel bir yorum gelince sevinç çığlığı atmayın demiyorum. Ona da sevinin. :)


Yazarken korkmayın. Bu sıralar beni sinir krizine sokan yazarlar gördüm böyle. Detayları yazmıyor, çünkü okuyucu sıkılacak diye korkuyor. HAYIR, DETAYLAR ANAHTARDIR. ONLARDAN KORKMAYIN, KAPILARINIZI EMANET EDEBİLİRSİNİZ.

Örneğin, "Kız pencereye yaklaştı. Pencereden atladı. Kolu kırılmıştı. (Bunu nereden biliyorsa artık! Hemen uzman doktor oldu yazar burada.) Ayağa kalktı.(Supergirl edasıyla...)

Koştu. (Yavrum senin elin kırık, o acıyla nasıl koşuyorsun biri bana açıklasın! Ben olsam koşamazdım yan. Siz?)" Ayrıca, "nereye koştu, etrafında ne var, hava nasıl, arkadaki nerede" gibi sorularımız cevapsız kalıyor. Mimikler desen hiç yok zaten. Ben okurken mimikleri merak eden biriyim şahsen. Bence çoğu okur da merak ediyordur.

Yani, detaylar dosttur. Düşman değil.




-Şevval Aydoğan.

Bu bölümlük ben kaçtım. Seviliyorsunuz <3


Bir Kitap Nasıl Yazılır?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin