29.03.2005, Salı, 08:47
İlk ders biteli birkaç dakika oldu. Yanımdan kalkalı çok oldu.
Başka ülkelere giden bir uçak gibi o ve benim, bu ülkenin ne pasaportum var ne de pasaport alma hakkım. Yakınında bile otursam ancak izleyebiliyorum onu. Mecburi yakınlığımız bittiğinde ise kalkıp gidiyor yanımdan. Başka ülkeleri var onun, benim gibi bir ülkede işi yok. Gidiyor. Hep gidiyor.
Abartıyorum yine. Benimle gülüyor, benimle geziyor ve benimle arkadaş oysaki. Ben hep abartıyorum. Ama ne gelir elimden? Ben onunla arkadaş olmayı ne zaman istedim ki?
Teneffüslerden nefret ediyorum. Sıra arkadaşımı kaybetmekten nefret ediyorum. Neden teneffüslerde olduğu gibi yanımda oturmuyor? Bu ülkeden cidden sıkılıyor olmalı, onun ülkesi çok daha eğlenceli olmalı.
Ben ancak izleyebilirim. Uçağımı ve onun parlak ülkesini. Çok da yakışıyorlar, çok da mutlular.
Ben ancak susabilirim.
Bu aşk hikâyesinde benim yerim yok.
Ben sadece biletsiz bir seyirciyim, onlar ise gelmiş geçmiş en romantik aşk filmi. Ben ise ağlıyorum. Kovuldukça ağlıyorum.
Zil çalınca yanıma gelecek işte, şimdi de önümdeki sıradan sırtını izliyorum. Gülüşünü görüyorum yandan. Kolunu diğer ülkeye atışını ve sarılışını... Abartıyorum işte. Yanıma gelecek birazdan.
________
Bir yeni fic daha!
Bir yeni yolculuk daha!
Jessica Jung'un gözünden bir aşk hikayesi... ama ona ait değil.
Yine ağlatıcam hahahahah (hepiniz TaeNy şipliyosunuz küstüm) (yine de ağlayın)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Cinemagoer
FanfictionBu aşk hikâyesinde benim yerim yok. Ben sadece biletsiz bir seyirciyim, onlar ise gelmiş geçmiş en romantik aşk filmi.