Aradan bir kaç ay geçmişti.
Odadan çıkıp salona gittim, misafirler vardı evde.(Misafirlerden biri)
-Ayy Çiğdemciğim nasılsın bakalım canım?-İyi sayılırım ya sen nasılsın Melek Teyze?
-Bende iyiyim kuzum, gel otur biraz burada, hem bişeyler yersin.
-Yok ben odaya çıkıp kitap okuyacağım biraz, size afiyet olsun.
-Peki canım.
Ben odaya daha doğrusu odama giderken teyzemlerin konuşmasına kulak misafiri oldum biraz.
Teyzem;
-Yetim kaldığından beri böyle sessiz, zar zor yemek yiyor neredeyse her gün ağlıyor...Melek Teyze;
-Ee kolay mı be Allah sabır versin valla ne diyeyim.Teyzem;
-Amin.İşte komşuların klâsik konuşma tarzları.(bu arada misafirler gitti)
Neyse sonra ben aylardan sonra dışarıya çıkmaya karar verdim. Çünkü artık evde bunalmıştım.Teyzeme bunları dediğimde teyzem beklenmedik birşey yaptı;-Hayır hanımefendi çıkamazsın, zaten başıma bela oldun iyice bide kaybolursun felan seninle uğraşamam.
Ben şok olmuştum.Ama birşey diyemeden odama gittim hemde ağlayarak.
Neden peki neden hayat benim yüzüme hiç gülmüyordu?
İlk önce akrabalar arasında kavgalar sonra kardeşimin kaybolması sonra annem ve babamın ölümü şimdi ise teyzemin bana kötü davranması bunlar hiç normal şeyler degil. Bu arada evet benim kardeşimde kayıp.
Şu an 17 yaşına geldim ve bu konuları şimdi daha iyi anlıyorum, ya kardeşim hayattaysa ,olabilir aslında bunların hepsini öğreneceğim, Şimdi çocukluk yıllarımı anlatmaya devam...-Bak bak şu rahatlığa bak ya kalkta yardım et bari, sabahtan akşama kadar yatıyorsun.
-Ama teyze
-Sus konuşma, kalk çabuk yardım et bana
Kolumdan çekti ve beni salona götürüp tozları sildirtti. Bağırarak bana emirler veriyordu demekki teyzemin gerçek yüzü aslında buymuş o iyi hallerin hepsi yalanmış.
-Bu nasıl silmek böyle ya doğru düzgün sil benim sinirlerimi hoplatma.
-Tmm teyze.
-Ben şimdi dışarı çıkıyorum geldiğimde ev tertemiz olacak tek bir toz bile istemiyorum.Tozları sildikten sonra yerleri süpür, yemek yap tamam mı?
-Tmm ama ben yemek yapmayı bilmiyorum ki.
-Beni ilgilendirmez geldiğimde yemek hazır olacak dedim o kadar.
diyip gitti.Bende çabucak tozları silip evi süpürdüm sıra yemek yapmaya gelmişti,nasıl yapabilirdim ki?
Çekmeceleri karıştırıp makarna buldum makarna yapmaya karar verdim. Bir iki kere annem yaparken görmüştüm, o yüzden biraz tecrübeliydim makarna yapma konusunda. Sıcak suyu ayarladıktan sonra makarnayı da tencereye döktüm yaklaşık 10 dk sonra kaynadı, ya şimdi nasıl süzecektim demeye kalmadı su koluma döküldü önce bir çığlık attım sonra ağladım çok dökülmemişti ama yinede çok acımıştı. O sırada teyzem geldi.-Naptın sen ya yoksa sıcak suyumu koluna döktün?
-Evet (Ağlayarak)
-Oh iyi olmuş.
-Ama çok acıyor teyze.
-Banene be (Acıyan kolumdan tuttu ve odama götürdü beni)
Yüzüm görmesin seni ayrıca ağlamayı kes artık.Kapıyı da kilitleyip çekip gitti.Bende koluma sargı bezi falan sardım ne işe yarayacaksa artık.Yine odama teyzem geldi ama bu sefer başka birşey için;
-Eşyalarını hazırla yarın seni yurda bırakacağım seninle uğraşamam ben.
Bu habere hem üzülmüş hemde sevinmiştim.Eşyalarımı hazırlamaya başladım ama kolum hâlâ çok acıyordu.Valizimi hazırladıktan sonra çok yorulduğum için hemen uyumuşum.
Sabah olduğunda teyzem beni erkenden kaldırıp kahvaltı bile yaptırmadan arabaya bindirip yurda bıraktı. Bana sarılmadan hemen gitmişti ne acelesi varsa.
Kısa sürede iyi arkadaşlıklar edinmiştim orada senelerce yurtta kaldıktan sonra yani 17 yaşıma bastığımda yurttan kaçmaya karar verdim çünkü artık gerçeklerin peşine düşmenin zamanı gelmişti.*Devam edecek*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yetim
RomanceÇiğdem, daha 8 yaşındayken annesi ve babası trafik kazasında hayatını kaybediyor ve yetim kalıyor. Hayat bundan sonra onun için çok zor ama birgün ona ömrü boyunca sahip çıkacak biri çıkıyor karşısına... İyi okumalar... :) :)