"Merhaba, Luhan.Ben Kraliçe Sayne Drolan."
Büyük ve görkemli bir saraya getirilmiştim.Omuzlarından renkli kumaşlar sarkan korumalar vardı ve silahları özenle yapılmış gibi saplarında kartal, kaplan ve yılan gibi hayvanların figürleri vardı.
Karşımdaki kadın bana gülümseyerek bakarken yanımdaki Sehun onun karşısında diz çöküp başını eğmişti.Karşımdaki kadının teni diğerlerine göre daha farklıydı."Siyahi elfler de olabilir mi?" diye düşünmeden edemedim.Belki bu kraliyet ailesine özgüydü.
"Ee?"dedim sessizliği bozarak.Saygısızlık ettiğimin farkındaydım.
"Kafan karışmış olmalı, sana açıklamama izin ver.Asker Sehun bana birçok şeyi telepatik yolla anlattı.Anlaşılan büyükbaban burada daha önceden bulunmuş.Yakın kanlardan buraya girebilen 2. bir kişi olamaz, bir elf olmadığı sürece."demişti.
Yani ben evlatlık mıydım?Peki bütün bu saçmalıklar ne alakaydı, bir anda misafirperver olup hatta savaşı bile boşverip benim aile soyumla mı ilgilenmeye başlamışlardı?
Yine de evlatlık olduğum gerçeğini fark edince gözlerim doldu.
"Ben evlatlık mıyım yani?"dedim.
"Sen bir büyü elfisin Luhan."demişti.Kafam iyice karışıyordu.
"Bu nasıl mümkün olabilir?Benim ailem insan."dedim.
"Soyunuzun bir yerinde kan elfi ve yüksek elf var.Çok nadir bir durumdur.İkisinin kanı birbirine karışınca büyü elfi bebek doğar.İçindeki kanı okuyorum Luhan.Sen 3 asırlık elf kanını taşımışsın."
Pekala, en azından evlatlık değildim.Duyduklarımın şokunu atlatıp konuştum:
"Ne yapacağım şimdi, büyü gücüm yok ki benim."dedim.Bir kere kulaklarım bile elf kulağı değildi!
"Büyünü kullanıyorsun Luhan.Dünyadayken hiç fark etmedin mi?Kulaklarını dünyanın kulağına göre adapte etmişsin."
Evet aslında bazen garip şeyler yaşıyordum.Ortaokulda kafama basketbol topu atan ve özür dilemeyen kişinin kafasına her gün en az 1 tane basketbol topu çarpardı.Şanslıydı ki sadece burnu kanıyordu.Benim dayanıksız vücuduma gelse beyin kanaması geçirebilirdim.
"Ateş topu da atabiliyor muyum?"dedim yanındaki koltuğa oturarak.Sehun da dahil hepsi ağaya kalkarak silahlarını tutmuşlardı.Bu hareketime kraliçe de şaşırmıştı.Tamam kraliyet koltuğunda oturuyordum ama bunların beni öldürecekleri yoktu.
"Bilmiyoruz neler yapabileceğini."dedi kraliçe.Tavırlarıma ve saygısızlığıma o da şaşırmıştı.
"Ne?"dedim.Ağzım açık bıkkınlıkla onlara bakıyordum.
"Diğer tüm büyü elfleri öldü Luhan.Ama büyü elfleri çok güçlüdür.Yani istediklerini yapabileceklerine inanıyoruz."
"Güçlülerse neden öldüler?"dedikten sonra öksürerek kraliçenin yüzüne kan tükürmüştüm.Yaptığım şeyle utanıp korkmuştum.
"Hastalık yüzünden."dedi yüzündeki kanı eliyle silerken.Ama Sehun beni tedavi edebileceklerini söylemişti değil mi?
"Bu ne demek?"dedim.Ellerim terliyordu ve streslenmiştim.
"Onların hastalıkları tek bir şeyle geçebilir.Bir tür iksir.3 diyarın suyunun birleşiminden oluşuyor.Birisi dünyada, birisi burada, diğeri de şu an savaşta olduğumuz Ork diyarında."demişti.Şu an insanken daha mutlu olduğumu fark etmiştim.
"Bu sular nedir?"dedim.Kraliçe ise başını eğmişti.
"Bilmiyoruz."dedi.Bunlar kutsal su felan olmalıydı sanırsam.Ya da herkesin bildiği bir şey de olabilirdi.
Belki günlüğümde bundan bahseden bir şeyler olabilirdi.
"Neyse, benden ne istiyorsunuz?"dedim ciddiyetimi bozmadan ve endişelerimi hiçe sayarak.
"Bize barışı getirmeni.Orkların hükümdarı Yargol Ramorg kendi halkına da işkence edip onları bizimle savaşmaya zorluyor.Onu yenmeni istiyoruz.Ama dikkat et, 2000 yıldır yaşıyor ve büyü elfi öldürmüşlüğü var."
"2000 yıldır hiç saldırmamış ve şimdi mi saldırıyor?"dedim.
"Tahta yeni geçti."dedi kraliçe kısaca ve elini çenesinin altına koydu.
"Yardım etmeye çalışacağım.Yani güçlerimi öğreneceğim.Peki yaşamamda bana yardım edebilir misiniz?Suları bulmamda yani..."
Kraliçe beni onayladığında Sehun yanıma geldi.
"Müsaadenizle efendim."dedi ve beni bir yere götürmeye başladı.
"Beni nereye götürüyorsun?"dedim.
"Büyü elfi odasına.Oradaki kitapları sadece büyü elfleri okuyabilir, belki aradığını bulmana yardım eder."
Büyük bir kapının önünde durduğumuzda eliyle yavaşça ittirdi.Etrafa göz attığımda örümcek ağlarıyla ve tozla kaplı olduğunu gördüm.İğrenmiştim.Kim temizleyecekti bunu şimdi?!Elf güçlerimle bir şeyler denemek istedim.
"Kusura bakmayın efendim, hiçbir şeye dokunmak istememiştik, bu yüzden kirli kaldı."
Sehun cümlesini yeni bitirirken dilediğim şey ile oda birden tertemiz olmuştu.
"Bu harika!"dedim.Sonra bir şeyleri fark ettim.Küçüklükten beri dilediğim her şey gerçekleşiyordu.Yani her şey dilemekle mi gerçekleşecekti, yoksa basit bir şeyler miydi?Sevdiğim erkeğin beni sevmesini dilediğimde gerçekleşmemişti ama!Herhalde bir püf noktası vardı.
Sehun'a baktım.Şaşkınlıkla bana bakıyordu."Ne var?" bakışı attım ve kitaplığa ilerledim.Pek fazla kitap yoktu.50-60 civarında olsa gerekti.Herhalde büyü elfleri içindi.Dünyadaki kitaplığımın aynısının burada da olmasını diledim.
Cidden gerçekleşiyordu.Ama birden kan kusmaya başladım tekrar.Sehun beni tuttuğunda düzelmiştim.Kitaplığa bakıp bir şeyler aramaya başladım.Cidden bu yazıları okuyabiliyordum!
Kitaplıkta "Büyü Elfi Hastalıkları" adlı bir kitap görünce elime aldım.Sehun merakla yanıma geldi.
"Ne yazıyor?"dedi.
"Büyü Elfi Hastalıkları."dedim.Kitabı açtığım an "büyü kullanma" yazısıyla karşılaştım.Bu ne demekti?
Okumaya devam ettim.
"Ne kadar kullanırsan o kadar çabuk öleceksin."
Harika!Cidden şu an ihtiyacım olan tek şey buydu.Demek ki büyü kullanmamalıydım.
"Devam eden tüm büyüler bozulsun."dedim seslice.Belki o çocuğun kafasına artık basketbol topu çarpmıyordu.Sehun bana anlamamış bir şekilde baktığında gözlerini daha sonradan kulağıma çevirmişti.Odadaki küçük aynaya baktığımda küçük bir çığlık attım.Kulağım uzamıştı!
"Büyüyü neden bozdun?"dedi.
"Ömrümü uzatıyorum.Kitapta büyüyü az kullanmazsam daha hızlı öleceğimi söylüyor."dedim.Ama bir defadan bir şey olmazdı."Buradaki tüm kitapları okumuş olmayı ve hepsini ezbere bilmeyi diliyorum." dedim içimden.İstediğim gerçekleşmişti, tabii yanlışlıkla kendi dünyamdan getirdiklerimi de okumuştum.Yahu ne anlamı kalmıştı ki?Ben onları okuma zevkine erişecektim.Neyse...
Sehun'a döndüm.Yani büyü yapmayı bir bakıma öğrenmiştim fakat pratik istiyordu, bunu yaparsam, yani tüm büyüleri deneyecek olursam ölmüş olurdum.Bu yüzden yapamazdım.En iyisi tedavi yolunu bulmaktı.
"Kitapları okudum Sehun, işime yarayacak hiçbir şey yok."
Büyükbabamın günlüğünü bile okumuştum.Ama o nereden bilebilir ki büyü elfinin hastalıklarını?Sadece kraliçenin bana bahsettiği şeyleri biliyordu, ailemin diğer üyelerinde elf kanı değil insan kanı baskın gelmişti.Tek büyü elfi bendim.
Yine de günlüğünün sonundaki şiir dikkatimi çekiyordu:
"Büyük tuzlu deniz var oldu güneşle,
Bir elfin gözünden düşen duygulu yaş,
Durdurdu orc'un kırmızı katliamını."
(Çok saçma şiir yazmada uzmanımdır aldırmayın)
Garip bir şiir olduğu kesindi.Yorum yapın ya cidden sıkılıyorum, kötü yazdığımı felan düşünüyorum.Tamam çok da güzel yazmıyorum ama olsun, eğer yorum yaparsanız nasıl yazdığımla ya da nasıl yazmamla ilgili daha iyi hissederim.Hiç eleştirilmediğim için kendimi geliştiremiyorum yazma konusunda :(
Okuduğunuz için teşekkürler, ha bir de suların neler olduğuyla ilgili fikir sahibi oldunuz mu dhtgdfhgdn hadi tahmin edin ehfjgjhghjfg
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELIXIR
Fanfic"Burası cennet mi?" "Hayır, Drow Diyarı'ndasın, ve buradan çıkamazsın."