●2. Bölüm● İlk İş Günü

64 12 8
                                    

Sonunda iş bulmuştum. Masal'ın bir arkadaşı ayarlamıştı işi. Daha doğrusu Masal ayarlattı.

Kişisel sekreter olarak çalışacaktım.

Bugün ilk iş günüm. Heyecanlı değildim. Sadece merak ediyorum. Neler olacağını neler yaşayacağımı...

●●●

Verdiğim adresin önünde duran taksiciye ücretini ödeyip arabadan indim.

İlk iş günümde kendime, aklıma gelebilecek tüm iyi dileklerimi yolladım. Böyle bir deneyimim olmadığı için kendimi kötü hissediyordum.

Girişdeki sorumluya patronla görüşmek istediğimi ve nereye gitmem gerktiğini tedirgince sordum.
Sorumlu kadın o bilinen suratsız meymenetsiz bir şey sorduğunda seni bir dövmediği kalan klasik sekreterlerden değildi. Beni güler yüzlü bir şekilde karşıladı ve istediğim cevabı alınca söylediği yöne gittim.

Giderken sağdaki 'bayan wc' yazan kapıdan içeri girdim. Kıyafetimi düzeltip aynadaki yansımama baktım.

 Kıyafetimi düzeltip aynadaki yansımama baktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Şuan ki halime güldüm. Bir hafta önce bu halde olduğumu söyleseler komik bir espiri olduğunu düşünür  gülerdim. Ne olacağımız belli değil bu hayatta. Bunu anlamış oldum. Nerden nereye geldim.

Lavabodan çıkıp dediği yöne ilerlemeye devam ettim. Uzun bir koridordu burası. Sonunda koridorum sonuna geldiğimde sekreterin dediğini düşünmeye çalıştım. 'Koridorun sonunda sağ kapı.' Hayır hayır sol kapı demişti. Evet sol demişti. Ya sağ dediyse. İlk iş günümde birine rezil olup yanlış ilk izlenim vermek istemezdim. Aman ne rezil olacağım ben ya. Koskoca Peri Turan. Haydi yapabilirim. İç sesimle savaşı bırakıp kendimi sakin olmaya zorladım. Ve sağ kapıyı tıklayıp girdim.

Burası değildi. Tahminime göre burası kahve odası gibi bir yerdi. Birisi vardı odada. Kendine kahve yapıyordu herhalde. Kitaplar sürüyle doluydu . Raflardan kitap kokusu kahve kokusuyla karışıp enfes bir hava katıyordu bu odaya. Hafif loş olması da ayrı hoştu. Yani bir kitap basım ofisinde olması gereken bir odaydı. Olmasa abes olurdu. Ama yine de hoş olduğu gerçeği değişmiyordu.

Kahve alan adama seslendim. Patronun odasını sorup daha fazla vakit kaybetmemeliydim.

" Şey...Bakar mısınız?" Adam bana doğru döndü.

"Evet." Dedi kendinden emin tavırla. Ben ona nazaran yeni ortama girme dolayısıyla daha tedirgindim.

"Patronun odası nerede acaba?"

"Okuma yazman yok mu?" Yine rahat tavırlıydı.

Dediği şey hatsizceydi. Ama sakin kalmayı daha uygun buldum. Sinirlendiğim takdirde bu güzel ofiste işim kalmayacaktı.

Zaten çalışanlarla pek bir işim olmayacaktı. Ben onlar gibi masa başında değildim. Ben kişisel sekreterim. Patronum nereye ben oraya. Bu duruma baya alışmışım sanırım.

BENDEN HİÇ GİTMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin