Dördüncü Bölüm

25 4 1
                                    

Hayatım boyunca sevgisiz kalmış biriyim ben.Sevginin ne olduğunu bilmezken birimi sevip sevmediğimi nasıl bilebilirim ki.

**********

"Beni deli ediyor.Lanet olası kız.Ondan nefret ediyorum.Hayatımda onun kadar gereksiz birini daha görmedim.Ne sanıyor bu kendini.Ukala şey.Gidip ona gününü göstereceğim.Birde bana sakladığının ininden çık yazmış."

"Hey hey Sıla bir sakin ol.Dur bakalım.Nereye gidiyorsun sen.Bu saate merkeze araba falan yok.İstersen yürüyerek falan gidebilirsin ama."

Sıla hızlıca kendini koltuğa attı.Yeter diye bağırarak kendini tokatladı.Canı yansın istiyordu.Kalbi bu kadar yanarken canı yansa da birşey farketmezdi.

"Bak sen ya bu seferde kardeşi hakaret ediyor bana.Ailecek kendilerini birşey sanıyor bunlar."

"Sıla bana bak bir sakin ol.Kendine zarar vermeye çalışma.Kafayı mı yedin sen?Bırak kim ne derse desin."

Sıla Elif'in yüzüne baktı.Birşeyler söylemek istedi ama ne söyleyeceği bilemediği için sustu.Daha sonra oturduğu yerde tepinerek bağırmaya başladı.İstemsizce gözünden yaşlar süzülünce Elif onun başını omuzuna koymasını sağladı.

"Ağla Sıla iyice ağla.Bazen  birilerinin omuzunda ağlamak iyi oluyor.Geçmiyor ama hafifliyor en azından.Ne olduğunu anlatmak ister misin?"

"Aslında yaptığım hataların bedelini ödüyorum.Beni tanımıyorsun ve yaptığımı anlatsam benden nefret edersin.Beni tanıyan herkes bile benden nefret ederken sen nasıl etmiyesin ki zaten."

"Kimseyi düşünme.Yaptıkların seni ilgilendirir.Başkalarının düşündüklerini umursarsan o hayat senin olmaktan çıkacaktır.Anlatırsan rahatlarsın belki ama istemiyorsan seni zorlayamam."

"Sana şöyle söyleyeyim ki nikah masasında birini terkettim.Üstelik yıllardır yanımda olan beni koruyup kollayan birini.Gülmem için herşeyi yapan birini.Bilmiyorum onu sevmediğimi düşündüm.Aslında iyi biri ve hayatımda gerçekten önemli bir yere sahip.Bundan ötesi yok ama.Aşık değilim ona.Hayatım boyunca gözlerine bakmak istediğimden emin değilim.Ben gerçek bir aşk istiyorum.Deli gibi seveceğim birini."

"Seni anlıyorum.Zor bir durum.Ama suçlu değilsin.Sevmediğin bir adamla ömür boyu kalamazsın.Tıpkı annem gibi.Annem babamı hiç sevmemiş.İyi biri olduğu için evlenmiş onunla.Yanında olup onu koruduğu için.Babamın onu çok sevdiğini bildiği için evet demiş babama.Babama aşık değilmiş ve hiç aşık olmamış.Aşık olmak istemiş.Gözelerine bakıp dünyayı unutmak istemiş ama yapamamış.İlerleyen zamanlarda tahammül edilemez bir hal aldı.Yapamadı.Verdiği değer bazı sorunlar çıktıkça yok olmuştu.Sevgi olmayınca değer olmuyordu.Zamanla babam da farketti ve onu özgür bırakmaya karar verdi.İlk başta annemi suçladım.Sevmiyorsa evlenmeyecekti dedim hatta fakat babam da suçluydu.Onun aşık olmadığını biliyordu.Ama onu kabul etmişti.Üzülmeyi bile bile seçmişti yani.İşte o zaman annemi suçlamaktan vazgeçtim.Onları kendi hallerine bırakmaya karar verdim."

"Beni suçlamayacak mısın?"

"Hayır annemle babam gibi bir çift daha olmamalı bence.Daha sonra benim gibi aşkı farkedemeyen çocuklar kalıyor geriye.Bak hala birini sevemiyorum."

Sıla'nın gözleri yere doğru bakıyordu.O da mı bu yüzden sevemiyordu yoksa.Belki de sevginin ne olduğunu tam anlamıyla bilmediği için bu haldeydi.Babasının diğerlerinden kalan sevgi kırıntılarıyla ne kadar sevgiyi öğrenebilirdi ki zaten.Üstelik birde aşkı mı bilecekti.Sevgiyi bile tama olarak bilemezken.Gerçek sevgi aileden gelendi fakat o tama olarak tatmamıştı ki.Bir yabancıyı nasıl kabullenebilirdi.Hayat ona acımasız davranmıştı.Gerçek annesi ve babasından uzaklara atmıştı onu.Hiç ait olmadığı bir aileye mahkum edilmişti.Gerçekten çok çaresizdi.

Aşka Sevgilerle Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin