Ölümün Arkasından Gelen-18

Hava Akımı 😀

(Yalan, kötü olarak nitelendirilmesine rağmen çokça kullanılan, gayet başarılı bir paçayı sıyırma yöntemidir.)

Doktor adeta hastasına deli bakışlarıyla 'senin işin bitti' imajı veriyordu.

"???"

Bir cevap beklediği kesindi. Amakiir, hızlıca Natiola'ya döndü.

"Yalan söyle."

"Bir melek yalan söylerse söner... Unuttun mu?"

"Amakiir, sende biraz saflık var mı?"

"Yoo neden?"

"Hani eski melek arkadaşım... Sen artık insansın yaa! İnsanlarda yalan söyler yaa..."

"Olmaz!"

"Pembe bir yalan ya..."

"Yalanın pembesi, siyahı, mavisi olmaz bikerem."

"Mavi?"

Hayır gülünecek ne var ki sanki, mavi de olabilir pekala, pembe oluyorsa mavi neden olmasın değil mi ama? :)

"Her neyse olmaz dedim, bitti.

"Bal gibi de olur."

"Olmaz!"

"İyi o zaman.' Git ben melek-tim, şimdi insan oldum. Ölülerin yaptıkları canilikleri araştırıyorum. Bu arada bir fedaim var ama bilin bakalım siz neden göremiyorsunuz (?) Çünkü o bir melek' de!"

"Yok şimdi öyle de denilmez ki..."

"Bir şey de! Doktor tip tip bakıyor."

"Doktor tıp tıp bakıyor, hahaha."

Öl sen bakışları çakma insancığımızın yüzünde dolanırken, doktor araya girmesi gerektiğini düşünmüş olacak ki konuşmaya bam diye girdi.

"Hemşire Hanım kafatasına emar çekilsin lütfen."

"Aaa hiç gerek yok... İlahi hemşire hanım hemen de bana deli damgası vurdunuz yaa!"

"Ama siz kendi kendinize..."

"İç ses diye bir şey var! Hani kitaplar da olur yaa ondan işte."

"Peki ya sürekli sağa bakıp bakıp..."

"Boynum ağrıyor, sanırım tutundu."

"Neye?"

"Ayy neye olacak kafatasıma."

Tamam ne yani herkes espri yapamaz sonuçta.

"Yani yanlış söyledim diyorum. Tu-tul-du."

Bu konuşma süresince sessiz kalan Mert dili birden çözülmüş gibi bağırmaya başladı.

"Doktor Bey! Bir insana sırf sağa sola dönüp mırıldanıyor diye deli damgası vuramazsınız! Bu delilikse ben çoktan tımarhaneye düşmüştüm."

"Olsun. Biz yine de bir emar çekelim..."

"Kaçısın yok Amakiir. Neyse bilekliğe başvuralım bari."