Arabadan indiniz ve yine geç kalmıştınız.
Sınıfa yine koşarak girdiniz yine geç kaldınız, içinden "lanet olsun tanrım ben ne kadar şanssız bir insanım ya uf" dedin. Hoca yarım ağaz sırıttı ve
-Yine geç mi kaldınız yani ah pek ,dedi.
-Ceza yok mu, dedin.
-Ceza yok demedim minik hanım, dedi hoca.
-Ceza ne?
-Her kes gidince öğrenirsin.
Bir süre sonra...
İlk mola zamanı gelmişti,Namjoon lavaboya gitti. Sen de herkezin oturduğu yerin aksine salonun herkesten en uzak ve tenha olan köşesine oturdun. Elindeki su şişesini açıp bir iki yudum aldın ve suyu kapattın. Yere gözlerini diktin ve yaklaşık 30 saniye boyunca yeri izledin, kafanı kaldırdığında karşında hoca vardı. Biraz beklenmedikti, irkildin gibi oldu -tam olarak irkilme denemez- hoca yanına oturdu.
-Adin neydi senin,dedi.
Düşük bir sesle
-(adın)
Hoca tebessüm etti
-Koreli değilsin sanırım
-Evet, Türküm; dedin.
Hocanın yüzündeki tebessüm bir sırıtış şeklini aldı.
Sana biraz daha yaklaştı, sen o yaklaşınca biraz daha uzaklaştın. O sana yaklaştı, sen ondan uzaklaştın; o sana yaklaştı, sen ondan uzaklaştın... Sonunda iki duvarın kesiştiği L şeklindeki yere geldiniz. Sen
-Biraz geri çekilirmisiniz? Arada en az bir insan kadar boşluk olmalı. Benim özel alanıma giriyorsunuz, benim rızam olmadan; bu yaptığınız kanunen bile yasaktır.
Hiç denilebilecek kadar az geri çekildi hoca.
-Hala benim şahsi bölgemdesiniz, en azından bir 15cm geri gitmeniz gerekir.
İsteksizce geri çekildi hoca.
-Bu kadar kanun ve kurallara uyuyorsanız neden sürekli geç kalıyorsun minik hanım.
-Sizin yaptığınızla bu söylediğinizin hiç bir alakası yok, hem konuyu değiştirip ört bas etmeye çalışmayın lütfen.
Namjoon lavabodan çıkar ve size doğru gelir. Sen Namjoon'u görünce doğrulursun ve hocanın yanından kalkarsın. Namjoon bir yere oturur ve sen de onun yanına oturursu.
-Naptın Namjoon?
-Gerçekten lavaboda ne yaptığımı merak mı ediyorsun(adın)? Öğrenmek istediğine emin misin?
-Aslında, dürüst olmak gerekirse pek te merak etmiyorum Namjoon.
-Eee... O zaman niye sordun?
-Ya konuyu değiştirebilir miyiz?
-Ee sen sordun hayatım! ooff ne diyeyim ki ben sana şimdi?
-Uzatma
-Ben mi uzatıyorum
-Yok Namjoon sen zaten hiç uzatmıyosun, ben zaten deliyim bizim köyüm ineklerine "Uzatma" dedim. Tabiki sen uzatıyorsun, eyer hayalet Casper da burdaysa ve ben göremiyorsam o başka.
-E sen söyledin ben uzatmıyormuşum diye ayrıca deli olduğun konusunda hem fikiriz sanırım, senden her şeyi beklerim bırak sizin köydeki inekleri bizim evdeki sıçanlara bile selenirsin sen. Zaten kendin söyledin "eğer ben göremiyorsam ve hayalet Casper burdaysa o başka" diye yani. Belki hayalet Casper'ı görmüyorsun ve o burda.
-Hı hı! Kesin öyledir zaten, kesin öyledir.
-Öyle zaten
-Uf Namjoon çocuk musun?
-Uf Namjoon çocuk olabilir ama ben Kim Namjoon'um Hıh.
-Namjoon ne için tartıştığımızı bile hatırlamıyorsundur eminimki.
-Hiçte bile! Tabiki hatırlıyorum. Konumuz şeydi, Imm~ şeydi ya şeyd, şeydi işte şeydi, bizim konumuz, konumuz, konumuz; aman neyse ne işte! Ne önemi var ki?
-Namjoon sen lavoboda konuştun mu ya?
-Neden sordun?
-Çarpılmış olmandan şüphelenmeye başladım da o yüzden.
-Ben yokken bir şey mi içtin?
-Evet...
-Biliyordum!
-...Aslında su içtim diyicektim cümlemi kesmeseydin.
-Amman neyse ne
Hoca diyaloga girdi
- Siz sevgilimisiniz, dedi ve yüzü düştü.
-Evet hocam ama siz neden bizim aramızda geçen diyalogu dinliyorsunuz çok ayıp değil mi, hem de bizim özel hatyatımız sizi ilgilendirmez siz sadece bizim dans, ses vb. şeylerimizden sorumlusunuz, dedin.
-Sadece kulak misafiri oldum.
-Peki
-Aslında çok güzel bir kızsın ve kendini bu kadar böyle bir adamın yanına yakıştırman büyük kayıp.
-Siz bana ne demeye çalışıyorsunuz yani, çirkin mi? İnsanlar sadece ilk bir iki dakika için dış görünüşle yargılanır; ve insanları dış görünüşü yerine davranış, giyim ve hareketleri ile değerlendirmelisiniz bir insan çirkin olabilir ama bunu yüzüne karşı bu şekilde söylenmez, dedi Namjoon
-...
-Hem güzellik çirkinlik göreceli bir kavramdır. Hem bu benim tercihim ve bence Namjoon çok yakışıklı. Ayrıca her maskeli balodan sonra maskeler iner. Yani insanları maskeleriyle ,dış görünüşleri, ile değil; içerlerindeki kişilikleri ile değerlendirmek gerek. Ben Namjoon'u Namjoon olduğu için seviyorum.
-...
Uzaktan bize doğru file çoraplı estetikli aşırı makyajlı bir kız gelip hocanın ağzına kadar girdi nerdeyse ve hocaya sırnaşarak
-Hocam ders ne zaman devam edicek sizin o mükemmel dersleriniz bizim içimizi huzur ile dolduruyor lütfen devam edelim.
Kız bu cümleyi kurar kurmaz iğrenirsin o kızdan.
Tüm kızlar bu hocaya böyle kendilerini sevdirmeye çalışıyorlar iğrenç derecede iğrenç ( hoca genç uzun boylu yakışıklı zengin kaslı ... ).
Kızın peşinden gelen kızlar hocanın etrafında bir halka şeklini aldılar. Ardlarından gelen diğer kızlar Namjoon'u fark edince oonuda kendi aralarına aldılar. Ve sen bağırarak:
-AAA~ Dağılın bakıyim Namjoon'un etrafından! Siz de hocayı rahat bırakın adam geçsin! Ama hocam artık siz de derse başlayın! Tüm herkez haddini bilicek, her kes kurallara uyucak! Hadi ama artık ya!
Herkes bağırmandan korkmuş olucak ki, her kes söylediklerini yaptı.
Devam edicek...
