Parnell

Boşluğun İçindeki Karanlık #4

Neredeyse çoğu hançeri hedeflere atabiliyordum ama Ingrid hiç bir atışı beğenmiyordu.

"Lan kaç defa demem gerekiyor sana, hançerleri attığında rakibin bekleyecekmi sanıyorsun?"

"Deniyorum, ne yapayım olmuyor"

"Yapacaksın beni ilgilendirmez, ustan geldi defol git bir dahaki gelişinde atışların mükemmel olacak"

Cevap vermeme müsade etmeden çıkardı beni boşluktan. Bazen nefret ediyorum bu şerefsizden.

"Bende senin için gelmiştim. Hadi kalk aloy'dan eşyalarını alacağız"

Parnell'in karnı guruldamış, utanmış bir şekilde ustasına bakmıştı.
"Usta çok açım ilk önce birşeyler yesek"

"Tamam tamam, hadi kalk aşağıda birşeyler yeriz"

Erlog küçük çocuğu beklemeden dışarıya çıkmıştı, Parnell küçük çantasını almış ve peşinden koşmuştu ustasının.

Yemeklerini yedikten sonra dışarıya çıkmışlardı. Erlog Parnell'in üstüne başına bir bakış atmış ve yeni kıyafetler alması gerektiğini düşünmüştü.

"Bir süre ormanda olacağız şimdiden birkaç şey almalıyız"

İkili mağazalara uğrayıp büyük bir çanta ve kıyafet almışlardı.

Aloy'un mağazasına girdiklerinde içeride iri yarı zırhlı bir grup ile karşılaştılar.

"Hadi ama güzelim bize bir iyilik yap"

"Lan siktirin gidin size kaç defa söylemem gerek indirim yok diye"

"Neler oluyor aloy?"

Aloy Erlog'u gördüğünde güzel yüzünde bir gülümseme oluşmuştu.

"Bu pislikler aldıkları malları daha ucuza almak istiyorlar"

"Sen kimsin lan, siktir git buradan canımı sıkma"

Adam Erlog'un üstüne yürümeye başladı. Parnell birkaç adım geriye gitmiş ve ustasının o adama ne yapacağını düşünüyordu.

"Kusura bakma ama canını sıkacağım"

Erlog elini kaldırmış sanki bir şeyi sıkıyormuş gibi duruyordu. Adamın yüzü morarmaya başlamış ve boğazını tutmaya başlamıştı. Grubun diğer üyeleri birkaç saniye afallamış ama hemen düzelip Erlog'a saldırmaya başlamışlardı. Bu sürede aloy elini sallamış hançerleri ile diğer üyeleri yere yığmıştı. Boynunu tutan adamda yere yığıldığında Parnell nefesini vermişti. Bu güç mükemmel birşey di onun istediği güç buydu, neden istediği herşeyi yapabilmek varken kahraman olmayı seçsin ki?.

"Velet adamların üstünü ara bulduğun herşeyi bana getir"

"Tamam usta"

Adamların ceplerinde daha çok altın ve mücevher çıkmıştı.

Erlog elini çenesine atıp düşünmeye başladı.
"Hmm çapulcuların ceplerinde bu kadar para olmaz yada üstlerinde kaliteli zırhları. Büyük ihtimal lordun korumalarıdır neyse artık önemi yok"
Elini tekrar sallamış ve cesetleri siyah dumana çevirmişti.

"Siparişlerimiz bitti mi?"

"Evet evet bitti bir saniye"
İçeriye gidip bir süre sonra elinde kahverengi bir sandıkla geri döndü.

"Gene aynı fiyat"

Erlog altınları sayarak tezgahın üstüne koydu, tam kutuyu alacakken aloy onu durdurdu.

"Hop dur bakalım, ilk önce saymak gerek"

"Ben sana ne zaman yanlış yaptım he?"

"Birçok kez"

Erlog birşey diyememişti çünkü bir çok kez kazık atmıştı aloy'a.

"Hızlı ol daha ormana gidicez"

Aloy kafasını sallamıştı sadece.

..................

"Lan hadi"
Erlog sinirli bir şekilde küfürler ediyordu.

"Kudurma bee, bitti"

"Sonunda, ver artık sandığı"

Aloy sandığı Erlog'un suratına fırlatmıştı.

"Manyak karı, giy şunları içeride sonra gel teçhizatı takacağım"

"Tamam usta"
Sandığı alıp koşa koşa odalardan birine gitti Parnell.

...................

Erlog hançerleri ile oynarken içeriden çırağı içeriye girmişti.

"Nasıl oldu usta şuraları bağlayamadım ama, yardım eder misin?"

"Gel bakalım"

Kalan yerler bağlandığında teçhizat takılmaya hazırdı. Parnell'in kolunu sıyırıp bıçakları yerleştirdi. Tam bitirmeye yakın parnell'in elini oynatması sonucunda bıçaklardan birisi Erlog'un tam önüne saplandı.

"Lan aptal!! ne yapmaya çalışıyorsun, oynatma elini"

"Özür dilerim usta, istemeden oldu"

.........

"Tamam bitti, şimdi bir deneme yapalım" Erlog Parnell'in biraz uzağına gidip bekledi.

"Fırlat bakalım"

"Ama usta nasıl fırlatacağım?"
Ustasının kolaylıkla bıçaklardan sıyrılabilecegini bildiğinden bir korkusu yoktu.

"Öff, serçe parmağını kas ve elini salla gitmesini istediğin yöne göre kasmayı bırak"

Ustasının dediklerine harfiyen uyup bıçağı fırlattı. Ama bıçak ustasına değil sağ taraftaki camı parçalamıştı.

Erlog hiddet ile bağırdı. "Lan nasıl bir aptalsın sen? Sana demedim mi gitmesini istediğin yere göre kasmayı bırak diye"

"Ö-özür dilerim usta"

Aloy hiç oralı olmamıştı bile. "Camın masrafını vereceğin için sinirlenmiyorum canım, yoksa beni biliyorsun"

"Hay sizin, tamam lan tamam al şunu sus" cübbesinden iki gümüş çıkarıp kadına fırlattı.

Gümüşleri havada tutan aloy konuşmaya devam etti.

"Canım benim camın yeniden yapılması sürecinde bu cam böyle kalacak belki bu yüzden müşteri bile kaybedebilirim"

Aloy'un demek istediğini anlayan Erlog sinirle bir altın çıkarıp kadına sert bir şekilde fırlattı.

"Kanımı sömürmediğin kaldı lan. Keşke yatakta da böyle olsan" Erlog aloy'un en sevmediği konuya vurgu yapıyordu.

"Lan gebertirim seni" bu konularda fazla sinirleniyordu aloy ama cümlenin sonu gelmeden Erlog Parnell'i tutup dışarıya koşmuştu bile. Arkalarında küfürler savuran bir kadın bırakmışlardı.

"Hiç çekmeyeceğim o manyak karıyı, biz eğitime başlayalım"

Koşmayı bırakıp yürümeye başladı ikili. Uygun bir alan arıyordu Erlog insanlardan uzak, sessiz ve kaynak bakımından zengin olmalıydı (su falan filan).

Küçük bir göl bulduklarında kalacak yer aramaya başladılar. Ama ne yazıktır ki güzel bir yer bulamadılar. Bunun sonucunda ağaç ev yapmaya karar verdi Erlog.

"Sen yemek bulmaya git velet, dikkatli ol ama buralar tehlikeli"

"Tamam usta" Parnell heyecanlıydı, sonuçta ilk defa bir canlı öldürecekti.

Ormanda biraz dolaştıktan sonra yetişkin bir geyik gördü küçük çocuk. Bıçakları kullanmaktan çekindi sonuçta daha önceki denemesinde becerememişti. Bu yüzden karanlıktan hançerler yapmayı uygun buldu. Karanlığa şekil verdikten sonra elinde sadece ikişer hançer oluşmuştu. Bunun nedenini merak ediyordu çünkü daha önce boşlukta düzinelerce yapabiliyordu. Bunu aklına not etti, ustasının yanına gittiğinde bunu ona soracaktı.

########

Üşengeç olduğumdan burada bırakıyorum :D