Jungkook esneyerek ve gerinerek uykusundan uyanmıştı. Eliyle gözlerini ovuşturmuş ve etrafını incelemişti.
V onun yanında yatarken dün olanları hatırlamaya çalışıyordu.
Ah doğru, V'yi giydirmiş ve onu odasına getirmek için tüm yol boyunca taşımıştı.
V'nin porselen gibi olan yüzünü incelerken, kendi kendine gülümsedi. Tanrım, o çok güzel.
Bu akşam partiye gitmek zorunda olduklarını hatırladıklarında, gülümsemesi sonunda kaybolmuştu.
Her ne kadar yatakta kalmak ve bütün gün onunla sarılmak istese de, yapamamıştı. İç çekip yatakta oturur hale geldi ve V'yi uyandırmak için hareket etmeye başladı.
"V, uyan. Bu gece için ne giyeceğimize karar vermeliyiz."
Büyük olan inleyip gözlerini açmış ve başını onun kucağına koyup Jungkook'un beline sarılmıştı.
"Önce bana bir öpücük ver, lütfen ?"
Jungkook onun dilediği şeyi yapmış ve alnını öpmüştü. V başını iki yana sallayıp, dudağını işaret etti.
"Aish, çok istekli." Jungkook gözlerini devirip, V'nin dudaklarını öptü. Büyük olan tatmin olmuş şekilde mırıldanıp, mutlulukla ayağa kalkmıştı.
Oh, bu anların sonsuza kadar sürmesini nasıl da isterdi.
-
"Çok gösterişli !" Jungkook başını iki yana sallayıp, erkek arkadaşının tuttuğu pantolonu uzaklaştırdı.
V surat asmıştı. "Ama o zaman ne giymemi istiyorsun ?! Diğer tüm seçeneklerimi de reddettin !"
"Çünkü hepsi gösterişli oldukları için ! Ya bir adam sana bakarsa, huh ? Bu konuda ne yapmamı istiyorsun ?"
Jungkook istemeden bağırıp, yataktaki tüm reddedilmiş teklifleri itmişti.
Hareketleri V'nin kıkırdamasına neden olmuştu.
"Kıskanıyor musun... ?"
"Hayır."
"Kıskanıyorsun."
"Kıskanmıyorum, V."
"Aman Tanrım, çok tatlısın."
"İyi, kıskanıyorum ! Ama bu herhangi biriyle konuşmanı istememem gibi bir şey değil, ben sadece sana bakmalarını istemiyorum." Jungkook pes edip, her iki eliyle de büyük olanın yanaklarını sıkmıştı.
"Buraya gel, seni aptal." V gülüp, ona sıkıca sarılmıştı. Hiçbir şey söylememişler ama yaşadıkları andan eğlenip sadece kendi kendilerine gülümsemişlerdi.
"V... Sonsuza kadar böyle kalmak isterdim."
Jungkook sessizce mırıldanmış, ama V'nin duyması için yeterliydi.
V burada kalacağı 50 günü olduğunu iyi bildiğinden kaşlarını çatmıştı. Ve çoktan 14 gününü harcadığından, geriye 36 günü kalmıştı.
'Tanrım, henüz ona her şeyi söyleyemedim bile.'
Jungkook büyük olanın elini bırakıp, banyoya doğru gitti. "Hızlı bir duş alacağım, V. Bu yüzden olduğun yerde kal, tamam mı ?"
V bu noktada cevap bile vermemiş ve göğsünü tutarak kalmıştı.
"Olduğum yerde kalabilmek isterdim, Jungkook..."
-
"V, Baekhyun iki dakika içinde onun içinde onun evine gitmemiz gerektiğiyle ilgili bana mesaj attı." Jungkook iç çekip, başını salladı.
V mutlulukla ve heyecanla ellerini çırpmıştı.
Dürüst olmak gerekirse, eğer V bu kadar istekli yalvarmasaydı Jungkook gitmesine asla izin vermezdi ama başka şansı yoktu.
Büyük olana yenilmişti. Üstelik birbirlerini sadece iki haftadır tanıyor olmalarına rağmen.
"Sadece terbiyeli ol ve her zaman yanımda kal, tamam mı ?" Jungkook büyük olanın elini tutarken gülümsedi.
İkisi de o anda, partiye gitmek için hazırlardı. Bu kadar bekledikten sonra, dışarı çıkmışlar ve ilk Jungkook içeri girmişti. Gülümsemiş ve elini uzatmıştı.
"Hadi gidelim, Tae ?"
V adımlarını durdurmuş ve Jungkook'a tek kaşını kaldırmıştı.
"Bana Tae diye mi seslendin ?"
"Huh ? Ne Tae ?" Jungkook kaşlarını çatmıştı.
"Adımı söyledin."
"Adını mı ?"
"Huh ? Demek istediğim Baekhyun beni-- Yani--"
V'nin gözleri bir şey hatırlamasıyla genişlemişti. Anıları aklından geçiyordu ve dejavu yaşıyormuş gibi hissetmesine engel olamamıştı.
"Jungkook... ? Sanırım sana bir şey söylemem gerek."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Forcing Satan As My Boyfriend | TaeKook [Çeviri]
Fiksi Penggemar"Şeytanı becerdiğime inanamıyorum." Thank you for permission @MikoTtym