11.Bölüm

349 35 4
                                    

MULTİ: DURU

Bu arada artık  oy gelmedikçe kitabı yazmicam.  Eğer  kitabı beğeniyorsanız lütfen oy atınn. Şimdiden teşekkürlerr. İyi okumalar!

***

 Öğretmenler her yeri kontrol etmişlerdi ve hiçbir yerde yangın olmadığını söylemişlerdi. Okul yandığı için sevinenler büyük bir dram yaşamışlardı.  

    Teker teker sınıfa giriyorduk. Sınıfa geldiğimde hemen sırama oturdum. Bir anda biri önüme bir kağıt fırlattı. Kimin fırlattığını anlamak için arkamı döndüğümde herkesin kendi aleminde takıldığını gördüm. Geri önüme döndüm ve  kağıdı açtım.

Kağıtta ''İnsanları gizli gizli dinlemek çok ayıptır Duru.'' yazıyordu. Kaşlarımı çatarak arkama bakmaya  devam ettim. Doruk ve Mehmet'i  dinlediğimi biri görmüştü ama kim? Ardından telefonuma  bir fotoğraf geldi. Dorukla Mehmet'i dinlerken çekilmiş bir fotoğrafımdı.

  Kesinlikle bu fotoğrafı kimsenin görmemesi gerekiyordu!

  Her ne kadar abartıyor gibi görünsem de benim için çok rezil bir şeydi bu fotoğraf. Kimsenin görmemesi gerekiyordu. Özellikle Doruk  ve Mehmet'in.

 Bana o gönderen numaraya,

Lütfen bu fotoğrafı kimseye atma. Ne istersen yaparım ama lütfen kimseye atma.

diye mesaj attım. Ardından sınıfta göz gezdirdim, kimin elinde telefon var diye. Ama herkes kendi alemindeydi ve kimsenin elinde telefon yoktu. Geri  önüme döndüm. Mesaj gelmişti.

Tek bir şartla atmam. Sana bir soru soracağım ve doğru cevaplayacaksın. Anlaşıldı mı?

Sıkıntıyla ofladım.

Tamam sor hadi bekliyorum.

Ben bunu yazdıktan kısa süre sonra mesaj geldi.

 Hoşlandığın biri  var mı? Ya da kıskandığın, ama erkek olarak?

Yutkundum ve elimi zorla telefonun klavyesine götürdüm. Ne  yazacaktım ki? Hoşlandığım biri yoktu...

 Tamam kendimi kandırmayayım. Belki Doruk'tan biraz, minicik hoşlanıyor olabilirim. Ama 'olabilirim' kesin bir şey yok.

 Bu seni neden ilgilendiriyor? Kimsin sen?

Şuan sinirlenmeye başlamıştım. Onu neden ilgilendiriyordu ki? 

Boşver. Cevap da vermeyebilirsin. Ben bu fotoğrafı herkese gönderiyorum.

 Mesajı okuyunca  hemen cevap yazmaya başladım.

Tamam, söylüyorum. Ama kimseye atma o fotoğrafları. Tamam biri var. Ama ondan hoşlandığım konusunda  pek emin değilim. 

Bu  mesajı  yazdıktan sonra onun cevabını bekledim. 

Olsun, yine de söyle.

Mesajın geldiğini görür görmez yazdım. Kaybedecek bir şeyim yoktu sonuçta.

Sınıfımızda Doruk adında biri var. Gerçi biliyorsundur, sen de bizim sınıfımızdasın sonuçta.

Yazdığım mesaja inanamayan gözlerle baktım. Bunu ben yazmıştım, yani kabullenmiştim artık.


Doruktan

Duruya gizli numaradan  mesaj atıyordum ve onu tehdit ediyordum. Tehdit etmek istemezdim ama öğrenmek için bunu yapıyordum. Yavaş yavaş öğrenmek üzereydim. 

Birden mesaj geldi.

Sınıfımızda Doruk adında biri var. Gerçi biliyorsundur, sen de bizim sınıfımızdasın sonuçta.

mesajını görünce bana yakışmayacak olsa da havalara  uçacaktım. Ben bunu uzun zamandır bekliyordum. Direkt mesaj yazdım.

 Bende  senden  hoşlanıyorum Duru. Yakalandın :)

Duru önde oturduğu için suratını  göremiyordum ama büyük ihtimalle şok olmuş  bir şekilde telefona bakıyordu.

Doruk, mesajlaştığım kişi sen miydin?

Şuan gerçekten şok olmuştu.

Belli olmuyor mu?

Bu mesajı yazdıktan sonra sırasından dönüp bana baktı.  Bende  göz kırptım. Utanıp önüne döndü.  O sırada gözüm Alper'e  takıldı. Alper dalgın bir şekilde Duruya bakıyordu. Bu çocuğa sinir oluyordum zaten, bir de Duruya bakıyordu.

   Ben bunları düşünürken zil çaldı ve teneffüs oldu. Ben Durunun yanına gittim.

''Kızdın mı?'' diye sordum. Cevap vermedi. Şuan Duru bana trip mi  atıyordu yoksa bana mı öyle geldi? 

''Duru, kızdın mı diyorum. Duymuyor musun?'' diye bir daha sordum. Yine cevap vermeyince bana trip attığını anladım o farketmeden gülümsedim. 

  Çantasını  topladı ve gitmeye yeltendi. Ama bir dakika! Daha dersler bitmedi ki bu nereye gidiyor  böyle?

***











Ormantik Öküz'ümHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin