MULTİ: DURU
Bu arada artık oy gelmedikçe kitabı yazmicam. Eğer kitabı beğeniyorsanız lütfen oy atınn. Şimdiden teşekkürlerr. İyi okumalar!
***
Öğretmenler her yeri kontrol etmişlerdi ve hiçbir yerde yangın olmadığını söylemişlerdi. Okul yandığı için sevinenler büyük bir dram yaşamışlardı.
Teker teker sınıfa giriyorduk. Sınıfa geldiğimde hemen sırama oturdum. Bir anda biri önüme bir kağıt fırlattı. Kimin fırlattığını anlamak için arkamı döndüğümde herkesin kendi aleminde takıldığını gördüm. Geri önüme döndüm ve kağıdı açtım.
Kağıtta ''İnsanları gizli gizli dinlemek çok ayıptır Duru.'' yazıyordu. Kaşlarımı çatarak arkama bakmaya devam ettim. Doruk ve Mehmet'i dinlediğimi biri görmüştü ama kim? Ardından telefonuma bir fotoğraf geldi. Dorukla Mehmet'i dinlerken çekilmiş bir fotoğrafımdı.
Kesinlikle bu fotoğrafı kimsenin görmemesi gerekiyordu!
Her ne kadar abartıyor gibi görünsem de benim için çok rezil bir şeydi bu fotoğraf. Kimsenin görmemesi gerekiyordu. Özellikle Doruk ve Mehmet'in.
Bana o gönderen numaraya,
Lütfen bu fotoğrafı kimseye atma. Ne istersen yaparım ama lütfen kimseye atma.
diye mesaj attım. Ardından sınıfta göz gezdirdim, kimin elinde telefon var diye. Ama herkes kendi alemindeydi ve kimsenin elinde telefon yoktu. Geri önüme döndüm. Mesaj gelmişti.
Tek bir şartla atmam. Sana bir soru soracağım ve doğru cevaplayacaksın. Anlaşıldı mı?
Sıkıntıyla ofladım.
Tamam sor hadi bekliyorum.
Ben bunu yazdıktan kısa süre sonra mesaj geldi.
Hoşlandığın biri var mı? Ya da kıskandığın, ama erkek olarak?
Yutkundum ve elimi zorla telefonun klavyesine götürdüm. Ne yazacaktım ki? Hoşlandığım biri yoktu...
Tamam kendimi kandırmayayım. Belki Doruk'tan biraz, minicik hoşlanıyor olabilirim. Ama 'olabilirim' kesin bir şey yok.
Bu seni neden ilgilendiriyor? Kimsin sen?
Şuan sinirlenmeye başlamıştım. Onu neden ilgilendiriyordu ki?
Boşver. Cevap da vermeyebilirsin. Ben bu fotoğrafı herkese gönderiyorum.
Mesajı okuyunca hemen cevap yazmaya başladım.
Tamam, söylüyorum. Ama kimseye atma o fotoğrafları. Tamam biri var. Ama ondan hoşlandığım konusunda pek emin değilim.
Bu mesajı yazdıktan sonra onun cevabını bekledim.
Olsun, yine de söyle.
Mesajın geldiğini görür görmez yazdım. Kaybedecek bir şeyim yoktu sonuçta.
Sınıfımızda Doruk adında biri var. Gerçi biliyorsundur, sen de bizim sınıfımızdasın sonuçta.
Yazdığım mesaja inanamayan gözlerle baktım. Bunu ben yazmıştım, yani kabullenmiştim artık.
Doruktan
Duruya gizli numaradan mesaj atıyordum ve onu tehdit ediyordum. Tehdit etmek istemezdim ama öğrenmek için bunu yapıyordum. Yavaş yavaş öğrenmek üzereydim.
Birden mesaj geldi.
Sınıfımızda Doruk adında biri var. Gerçi biliyorsundur, sen de bizim sınıfımızdasın sonuçta.
mesajını görünce bana yakışmayacak olsa da havalara uçacaktım. Ben bunu uzun zamandır bekliyordum. Direkt mesaj yazdım.
Bende senden hoşlanıyorum Duru. Yakalandın :)
Duru önde oturduğu için suratını göremiyordum ama büyük ihtimalle şok olmuş bir şekilde telefona bakıyordu.
Doruk, mesajlaştığım kişi sen miydin?
Şuan gerçekten şok olmuştu.
Belli olmuyor mu?
Bu mesajı yazdıktan sonra sırasından dönüp bana baktı. Bende göz kırptım. Utanıp önüne döndü. O sırada gözüm Alper'e takıldı. Alper dalgın bir şekilde Duruya bakıyordu. Bu çocuğa sinir oluyordum zaten, bir de Duruya bakıyordu.
Ben bunları düşünürken zil çaldı ve teneffüs oldu. Ben Durunun yanına gittim.
''Kızdın mı?'' diye sordum. Cevap vermedi. Şuan Duru bana trip mi atıyordu yoksa bana mı öyle geldi?
''Duru, kızdın mı diyorum. Duymuyor musun?'' diye bir daha sordum. Yine cevap vermeyince bana trip attığını anladım o farketmeden gülümsedim.
Çantasını topladı ve gitmeye yeltendi. Ama bir dakika! Daha dersler bitmedi ki bu nereye gidiyor böyle?
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ormantik Öküz'üm
Teen FictionDuru ve Doruk.. Onlar birbirlerine haberleri olmadan 13 yıldır aşıklar... Nasıl olduğunu soruyorsan sadece oku..