Balmorhea/Remember
Iyi okumalar.Yorumlarınızı bekliyorumm.
Şimdi sen kalkıp gidiyorsun,
Git.
Gözlerin durur mu?Onlar da gidiyorlar.
Oysa Allah bilir,bugün iyi uyanmıştık.
Sevgideydi ilk açılışı gözlerimizin,sırf ona idi.
Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun ötmüştü.
Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti.
Yoktu evvelsi günlerdeki yoksulluğumuz.
Sanki hiç olmamıştı
-Cemal SüreyaEğer hayat bir oyunsa,hangi piyon olacağımızı neden seçememiştik.
Deniz'e bakıyordum.
Upuzundu benim içim için.
Bir saniye gözlerimi ayırsam dalgaları beni esir alacaktı sanki.
Bir ses çıkarıyordu,sanki bir daha çıkarsa yine gözlerim dolacaktı.
Sarıldım onun minicik bedenine.Kucakladım onu.Kalbim yine pıt pıt."Gidelim mi artık anneciğim?"
Kendi çapında bir şeyler mırıldandı fakat bunlar henüz tam bir harf haline bile getirilemez şeylerdi.Tekrar kanguruya yerleştirdim Deniz'i.Oğlumu.
***
"Sen o dosyaları Sinan'a götür,imzalasın.Ay bir de onun Erdem beyler ile görüşmesi lazım.Heh!Şey ya ben evden çıkamıyorum Deniz biraz huysuz birini yolla da şu çizimleri alsınlar."
Defne elindeki dosyalar,kulağı ile omzunun arasında dengede tutmaya çalıştığı telefonu,kucağındaki Deniz ve dağınık masası ile başbaşaydı.Şu 2 günde neredeyse hiç uyuyamamıştı ve baş ağrısından ağlayacak konuma gelmişti.
"İyi,iyi de ben iyi değilim.Bir hayli yoruldum....Tamam hadi görüşürüz."
Televizyon ünitesindeki resim gözüne çarptı.
Ömer ile ikisinin atmaya kıyamadığı o resmi.
Telefonu kapattı.Uzun zaman olmuştu,Ömer gideli..
Çok uzun zaman olmuştu.1 ay 3 hafta sonra tam 1 sene geçmiş olacaktı ki bu bir sene içinde çektiği zorlukları tek bilen Defne idi.Evlendikten 1 hafta sonra sadece ufak,yırtık bir kağıt parçası bırakarak çekip giden bir eşin,sevgilinin yokluğunun ne kadar zor olduğunu da bir tek o bilirdi.Oysa bunu düşünerek mi uyanmıştı o sabah?
Üç kişi olduklarını söyleyeceği,belki de kızıl siyah bulutlara doğru yükselecekleri bir gündü o gün.Defne o sabah boy aynasına bakıp bebeğine babasını anlatırken onu terk ettiğini katmaya fırsatı olamamıştı.
Terk edilmek,sevgisizlik,unutulmak;ruh içinde bitmek bilmeyen,öldürmeden eziyet eden bir zehirdi sanki.Acı ile beslenir,neşe ile sarılırdı.Ama asla bitmez,aksine artarak çoğalırdı.
Bunları unutmak için bir ışıktı Deniz.Deniz,bildiği tek yol.Artık tek umursadığı,tek canı bildiği.En güzel mucizesi olmuştu
Tıpkı babasıydı.Beyaz teni hariç.Zeytin gözleri,simsiyah saçları,burnu,dudakları,yanakları..Defne bu yüzden ister istemez kıskanabiliyordu.Hatta baya baya trip atacak kıvama geliyordu.
Kucağındaki Deniz'i bellerinden tutup havalandırdı ve oğlunun birazcık daha ağırlaştırılmış hissetti.Buna sevindi,tebessüm edip yanağına ıslak bir öpücük kondurdu.
Deniz erkenci davranıp 7.ayın ortasında ani bir sancıyla gelmişti ve Defne 'nin doğumu oldukça zor bir doğum olmuştu.Ama asıl gücüne giden bu değildi.Asıl kaldıramadığı şey o orada oğlu ve kendisi için can çekişirken Ömer'in elini tutamamasıydı.
1 kg 800 gram doğmuştu Deniz.Doğar doğmaz küveze alınmıştı ve tam 2 hafta boyunca Defne oğluna ne sarılabilmek,ne emzirmiş,ne de koklayabilmişti.
Hayatında geçirdiği en zor iki hafta idi belki de.Ömer'in gittiğinde bile bu denli acımamıştı canı.Ama canından bir parçayı,oğlunu kaybedebilir ihtimalini düşündükçe aklını yitirecek gibi oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalancı Aşk Denizleri ~ Deföm
FanfictionFısıltılar arasında benim en duymak istemediğim ama tek duyulabilen ses o'ydu.Beni ve kendisini bir denize itmiş,çırpınırken teselli etmişti.