His Dünyamın Ekvatoru || Texting

0.1

Bir klişe daha yaşamamak için koşar adımlarla sınıfıma girdim. Tabii peşimde sürüklediğim Derin'i unutmayalım!
Gözüme kestirdiğim bir sıra bularak oraya ilerledim. Bir taraftan da Derin'i çekiştiriyordum.

"Kızım ben senin köpeğin miyim ya! Ne diye çekiştirip duruyorsun!"

Haklıydı ne yapayım.

"Tamam be haklısın sus."

Duvar kenarında, üçüncü sıraya yerleştik.
En arkaya oturamayacak kadar çalışkanız çünkü.

'Çarpılacaksın şimdi'

Yahu bir sen eksiktin iç ses. Sen sus!

İlk dersimizin matematik olduğunu duymamla yıkılmam bir oldu.
Neden pazartesi, ilk ders matematik dersi olur yarabbi? Hemde okulun ilk günü yahu!

Olmuyor müdür beyciğim. Ayıp.

***
Kolumu delercesine dürten Derin'e bön bön baktım. 

"Delebilirsin ya bu kol değil zaten al."

"Mal bu ya" bakışı atarak eliyle bir yeri gösterdi. Gösterdiği yere baktığımda ben şok, ben iptal.

"Allah'ım bu bir rüya olsun ve ben şuan uyanayım lütfen"

Derin kıkırdadı.

Her şey gerçektir ve ben bir hocaya 'Yallah' demiştim! Hemde matematik hocasına...
Allah'ım sen beni matematik hocasının gazabından koru.

Sevgili Matematik hocamız(!) masasına oturmuş bana bakıp gülerken ben ter döküyordum.
Yok canım ne korkması, saçmalama.

Sınıf kapısı açıldığı anda öğretmen bey hızla ayağa kalktı.
İçeriye elinde bilgisayar çantası, takım elbiseli yakışıklı bir adam girmişti.
Bu ne yakışıklılıktır yarabbi! Seni tanımak istiyorum yiğidim beni ara.

"Egemen napıyorsun burda! Dersin yok mu senin?"

Tövbe bismillah.
Bütün sınıf Derin dahil anıra anıra gülerken ben bir öğretmene bir de 'yallah' dediğim çocuğa mal mal bakıyordum.

Adının Egemen olduğunu öğrendiğim Egemen bana göz kırptı, 'iyi dersler hocam' diyerek güldü ve sınıftan çıktı.

Ben olayın şokunu atlatamamışken bir yandan da matematik hocasını kesiyordum.

Hocam matematik öğretmeni olmak için çok genç değil misiniz?
Benim bildiğim öğretmen göbekli 50 yaşını geçmiş yaşlı bir şey olurdu. Onlar öğretmense siz ne oluyorsunuz?

***

"Ali Mert Yenilmez, 2 senedir öğretmenlik yapıyorum. Bekarım.  Merak ettiğiniz bir şey varsa sorabilirsiniz."

Her sınıfta olan, nesli tükenmeyen gereksiz bir kız konuştu.

"Hocam instagramınız var mı?"

Pardon konuştu demişim, baya boğazı sıkılmış civciv gibi ciyaklıyor bu nasıl sestir yarabbi ses tellerini koparmak istiyorum.

Hoca ciyaklayan kıza cevap vermedi.

Kalırsın öyle yerli malı gibi.
"Sizi tanıyalım. Liste sırasına göre gidelim. H-"

"Hocam o ismimi söylemeyin." Diyerek atıldım.

Hoca gülerek konuştu "Feza Ateş tanıt kendini."

Derin bir nefes alarak konuştum.

"Tamam hocam. Ben Feza. Tek çocuğum. Bu kadardı hocam teşekkür ederim." Diyerek konuşmamı sonlandırdım.

Güldü. O nasıl gülüştür yarabbi.
"Memnun oldum Feza." Hocama gülümseyerek yerime oturdum.
***
Tanışma faslı bittiğinde sınıfça kısa bir sohbet ettik.
Sevgili hocacığım ilk gün olduğu için ders işlememişti ve bizi tanımak istemişti. Çünkü canım hocam. Dersi bitmişti.
"İyi dersler çocuklar!" Diyerek sınıftan çıkan öğretmenin arkasından Derin'i çekiştirerek sınıftan çıkardım.
Acıkmıştım ve kantine yalnız gitmek istemiyordum. Gerçi kankam da rahatsız olmuyordu. Çünkü bana aşık!
***
Kantin mahşer günü gibi kalabalık olduğunu görünce hayal kırıklığına uğradım. Adım atacak yer olmayan kantinde milim milim yürüyerek sırada ilerliyorduk. Ne hız ama! Sıra bize geldiğinde birer tost ve birer ayran alarak boş bir masaya adımladık. Masaya doğru ilerlerken dedikodu yapmayı da ihmal etmiyorduk tabii kız olmak işte!
Masaya ulaştığımızda Derin'in kolumu tutmasıyla durdum.
"Ne oluyor be niye duruyorsun ayakta mı yiyeceğiz yemeği?" Diye cırladım.
"Klişelerden nefret ediyorsun biliyorum ama bir bak istersen." Gülerek oturacağımız masayı işaret etti.
Bana otuz iki diş sırıtan yüze baktım. Yine ve yine.
"Yine mi sen?! Her yerde seni görmek zorunda mıyım ben?"
İlk günden bu kadar klişe yaşayacağımı bilsem okula gelmezdim yahu!
"Yine ben. Bu okulda olduğun sürece de hep ben olacağım."