2.6

9.8K 765 124
                                    

Merhabalar gençler. Bölümden önce ufak bir notum var. Bölümlerin geç gelme sebebi Kahve Kokulu Kadın isimli hikayemin kitap oluşu değil, okunma sayısına göre oyların az oluşuyla okuyucu sayısının artmayışı. Zaten okuyucu az bu yüzden dengelemek zorundayım elimden geldiği kadar. Oy verenlere, okuyup beğenen ve yorumlarını esirgemeyen herkese teşekkür ederim. Hayalet okuyucular aramıza katılırsa bölümler daha hızlı gelebilir. Keyifli okumalar 💕

Yeterince uykumu almış ve zinde uyanmıştım. Derslerin temposu giderek hızlandığından yurt iyice kalabalıklaşmıştı. Duş alıp saçlarımı kuruttum. Sarı saçlarım belime kadar uzanmıştı. Onları tarayıp dalgalar halinde omuzlarımdan aşağı bıraktım. Yüksek bel kot ve dekolteli, uzun kollu siyah bluz giydim. Selin'in internetten sipariş ettiği yeşil renkli, son model radyoyu açtım ve şarkıya eşlik ederek hazırlandım.

"Büyücü kadını görebiliyor musun? Nasıl da, nasıl da, nasıl da eğleniyor..."

Kapının açılma sesini duyduğumda mikrofon olarak kullandığım parfüm şişemi bir kenara bırakıp sesin geldiği yere döndüm.

"Ben geldim!" dedi Selin. Ona doğru koşup sıkıca sarıldım.

"Hoş geldin yuvamın gülü," dedim.

"Hoş buldum. Ne bu neşe?" dedi meraklı gözlerle neşeli yüz ifademi seyrederek.

"Üzgün olsam daha mı iyi? Gülüyorum işte ne güzel."

"Haklısın," dedi. "Bana anlatacağın bir sürü şey var."

"Evet, geldiğimde her şeyi konuşuruz olur mu?"

Selin'i eşyalarını toparlaması için yalnız bırakarak yurttan ayrıldım.

Okuldaki ilk derste birkaç kişi olduğundan profesör gelmeye zahmet bile etmeyip dersin olmayacağını bize bildirmesi için asistanını göndermişti. Diğerleri de çıktığında hocanın asistanı olan Nihat'ın yanına gittim. Kaydolurken tanışmıştık ve girişimde bulunmaya çalıştığım bazı konularda önerilerde bulunuyordu. Üniversite kulüplerine katılım gibi...

"Merhaba," dedim. "Uykunu alamamış gibi bir halin var."

"Sabahın köründe -ki on iki benim için kesinlikle sabahın körü- profesörden telefon alıp okula getirildim. Ve şu an yüzde seksen beş uyuyorum," dediğinde kahkaha attım.

"Belki sana bir kahve ısmarlarım," dedim.

"Ne yazık ki hocanın tek dersi bu sınıfa değil," dedi. " Ancak bu teklifini benim için başka bir güne sakla çünkü benim her zaman bir kahveye ihtiyacım var."

"Peki o halde başka zaman," dedim. Vedalaştığımızda, tam okula boşu boşuna gelmiş olmaktan dolayı üzüleceğim sırada biri bana seslendi.

"Sarı!"

Arkamı döndüğümde Okan duruyordu. Çökmüş omuzlar ve hafif çıkmış sakallarıyla yorgun duruyordu. Son görüşmemizin üzerinden pek az bir zaman geçmişti ve o bu kadar zamanda adeta cehenneme uğramış gibiydi.

"Adım Kumru," dedim karşı karşıya durduğumuzda.

"Her neyse artık," dedi. "Birlikte çalışacaksak bu huyumu bilmen lazım. Uzatmayı sevmem."

"Ben de uzatmı-ne? Birlikte çalışmak mı?"

"Evet," dedi düşünceli bir ifadeyle. "Eğer dediklerin doğruysa, eğer Bade'yi o kız öldürmüşse," yutkundu. Bunun Okan için ne kadar zor olduğu gözlerinin dolmasından belliydi. Sertçe nefes verdi ve gözlerinden bir damla yaş önce yüzüne daha sonra yere döküldü.

Kötü Kızlar KulübüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin